10: ice skating

344 45 24
                                    

"Yeonjun, ben hayatta yapmam bunu."

Beomgyu'nun hayatında korktuğu en büyük üç şey vardı. Birincisi karanlık, ikincisi başarısızlık ve üçüncüsü yere düşmekti.

Evet, yere düşmek...
Çünkü her yere düştüğünde illa ki bir yerini kırıyordu. Kalçasını kırdığı olmuştu, kolunu da, hatta ayağını da. Hepsinin ise acılı bir dönemi olmuştu.

Bu yüzden önündeki buz pateni pistine bakmak bile içini bir tuhaf yapmıştı.

"Niye ya? Çok eğleneceğiz. Hem sen de çok severdin."

Beomgyu içinden küfretti. Kim Beomgyu'nun zevklerine...

"Yok hiç sevmiyorum, geri dönelim." Tam kapıya doğru adımlamıştı ki tabii ki Yeonjun tarafından durdurulmuştu anında.

"Mızmızlanma hadi." dedi Yeonjun Beomgyu'yu kolundan sürüklerken. Yüzünde ise hınzır bir gülümseme vardı.

Uzun süren tartışmaların ardından Beomgyu pes etmişti. Patenlerini alıp buz pistine yaklaştıklarında Beomgyu'nun adımları geri geri gidecek gibi oluyordu ama elini tutan Yeonjun yüzünden bunu yapamıyordu tabii.

Evet, elini tutan Yeonjun.

Beomgyu piste girdiklerinde hala tedirgin ve korkuluydu. Yeonjun iki eliyle onu sıkıca tutuyordu ama hala korkudan kalbi ağzında atıyordu Beomgyu'nun.

"Beni bırakırsan ölürsün." dedi Beomgyu, korku içinde kalmasına rağmen karşısındakini tehdit etmeyi ihmal etmiyordu.

"Seni asla bırakmam." dediğinde Beomgyu'nun bakışları buz yerden ona kaydı şaşkınlıkla. Göz göze geldiklerinde onun sıcak gülümsemesiyle karşılaşmış ve bu kalbi için hiç iyi olmamıştı. Kalbinin bu kadar hızlı atmasının sebebi korkudan olmalıydı.
Kesinlikle sebebi bu sıcak gülümseme değildi.

Fakat bunu demesinin ardından hemen ellerini bırakıp belinden tutmuştu Beomgyu'yu. Bu iyice yakınlaşmalarına sebep olurken Beomgyu bayılacak gibi hissediyordu.

"Bence kayalım artık. Yoksa seni yanlışlıkla öpeceğim." dedi Yeonjun yüzleri arasında milimler varken. "Bir de kızaran yanaklarını." bir eli onun yanağına gitti.

Beomgyu bayılacak gibi hissettiğinde kendini geri çekmek istedi ama dengesini kaybedince tekrar Yeonjun'a yapışmak zorunda kalmıştı. Bu, az önceki anlarından daha çok yakınlaşmalarına sebep olmuştu fakat son anda başını çevirdiği için göz göze değillerdi artık. Sadece Yeonjun'un nefesini yanağında hissediyordu, o kadar.

"Hadi ne yapacaksak yapalım artık." dedi Beomgyu bu sefer ondan yavaşça uzaklaşırken. Tekrar el ele tutuştular.

Yeonjun onun bu haline güldü. İki eliyle onu yönlendirerek bir süre kaydılar. En azından Yeonjun kaydı, Beomgyu ona tutunarak kaymayı denedi.

Yeonjun onu yüzünde kocaman gülümsemesiyle izliyordu. Tüm sakarlıklarını, düşecek gibi olunca kendisine daha sıkı tutunuşunu, buz pistine bakıp dikkatlice kaşlarını çatışını, her ona yaklaştığında yanaklarının kızarışını... kısaca her detayını izliyordu.

Sanki sevgilisini yeni yeni tanıyormuş gibi onun her hareketini ve sözünü aklına kazıyordu.

Bildiği sevgilisi, buz pateninde iyiydi hatta kendisinden bile daha iyiydi. Her buz patenine gittiklerinde kendi başına kayar Yeonjun'a çok bakmazdı. Buz pateninde kendini kaybediyordu çünkü Yeonjun'a göre.
Bir de Yeonjun'dan utanmazdı. Utansa bile yanakları kızarmazdı.

Fakat şu anki haliyle tam tersiydi her şey. Ama bu halini seviyordu Yeonjun. O kadar sevmişti ki yüzündeki gülümseme hiç silinmemişti onun sakarlıklarını izlerken.

two souls | beomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin