kapının açık olduğunu yeni farkettik. Ji Woo görmüş muydu?
"Sen az önce gördün mu?"
"neyi bilmiyorum ama, kasların süper Wong"
Wong kahkaha attı, "teşekkür ederim"
"ben sizi yanlız bırakayım"
o çıktığında ikimiz de kahkaha atmaya başladık.
"bir dahakine kapıyı kontrol et Eunie"
"bir dahakine mi?"
koşarak odadan kaçtım. Bayan Chu'ya yardım etmeye başladım.
Wong yine gelip arkamdan sarıldı,
"hamarat sevgilim benim"
"herşeyi abartma Wong"
"evlenince tüm yemekleri ben yapicam"
"aç kalıcaz desene- dur bi! EVLENİNCE Mİ?"
"evet?"
"daha çok küçüğüz Wong.."
"biliyorum daha değil meleğim"
"hadi otur da ye"
diğerleri de birkac dakikaya geldi. hepimiz oturup yedik. Sonra Jangmul geldi.
"hosgeldin Ajussi"
"hosbuldum cocuklar," diyip güldü "sen yeni gelen avcısın değil mi? hosgeldin"
"hosbuldum efendim"
kahvaltıdan sonra antreman yaptık. Artık Hana'yı ben çalıştırıyormuşum gibi duruyordu :D Ara verince Wong'un bizi izlediğini farkettim.
"çok iyiydiin"
"teşekkür ederim"
"bu arada sanki sen bana Avcı olmak isteyip istemediğimi sormuştun?"
"evet, ama o sırada hediye için uğraşıyordun"
"keşke dinleseymişim"
"neden?"
"kötü ruh yakalamaya gidince seni çok merak ediyorum, avcı olsaydım ben de gelebilirdim"
"merak etme, ben dikkat ederim"
"tamam"
"dondurma almaya gidelim mii?"
"yağmur yağıyor, ıslanabiliriz. tekrar hasta olmanı istemem"
"tamam"
"dolapta meyveler var ister misin?"
"olurr"
"sen salona git ben getiriyorum"
"tamamm"
salonda kimse yoktu. Televizyonun karşısındaki koltuğa oturdum ve televizyonu açıp kanallara bakmaya başladım.
"ben geldiim"
tabakta bâyâ meyve vardı.
"ooo"
"afiyet olsun melegim"
"sen de yesene?"
"tamam ama bekle geliyorum"
birkaç dakika sonra geldi. elinde yorgan ve birkac yastık vardı
yastıkları ve yorganı yerleştirdikten sonra o da yanima oturdu. kucağıma meyve tabağını koyup bir yandan yiyordum bir yandan da televizyon izliyordum. elimle elma parçalarından birini alıp ağzına uzattım. yedikten sonra eliyle çenemi tutup hafifçe öptü. gülümseyip sarıldım
"çok tatlısın senn"
"sen de Eunim"
---
televizyon izlerken uyumuş olmalıydık. uyandığımda sarılıyorduk. tekrar gözlerimi kapatıp uyumak istedim ama Hana ve Mun bizi izliyordu.
"Hana, Mun!"
"ay siz çok tatlısınızz"
"sussana So Mun ekmekcim"
"sustum"
tekrar yatıp uyumaya çalıştım ama Wong uyandı
uykulu sesiyle, "günaydın melegim.." dedi.
"sesin cok guzel Wongg"
güldü, gözlerini ovarak o da kalktı ve yanıma oturdu. Mun ve Hana hâlâ gülüyordu
"kıskanmayın lütfen"
Mun side eye atarken Bayan Chu çağırdı,
"kahvaltı hazır!"
koşa koşa gittim. obur değilim tabiki.
"kimbap mi yaptınn"
"evet, sen seviyorsun diye yaptımm"
"teşekkür ederim Bayan Chuu"
oturup hemen yemeye başladım. Wong karşıma oturdu.
"obur sincap"
"ne diyorsun Wong?"
"sincap gibi gözüküyorsun"
"çok komik"
"Meleğim"
"hı? efendim-"
Ji Woo geldi,
"afiyet olsun Eunn"
"teşekkür ederim Ji Woo. Ne diyordun Woni?"
"yarın sinemaya gitmek ister misin?"
"olurr"
"ama gercekten sincap gibisi-"
kafasına vurup side eye attım
"kızma hemen Eunim"
"bana sincap deyip durma"
"tamam"
kahvaltım bitince kalktım.
"eline sağlık Bayan Chuu"
"afiyet olsun Eun"
odamda telefona bakmaya başladım. Wong da bir süre sonra geldi.
"ne yapıyorsun Eunim"
"oturuyorum. hosgeldin.."
"uykun mu geldi seninn"
"evet"
"gel yatalım" diyip yanima geldi ve yattı.
"çok büyüleyicisin melegim"
"sen de çok tatlısın.."
"uyu artık hem yarın sinemaya gidicez"
"tamam.."
ben kendimi uykunun kollarına bırakırken Wong saçımı okşayarak koklamaya başlamıştı...
------------------₊˚🖇️✩ ₊˚🎧⊹♡--------------------
bir boklar yapıcam hazır olun bence heh
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUC fic | "My Princess" | Wong ~☆
Fanfiction"𝘼𝙢𝙖 𝙨𝙚𝙣 𝙠𝙤𝙩𝙪 𝙧𝙪𝙝 𝙤𝙡𝙖𝙢𝙖𝙮𝙖𝙘𝙖𝙠 𝙠𝙖𝙙𝙖𝙧 𝙞𝙮𝙞𝙨𝙞𝙣" "𝙨𝙚𝙣 𝙙𝙚 𝙜𝙚𝙧𝙘𝙚𝙠 𝙤𝙡𝙖𝙢𝙖𝙮𝙖𝙘𝙖𝙠 𝙠𝙖𝙙𝙖𝙧 𝙗𝙪𝙮𝙪𝙡𝙚𝙮𝙞𝙘𝙞𝙨𝙞𝙣"