sabah normalden daha dinçtim. Wong kalkmış olmalıydı. Mutfağa gittim.
"günaydın herkesee"
"günaydın Eun"
"günaydın Eunim"gülümseyip oturdum ve yemeye başladım. Aç olmadığım için çok fazla yemeden kalktım
"çok az yemedin mi Eunie?"
"aç değilim ama"
"biraz daha ye çok gelirse bırak, aç kalma"
"tamamm"
Bayan Chu gülümseyerek bize bakıyordu,
"çok düşünceli bir sevgilin var, çok şanslısınn" dedi
"sadece düşünceli değil, mükemmel"
Wong utanmıştı ama belli etmemeye çalışıyordu. Birkaç lokma daha yedikten sonra şişmiş gibi hissettim.
"Size afiyet olsunn"
odama gidip dolabımı açtım. düzgün giyecek hiçbirseyim yoktu. Ben dolapla bakışırken Wong geldi.
"noldu Eun"
"giyecek birşey bulamıyorum"
"Hana'dan isteyebilirsin"
"sorayım ona hemen" dedim ve antreman alanına koştum.
"Hana!"
"efendim Eun"
"kıyafetlerinden alabilir miyim?"
"tabii ki"
"teşekkür ederimm"
onun odasına gittim. Dolabındaki kıyafetler her zamanki gibi koyu tonlardan ve rahat kıyafetlerden oluşuyordu. Siyah kot pantolon ve beyaz sweatshirt giydim.
"hazırım Wong!"
"ben de"
o da siyah kot pantolon ve beyaz sweatshirt giymişti
"uyumlu olmuşuz"
"ne güzell"
dışarısı soğuktu ama yine de üşümüyorduk.
sinema salonuna girip bilet aldık ve oturup beklememize gerek kalmadan başladığını öğrendik.
---
sinemadan çıkınca pizza aldık ve eve döndük.
"Selaam, pizza isteyen?"
Jaek Bong, Hana ve Mun koşarak geldiler,
"ben"
onlar oturup hemen yemeye başladı o sırada Ji Woo, Jangmul ve Bayan Chu da geldiler. Hepimiz oturup yedik ve sohbet etmeye başladık. (aslında bu sahnenin öncesi farklıydı ama degistirmek zorunda kaldım)
Mun ayağa kalktı,
"Ben yurtdışına çıkıyorum"
"NE?"
"aslında Eun da geliyor"
"ben ne alaka!"
"Siz yokken Yung'dan çağırdılar. Yurtdışındaki avcıların çoğu öldüğü için kısa süreliğine biz gidecekmişiz. uçak yarın"
"ne kadar kısa?"
"birkaç ay.."
masaya vurup ayağa kalktım
"NE, BEN AYLARCA WONG'U GÖREMEYECEK MİYİM"
"sakin ol Eun"
Hana da ayağa kalktı,
"Eun haklı, ben de seni göremeyeceğim!"
ikimiz de geri yerimize oturduk.
"Melegim.."
"üzülme lütfen Wong" deyip sıkıca sarıldım.
"ben dışarı çıkıcam birazdan gelirim Eunie"
"tamamm,"
o çıktı ve herkes sessizlesti.
"ben odama gidiyorum" deyip odama koştum ve üstümü değiştirdim.
Cok esyam yoktu bu yüzden küçük bir valiz hazırladım. yatağıma yatıp sessizce düşünmeye başladım.
Daha hayatımı yeni düzene sokmuş ve birine baglanmisken ondan ayrılmak çok zordu. Ablamı çok özlüyordum. Sadece onu hatırlıyordum ve tekrar onu bulmak istiyordum,Tabii eğer ölmediyse..
"napıyorsun melegim?"
"uyumaya çalışıyorum"
"sarılmak ister misin? çok ihtiyacım var şuan"
"benim de cok ihtiyacım var.."
güçsüz gözüküyordu, tabii karanlıkta ne kadarını görüyorsam. Bana sarıldığında az önce üşüdüğümü yeni farkettim. başımı göğsüne koydum ve gözlerimi kapattım.
"nasıl uyuyacağım ben, hiç sabah olmasın istiyorum. gitmek istemiyorum.."
"ben de gitmeni istemiyorum meleğim ama mecbursun gibi duruyor. beni unutma ama tamam mı?"
"hafızamı kaybetsem de seni unutmam Wong.."
---
sabahın ilk ışıklarıyla uyandık. Küçük valizimi aldım ve ben daha nasıl olduğunu anlayamadan havalimanındaydık bile.
uçağa binmeden önce hepimiz duygusallaşmıştık. Sarıldık ve en son Wong karşımdaydı. Sevdiğim adam ağlayarak karşımda duruyordu.
Dudaklarına hafif bir buse kondurup çekildim. sonra birden sarıldı, saçımı uzun süre kokladı, unutmak istemiyordu.
"ben gelene kadar hasta dahi olma"
"tamam melegim"
"görüşürüz Wong.."
"görüşürüz Eun.."
uçağa bindik ve kendimi toparlamak için tek yapabileceğim şeyi yaptım. Uyudum.
------------------₊˚🖇️✩ ₊˚🎧⊹♡--------------------
söze gerek yok...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUC fic | "My Princess" | Wong ~☆
Fanfiction"𝘼𝙢𝙖 𝙨𝙚𝙣 𝙠𝙤𝙩𝙪 𝙧𝙪𝙝 𝙤𝙡𝙖𝙢𝙖𝙮𝙖𝙘𝙖𝙠 𝙠𝙖𝙙𝙖𝙧 𝙞𝙮𝙞𝙨𝙞𝙣" "𝙨𝙚𝙣 𝙙𝙚 𝙜𝙚𝙧𝙘𝙚𝙠 𝙤𝙡𝙖𝙢𝙖𝙮𝙖𝙘𝙖𝙠 𝙠𝙖𝙙𝙖𝙧 𝙗𝙪𝙮𝙪𝙡𝙚𝙮𝙞𝙘𝙞𝙨𝙞𝙣"