avcıların hicbirine söylemedim çünkü kutlanmasını pek sevmem. ortaokulda arkadaşım olmadığı için zorbalarım doğum günümde üstümde yumurta kırarlardı. neden bunu unutmadım ki
kalktım ve mutfaga geçtim.
"günaydın"
"günaydın"
"günaydın Eunie"
oturup yemeye başladım. herkeste farklı bir sessizlik vardı. Mun ve Jaek bong kalktı
"bizim dışarıda bir işimiz var, geç kalmayız"
--- öğlen saatleri
wong odama girdi
"ben dışarı çıkıyorum birşey istiyor musun?"
"hayır teşekkür ederim"
gülümseyip çıktı.
akşama kadar Hana antreman yaptırmadı sorduğumda işi oldugunu söyledi.
---
aksama kadar uyudum çok yorgun hissediyordum. uyandığımda aklıma birden Wong'la marketten dönerken yaşadığımız olay geldi. neden birden değişmişti?
daha fazla düşünmeden telefonu elime aldım Hana az önce mesaj atmıştı.
Hana askm🤍
Hana= X Cafe'ye gelebilir misin?
Eun= Tabii
Hana= orda görüşürüz
telefonu kapatıp kalktım ve dolabını açtım. değişiklik olsun diye yeşil elbisemi giydim, olm zaten 1 tane elbisem var detaya ne gerek var.
su sekil;
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
cabuk hareket ederek cafeye gittim Bos bir yere oturup Hana'yı beklemeye başladım. bir kaç dakika sonra biri omzuma dokundu.
arkamı döndüm- ne? tüm avcılar ve Wong arkamdaydı. Hana'nın elinde pasta vardı. Diğerlerinin elinde ise birer tane hediye paketi vardı.
ayağa kalkıp hepsine sarıldım. Wong bana döndü
"öyle davrandığım için üzgünüm, bunun için uğraşıyordum," dedi ve cebinden kolye kutusu çıkardı bana uzattı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"biliyorum takmayı çok sevmiyorsun ama sana cok yakışacağını düşündüm" diyerek arkama geçti ve kolyeyi boynuma taktı.
ona döndüm.
"teşekkür ederim Woni" diyip dudağına kısa süreliğine bir buse kondurdum. yüzündeki gülümseme herşeye bedeldi.
herkesin hediyesini tek tek actım. Hana kar küresi, Mun günlük, Ajussi toka, Jaek birkaç kalem ve Bayan Chu da telefon kılıfı almıştı. biz oturmuş sohbet ederken Jangmul geldi.
"doğum günün kutlu olsun Eun" dedi ve güldü. arkasından hediye paketini çıkarıp verdi.
"teşekkürlerr"
o da bir dizüstü bilgisayar almıştı.
"cok zenginsin Ajussiii"
hepimiz güldük ve pastayı yiyip 1-2 saate oradan kalktık. Arabada başımı Wong'un omzuna dayadım ve elini tuttum.
"özledim seni"
"ama çok üzdün Wong"
"üzgünüm, sürpriz yaparken seni ihmal etmisim"
"neyse sorun değil"
"beni öptüğüne hâlâ inanamıyorum"
"abartma Wong"
"bu gece sana sarılarak uyusam?"
"gizlice deneriz koltukta yatmana kıyamam" dedim ve güldüm.
---
"ben yatıyorum iyi geceler, ve bugün için tesekkur ederim"
herkes onayladı ben de odama gidip yattım. tam uyuyacakken biri geldi
"iyi geceler Hana.."
"Ben Wong"
"sen miydin? gel yanıma"
"sarılabilir misin?"
"tabi ki koca bebis" dedim ve sıkı sıkı sarıldım.
"Koca bebis mi?"
"evet" diyip sessizce güldüm.
"hadi uyu bebis"
"tamam koca bebis-"
"bir gün kocacım dedirticem"
"cok beklersin"
---sabah
"Eun titriyorsun?"
"ha? çok üşüyorum Wong"
"Bayan Chu!"
Bayan Chu koşa koşa geldi.
"ne oldu"
"Eun çok titriyor ve üşüyor"
konuşulanları çok duymuyordum ama Wong çok korkmuşa benziyordu. sadece grip?
