1: accident

1.1K 60 34
                                    

Sıradan bir haftanın sıradan ve can sıkıcı bir pazartesi günüydü. Öğrenciler okula gidecekleri için mutsuz uyanırken çalışanlar için de durum farklı değildi tabii. Gergin öğretmenler ve patronlar günlerini mahveden unsurlar arasındaydı.

Hem çalışıp hem okuyanlar için ise cehennem gibi bir gündü.
Yani Choi Beomgyu için.

Saat 7 olur olmaz çalan alarmla beraber yerinden kalktı. Yurt odasında dört kişi kaldıkları için sese söverek uyanan iki kişi daha olmuştu. Diğer kişinin ise uykusu daha ağırdı.

Beomgyu yerinden kalktı. Mümkün olduğu kadar ses çıkarmamaya çalışarak hazırlanmaya başladı. Üstünü giyinirken yanına doğru adımlayan en yakın arkadaşı Taehyun'u fark etmişti. Gözleri yarı açık bir şekilde hazırlanmaya başladı o da.

"Bu kadar erkene alarm kurup beni uyandırdığın için seni hep dövesim geliyor. Derse daha 2 saat var." dedi huysuzca Taehyun.

İkisi de aynı bölümde aynı sınıfta oldukları için dersleri aynıydı. Taehyun ondan bir yaş küçüktü fakat Beomgyu 1 sene mezuna kaldığından aynı sınıftalardı işte. Ve eğer Beomgyu kendini kaldırmıyorsa derse hep geç kaldığından mecburen Taehyun da kalkıyordu.

"Devamsızlık hakkın bitti, bence bana teşekkür etmen lazım." dedi gülerek Beomgyu. Taehyun göz devirince tekrar güldü. Tabii o sırada seslerine uyanan öbür kişi de yatakta oturup onlara ters ters bakıyordu.

İkisi de çok oyalanmadan hazırlandıktan sonra yurttan çıkmışlardı ve okula kadar sohbet ederek yürümeye başlamışlardı.

"Bugün işten kaçta çıkacaksın?" diye sordu Taehyun.

Beomgyu biraz düşündü. Son zamanlarda fazla ücret aldığı için mesaiye kaldığı oluyordu. "Sanırım her zamankinden daha geç. Ama yurda geç kalmadan girmeye çalışırım. Ne oldu ki?"

Taehyun şirin olduğunu düşündüğü gülümsemesini suratına yerleştirdiğinde niyetini anlamıştı Beomgyu. Gülümsemesi Beomgyu'ya hiçbir zaman şirin de gelmiyor sinirini bozuyordu. Eliyle onun suratını hafifçe ittikten sonra, "Tamam tamam anladım. Yoklama durumu. Hallederim."

"Canım arkadaşım!" Taehyun sevinçle ona sarıldığında Beomgyu iğrenerek onu üstünden atmaya çalışıyordu. Birkaç kez yaşanan boğuşmanın ardından çoktan okula geldiklerini fark ettiler. Tam o sırada karşıdan gelen kişileri de tabii.

Üst sınıftan tanıdığı Choi Yeonjun ve kendisiyle aynı isme sahip olan Kim Beomgyu. İkisinin sevgili olduğunu çoğu kişi biliyordu. Sosyetik zenginlerdendi ikisi de. Neden bu üniversitede olduklarını ve özel ve prestijli üniversitelere gitmediklerini bilmiyordu Beomgyu. Ama tek bildiği bir şey vardı ki Yeonjun'dan hiç haz etmiyordu.

Aslında ondan haz etmemesi için büyük bir şey yaşanmamıştı. Sadece o, Beomgyu'nun akademik rakibiydi ve fazla ukalaydı.

En azından dışardan gördüğü kadarıyla.

Sevgilisi -kendisiyle aynı isme sahip olan yani- hakkında ise çok fazla bir bilgisi yoktu. Sadece ikisinin garip bir ilişkisi olduğunu düşünüyordu.

"Nereye daldın gittin böyle yine? Hadi girelim içeri zaten çok erken geldik biraz kantinde otururuz." dedi Taehyun. Beomgyu onun konuşmasıyla daldığı yerden uzaklaştı.

"Sen git, ben biraz kütüphanede ders çalışacağım." dediğinde Taehyun garip ifadeyle kendisine bakmaya başladı. "Bakma öyle. Sen çalışmadan başarılı olabiliyorsun ben çalışmadan hiçbir şey yapamam." dedi iç çekerek. Taehyun da 'sen bilirsin.' der gibi omuz silkti.

"Tamam o zaman, ben Chaewon'un yanındayım." dedi ve gitti. Beomgyu da kütüphanenin olduğu koridora saptı.

Vizelere 3 hafta kalmıştı ve çalışmadan hiçbir şey yapamazdı.

two souls | beomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin