7

280 27 59
                                    

Evin kapısını açarak içeri girdim, iki gündür endişe ile dolanıyordum karakolda.

Lambayı açtığımda korkarak silahımı çıkarttım, keyif ile gülerek kalktı.

"O silahı ilk bana doğrultucağını düşünmemiştim güzelim"

"Ne yapıyorsun sen tanrı aşkına"

"Seni bekliyorum"

Elini çeneme koyarak okşadı, sinir ile elini ittim.

"Bir daha izinsiz evime girme, kurşun yemek istemiyorsan tabi"

"Söz veremem bebeğim"

Yukarı çıktığımda göz devirdim, odama girip üstümü değiştirdim ve aşşağı inip mutfağa girdim, masanın üstünde poşetler gördüğümde kaşlarımı çattım.

"Bunlar nereden çıktı"

Arkamda durdu.

"Jimin getirdi, senin için yapıldılar"

"Cidden sinirimi bozuyorsun"

Kolunu belime sarıp şakağımı öptü.

"Bana izin verdin, bende senin için yapıyorum"

Söylediği ile ona baktım.

"Ben sana izin vermedim, ne izninden bahsediyorsun"

"Deniz kenarında, unuttun mu?"

"Ben sadece buluşma için bir şey demedim, bana silah göndertip evime girmen için değil"

"Sakin ol ve yemeğini ye"

Geri çekildiğinde sabır dileyerek paketi aldım, masaya oturduğumda karşıma oturdu, sigarasını çıkarttı, kaşlarımı çatarak ona baktım, kaşlarını kaldırdı.

"Ne?"

Dudakları arasındaki sigarayı düşürmeden konuştuğunda etkilenmiştim ama belli etmeden göz devirdim.

"Evimde sigara içemezsin"

Kafasını çevirip sigarayı  ağızından çıkarttı ve geri pakete koydu.

"Tamam"

Hamburger, kola,patates vardı, diğerinde ise pizza, soğan halkası, içecek, yoongi'ye baktım.

"Sen yemek yedin mi?"

"Evet"

Kafamı sallayarak diğer paketi dolaba koydum ve yerime geri oturdum, telefonu ile uğraşmaya başladığında bende yemeğimi yemeye başladım.

Bana baktı ve dudaklarını gülümseme esir aldı, kaşlarımı çatarak baktığımda,kafasını salladı.

"Sincaplara benziyorsun"

Lokmamı yutarak içeceği içtim.

"Hayır, benzemiyorum"

"Benziyorsun"

Göz devirdiğimde geri telefona döndü, çaldığında açarak konuştu ki hoparlöre aldı, yanımda cidden rahattı.

"Efendim kook"

"Yoongi, silah teslimatı patladı"

Kaşlarını çatarak masaya vurdu, sesi vahşi bir kaplan gibi çıkmıştı, yerimde titredim.

"Nasıl patladı"

"Sınırdaki köstebekleri göndermişler, patladı"

"Hemen o tırları geri çek, sınırdakileri de öldür, tek kanıt bırakırsanız hepinizi öldürürüm"

"Anlaşıldı"

"Jin'i yarın bana gönder, bu gevşekliliğinin cezasını çekecek"

"Ama onun suçu yok-"

"Hepiniz gelin"

"Tamam"

Telefon kapandığında anlını ovdu, kalkarak yanına gittim.

"Sakin ol"

"Sakinim"

Elimi koluna koyduğumda tutarak öptü, yanaklarım kızardığında yanağımı öptü, kafamı eğdim, utanmıştım.

Çenemi tutarak kaldırdı, ona baktığımda yaklaştı, gözlerime izin ister gibi baktığında yutkundum ve gözlerimi kapattım.

Soğuk dudaklarını dudaklarıma bastırdı, öpüşüne karşılık verdiğimde belime sarıldı, kollarımı boynuna sardım.

Öpüşü çok yoğundu ve ben ona kapılmıştım, geri çekildiğinde kendime geldim ve kollarından çıktım.

Yerime oturarak masaya baktım, kalkarak yanıma gelip dudaklarımı öptü.

"Gitmeliyim bebeğim, yine gelirim"

"Gizlice girme evime, haber ver"

"Benim için hazırlanacaksan veririm"

"Sapık"

Yüzünü itince gülerek dudaklarımı son kez öptü ve çenemi okşayarak geri çekildi, mutfaktan çıktığında geri yaslandın, kapı sesini duymam ile gözlerimi kapattım.

Sinirli halinden korkmuştum ama bana yansıtmaması içimi garip bir his ile doldurmuştu.

sope: hiddenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin