yemekten sonra hepimiz odalara dağıldık. Ji Woo'yu odama davet ettim. Sohbet etmesi keyifliydi.
Eun'dan--
Yemekten sonra Hana ile odaya geçtik.
"benim uykum yok Eun, napalım"
"bilmem-"
birden yan odadan bir kahkaha sesi geldi.
"Ji Woo'nun sesi miydi o?"
"evet, ama Ji Woo o odada kalmıyor ki"
"Wong'la konuşuyorlardır"
biz de birbirimize bakıp sebepsizce kahkaha atmaya başladık. Ruh hastası olmak üzereydik cidden. Tuhaf bir şekilde susmuşlardı.
"lan bunlar neden sustu birden?"
"biz gülünce korkmuş olabilirle- PAUAJAHSODHSOSH"
tekrar kahkaha atmaya başladık.
"gel özür dileyelim-"
"ben gelmem"
"hayır, en çok sen güldün"
"sen anırdın Hana"
"tamam ama sen de gel"
"gelmice- ehe tamam geliyorum. Öyle bakma!"
kapılarını çaldım ama gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıyordum.
"İyi geceler beyler, çok ses çıkarıyorsak özür dileriz- PAUAHAHHAGAJGSJSGWKHS"
lafımı bitirdiğim anda tekrar kahkaha atmaya başladık 🥰
karnımızı tutarak odaya koştuk.
"ben uyucam daha fazla gülersem karnım patlıcak"
"iyi gecelerr"
---
"uyan Eun, antremanın var"
"uff.."
"hadi uykucu!"
antremandan sonra heryerim ağrıyordu. Ji Woo ile de antreman yaptık sonra da içeri geçtik. Biraz atıştırmak için Bayan Chu'yu çağırdım ama diğerleri de acıkmış olmalıydı ki herkes masaya oturup beklemeye başladı.
Ji Woo ile sohbet etmeye başladık
"Bugün iyiydin daha çok çalışman gerek."
"bana üstünlük taslama"
ikimiz de güldük
"neden beni sevmiyor.."
yanlışlıkla Wong'un zihini okumuş olmalıydım. birden yüzüm düştü ve gözlerim doldu.
Ben de öyle hissediyordum Wong
Yemek gelince hızlıca yiyip dışarı çıktım. Kulaklığımı takıp yürümeye başladım. Normalde Instagram hesabımda çok aktif değilimdir ama nedense post atasım geldi.
@eun._jeong
🎶🎧
bir süre sonra bildirimler gelmeye başladı
@x adlı kisinin yorumu;
bu güzellik ne be😻@y adlı kisinin yorumu;
çok cirkinsin kendini birşey sanma@z adlı kisinin yorumu;
tanışmak ister misinnbildirimleri göz ardı ederek telefonu kapattım ve yürümeye devam ettim.
Wong aradı.
"efendim Wong?"
"nerdesin?"
"x parktayım ne oldu?"
"gelebilir miyim, konuşmak istiyorum da.."
"tabii, bekliyorum"
hemen hemen konu belliydi zaten.
geldi ve yanıma oturdu.
"nasılsın?"
"iyiyim sen?"
"iyi, seninle birsey konusmak için geldim"
"dinliyorum?"
"sana gerçekten aşığım Eun. Ama senin beni artık sevmemen ve sürekli yakınımda olman daha çok canımı yakıyor. Ben artık sığınakta kalmayacağım"
"ciddi- ciddi değilsin değil mi?"
gözlerim doluyor, boğazımdaki yumru büyüyordu.
Wong'dan--
"bana öyle bakma.."
"ama seni seviyorum Wong"
"o zaman neden kabul etmedin?"
"ben sadece.. çok kırılmıştım"
"çok üzgünüm Eun ama benim gidip toparlanmam lazım" deyip kalktım.
"gitmesen?"
çocuk gibiydi. bıraksam ağlamaya başlayacaktı bile.
"olmaz"
"neden? kabul ediyorum işte! sevgilin olacağım!"
"ne? şaka yapmıyorsun değil mi?"
"neden şaka olsun"
Hızlıca kalktı ve bana sarıldı. ben de saçlarını okşayıp kokladım.
"bunu çok özlemiştim.."
"ben de özlemişim meleğim.."
------------------₊˚🖇️✩ ₊˚🎧⊹♡--------------------
sonbahar geliyor kahve ve kitapları hazırlayın😻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUC fic | "My Princess" | Wong ~☆
Fanfiction"𝘼𝙢𝙖 𝙨𝙚𝙣 𝙠𝙤𝙩𝙪 𝙧𝙪𝙝 𝙤𝙡𝙖𝙢𝙖𝙮𝙖𝙘𝙖𝙠 𝙠𝙖𝙙𝙖𝙧 𝙞𝙮𝙞𝙨𝙞𝙣" "𝙨𝙚𝙣 𝙙𝙚 𝙜𝙚𝙧𝙘𝙚𝙠 𝙤𝙡𝙖𝙢𝙖𝙮𝙖𝙘𝙖𝙠 𝙠𝙖𝙙𝙖𝙧 𝙗𝙪𝙮𝙪𝙡𝙚𝙮𝙞𝙘𝙞𝙨𝙞𝙣"