3

315 30 46
                                    

Bu gün izin günümdü ve rahat bir şekilde eşofman takımı mı giyindim, şimdi ise dışarı çıkacaktım, kahve alıp sessiz bir park'a gidecektim.

Kafamı dinlemek istiyordum ve aklımı işlerden uzak tutmak.

Kafeye geldim ve içeri girdim.

"Espresso alabilirmiyim"

"Burada mı içeceksiniz?"

"Hayır"

Kafasını salladı ve gitti, atrafa baktım, sessiz ve normaldi, beş dakika sonra adam geldi ve kahveyi uzattı.

"80 TL"

Miktarı uzatarak kahveyi aldım, mesaj geldiğinde açacaktım ki biri ile çarpıştım, siktir sanki direğe çarpmıştım.

Düştüğümde kahvede üstüme döküldü, çok sıcaktı.

"Yandım"

Üstümü kendimden uzak tutmak için kaldırdım ama bacaklarım da yanıyordu.

Adam kolumu tutarak beni sanki çocukmuşum gibi kaldırdı, kafamı kaldırıp baktığımda beyaz tenli, kedi yüzlü, gri saçları ile nefes kesen biri vardı.

Arkasında ki adamlar önümüze geçtiğinde korkarak baktım, üstümdeki t-shirtü çıkarttığında şaşkınlıktan kıpırdayamadım bile, üstündeki ceketi üstüme örttü.

"Üzgünüm, sizi fark etmedim"

Kalın sesi ile kendime geldim ve yutkundum, sesimin nereye kaçtığını bilmiyordum bile.

"S-sorun değil.. Hey beni nasıl istediğin gibi soyarsın sen"

"Yandığını söyledin"

"Olabilir,bu utanç verici"

Ceketi giyerek önündeki fermuarı kapattım, bacaklarımda yanıyordu ama bir şey söylemedim, ensesini kaşıdı.

"Üzgünüm, kahveniz döküldü, alayım"

"Gerek yok"

"Lütfen"

Gülmeye çalıştı ki komik görünüyordu.

"Gülmek ile aran yok sanırım, beceremiyorsun"

"Evet, öyle"

Adamlar çekildi ve beni kasaya yönlendirdi.

"Beyfendi hangi kahfeyi aldıydıysa aynısın dan bir tane getir jimin"

"Tamam"

Jimin denen kasiyer gittiğinde koruma t-shirtü uzatacak iken geri çekildi.

"Yenisini biraz dan gelir"

"N-ne? Gerek yok"

"Suç benim, telafi etmeliyim"

"Ama bende dikkatsizdim, gerek yok"

"İyilik yapmaya çalışıyorum"

"Pekala"

Kahve geldiğinde alarak bana uzattı.

"Teşekkür ederim"

Bir adam bir paket uzattığında ona baktım.

"T-shirtü nüz"

Alarak gülümsedim.

"Teşekkür ederim"

Adam elini uzattı, tuttum ki elim elinin içinde kayboldu, sıkarak bıraktı.

"Ben Yoongi"

"Hoseok"

"Gideceğiniz yere bıraksınlar"

"Cidden gerek yok"

Beni takmadan bir adama baktı.

"Namjoon"

"Anlaşıldı"

Adam konuştu ve bana baktı, kafamı eğdim.

"Teşekkür ederim"

"Rica ederim"

Adam ilerlemem için eli ile işaret edince son kez yoongi'ye baktım ve kafeden çıktım, arabaya geçtim ve yeri söyledim.

Bu gün daha garip geçemezdi.

sope: hiddenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin