21: picnic pt1

335 44 19
                                    

Heyecandan bayılacak gibi hissediyordu.

Günlerdir içinden o atamadığı sıkıntıyı sonunda atabilmişti. Bunu Yeonjun'un fark etmesiyle yapması kendisini daha iyi hissettirmişti.

Kimseye anlatamamanın verdiği yük de gitmişti üstünden. Bu sırrı kendi içinde yaşamak Beomgyu'ya hep ağır gelmişti. En yakın arkadaşlarına bile anlatamamıştı inanmazlar ve dalga geçerler diye. Çünkü inanması güç bir konuydu, hak verebilirdi. Sonuna kadar kendi içinde taşıyacağı bir sır olduğunu düşünürken bu sırra ortak olan Yeonjun ile mutlu hissediyordu.

Yurt odasında, yatağının üstünde dakikalardır gülümseyerek tavanı izliyordu. Odadaki diğer kişiler Beomgyu'ya garipseyen bakışlar atsa da Beomgyu onları umursamıyordu bile. Aklında tek bir kişi vardı.

Onun kendisini sarışı ve sıcaklığı...

Ardından söylediği sözler yankılandı kulağında. "Benimle randevuya çıkar mısın?"

O an ilk başta bir şey diyemeden kalakalmıştı. Çünkü anın etkisinden çıkamamış bir de üstüne çıkma teklifi almıştı ayaküstü. Yeonjun'un kendisine istekle baktığını görünce de transtan çıkıp başıyla onaylamıştı onu.

Sonrasında, hafif sarhoş olduğu için onu evine kadar bırakmıştı taksiyle. Eve girmeden önce de Yeonjun elini Beomgyu'nun yanağına koyup sıcak olduğunu söylemişti. Beomgyu'nun utandığından yanaklarının yandığını biliyor ve üstüne gidiyordu. Bu onunla atışmasına sebep olsa da onun bu flörtöz davranışlarına daha çok tutulduğunu da biliyordu içten içe Beomgyu.

"Lütfen daha fazla kendi kendine gülüp durma, deli sanacağım şimdi seni." Taehyun'un sesi duyulmuştu yan tarafından. Beomgyu gülümsemesini bozmadan Taehyun'a döndü. "Ne bu mutluluk? Gören de aşık oldu sanacak."

Beomgyu tekrar güldü. "Oldum zaten."

Taehyun 'ciddi misin?' der gibi baktı. Beomgyu hala ifadesini bozmayınca Taehyun'un şaşkınlığı büyüdü. "Yok artık, sen? Kime? Ben niye hiçbir şey bilmiyorum?"

Bilmediğin o kadar çok şey oldu ki, demek istese de diyemedi tabii Beomgyu. "İsmini söylesem inanmazsın. Bizim bölümden." dedi ve bir süre yüzüne baktı. Sonra yatakta kendini toplayıp bağdaş kurarak oturdu. Taehyun da merakla yanına gelip yatağına oturdu. Bir cevap beklermiş gibi baktı yüzüne onun.

"Yeonjun."
"Hangi Yeonjun?"
"Bizim bölümde kaç tane Yeonjun var Taehyun?"
"Güzel şaka." Taehyun bir anda gülmeye başlayınca Beomgyu somurttu.

Tamam, başta Yeonjun'dan haz etmeyebilirdi ama ona eskisinden daha iyi davrandığı da mı anlaşılmıyordu dışarıdan?

"Şaka falan değil gülme. Gerçekten ondan hoşlanıyorum. Hatta onunla randevum var." Son cümlesiyle tekrar gülümsemeden edemedi.

Taehyun hala şaşkınca bakıyordu suratına. Kafası karışmış görünüyordu bu yüzden ne tepki vereceğini bilemedi. "Ne zaman? Nasıl? Ben hiçbir şey anlamadım Beomgyu."

Beomgyu ona Kim Beomgyu ile yaşadığı ruh değişimini anlatmak istese de yapamadı. Zaten Taehyun bir şok yaşamıştı, ikinci bir şok yaşasın istemedi. Üstelik sözlerine inanması da zordu. Bu yüzden sorularını şimdilik cevapsız bırakmak istedi.

Tam da o an randevuları geldi aklına. Doğru ya! Randevuları vardı. Yeonjun detay vermemişti ve ne giyeceğini de bilmiyordu.

Ne yapacaktı?

Yoksa söyledikleri sarhoş olduğundan dolayı mı çıkmıştı ağzından?

Bu ihtimali düşünmek bile istemedi.

two souls | beomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin