13: connected

321 46 33
                                    

Gözlerini tekrar beyaz bir ışığa açmıştı. Önce nerede olduğunu kavrayamasa da sonra ne olduğu aklına gelince anlamıştı hastanede olduğunu. Bakışlarını etrafta gezdirdi Beomgyu. Yorgun hissediyordu. Kalkmak gibi bir hamlede bulunmadı o yüzden.

En son ne olduğu aklına gelince kaşları çatıldı. Her şeyin karanlığa bürünmeden önceki hali. Sanki ölüp tekrar dirilmiş gibi hissetti.

Tıpkı kaza anındaki gibi.

Gözleri büyürken aniden kalkmaya çalıştı ama başı dönmeye başlayınca durdu ve başını elleri arasına aldı. Omzunda hissettiği ellerle sıktığı göz kapaklarını açıp yanına baktı.

Choi Yeonjun.

Bir an kendi bedenine geri döndüğünü sanmıştı. Çok kısa bir an.
Ama saçları hala uzundu ve bu kemikli eller de kendisine ait değildi. Üstelik Yeonjun'un başında bekleme gibi bir durumu da olmazdı.

"Nereye gidiyorsun? Yat dinlen." demişti Yeonjun. Beomgyu dediğini yapıp ona baktığında göz altlarının şiştiğini fark etmişti.

Ağlamış mıydı o?

Beomgyu bayık gözlerle ona baktı. "Ne oldu?" dedi. Tahminleri olsa da gerçekten olanları duymak istiyordu.

Yeonjun o an aklına gelmiş gibi gözlerini kapatıp acıyla yüzünü buruşturdu. Bir süre bir şey diyemedi. Kendini toparlamaya çalıştı. Gözlerini açıp tekrar Beomgyu'ya baktı. Yorgundu.

Ama bu yorgunluk mental olaraktı daha çok.

"Kalbin durdu." dedi kısık sesiyle. Beomgyu kaşlarını çattı. "İkinizin de aynı anda kalbi durdu doktorun dediğine göre arrest olmuşsunuz. Bilmiyorum öyle bir şey...Beomgyu...ben çok korktum." dedi sonra ağlamaklı bir sesle. Her ne kadar güçlü görünmeye çalışsa da başaramıyordu. Gözleri dolmuştu.

"Neden böyle olduğunu da anlamadım. Durumun iyiydi. Doktorlar da anlamıyorlar. Kafayı yiyecekmişim gibi hissediyorum."

"Anne ve babama haber verdin mi?" dedi birden Beomgyu. Onlardan 'anne ve babam' diye bahsetmek hala garip geliyordu.

"Hayır, edemedim. Edeceğim ama, burada kalman gerekiyor."
"Etme. Söyleme onlara. İyiyim ben gitmemiz lazım buradan." dedi Beomgyu bu sefer, yeniden ayağa kalkmaya çalışırken Yeonjun tekrar engellemişti onu.

"Hayır, hiçbir yere gitmiyorsun. Az önce neler olduğunu bir tek ben bilirim Beomgyu. İzin veremem." demişti çok ciddi bir ifadeyle. Beomgyu oturur pozisyonda ona bakarken iç çekti.

Tüm bu olanların tıbbi bir açıklaması yoktu. Çünkü bilimsel açıklaması bile yoktu.

"Yeonjun, ben artık hastanede kalmak istemiyorum. Yeterince kaldım ve hala kalıyorum... Lütfen beni eve götür. Ben iyiyim." demişti bu sefer yalvarır bir sesle.

Artık buraya kendi bedenini ziyaret etmek için gelebileceğini bile sanmıyordu.

Hatta içinden bir ses, buraya bir sonraki gelişinin kendi bedeninde olarak geleceğini söylüyordu.

Yeonjun yine reddedecek gibi oldu ama sevgilisinin söylediklerine de hak veriyor ve onu anlıyordu. Bu yüzden şart koşmak istedi. "Doktorlar test yapacak, bir sorun olmadığı anlaşılırsa gideriz ama bir sorun varsa burada kalacaksın."

Beomgyu kafasını salladı. Bir sorun çıkmayacağına emindi çünkü düşündüğü gibi, bunların bilimsel bir açıklaması yoktu.

...

"Test sonuçlarının temiz çıktığına inanamıyorum. Doktorlar bile böyle bir şeyi ilk defa yaşadıklarını söylediler." Yeonjun bir yandan arabayı sürerken bir yandan söyleniyordu yaklaşık on beş dakikadır.

two souls | beomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin