9: best friend

303 41 3
                                    

Güne alarmın rahatsız edici gürültüsüyle uyandığı zamanlar çok olurdu ya da Taehyun'un "geç kaldık!" diye kendisini yataktan atılarak kaldırıldığı da çok olurdu. Genelde geç kalan hep Taehyun olsa da arada bazı böyle durumlar olabiliyordu tabii.
Bazen de diğer oda arkadaşlarının bilerek gürültü çıkardığı için kaldırıldığı da olmuştu Beomgyu'nun.

Ama güneş yüzüne vururken ve uzun saçlarında hissettiği küçük dokunuşlarla uyandırıldığı pek görülmezdi.

Gözlerini yavaşça araladığında önce güneş gözlerini kamaştırdı. Sonra gözlerini tekrar kapadı. Tekrar uykuya dalmak istese de saçlarındaki eller uykusunu kaçırmıştı. "Bayan Lee ya da anne her kimsen lütfen 5 dakika daha uyuyayım." diye sızlandı yerinde Beomgyu. Odasında kendisini bu şekilde uyandıran kişinin o kadın olabileceğini düşündü. O kadının oğluna karşı bu kadar da şefkatli olmadığını bildiği halde.

Bir gülüş sesi duyduğunda yavaşça gözlerini araladı Beomgyu. Bakışları ellerin sahibini bulduğunda anında yerinden kalkıp oturur hale geldi. Sırtı yatak başlığına değdi. Yüzündeki şok olmuş bir ifadeyle Yeonjun'a bakıyordu. Bir de onun suratındaki aptal gülümsemesine.

"Senin ne işin var burada?" Beomgyu'nun aşırı tepkisine rağmen Yeonjun her zaman yaptığı bir şeymiş gibi omuz silkti. "Seslendim ama uyanmadın ben de kendimce yöntemler geliştirdim."

Beomgyu hala şaşkındı. Kaşlarını hafifçe çattı ve duruşunu düzeltti. Boğazını temizledi. "Yalan söyleme. En ufak sese bile uyanırım ben."

"Ne yani sana dokunmak için yalan mı söyledim, bunu mu ima ediyorsun?"
"Evet."
"Doğru düşünmüşsün o zaman." omuz silktiğinde Beomgyu ona hayretle baktı. Yeonjun ise haylazca gülümsedi.

Beomgyu yüzünü buruşturdu. "Sevgilinin aslında ben olmadığını anlayınca böyle yapabilecek misin acaba?" diye mırıldandı kendi kendine. Ardından ayağa kalktı ve üstünü giyinmek için dolabın kenarına geldi. Yeonjun ise onu izliyordu.

"Niye sürekli böyle diyip duruyorsun?" diye sordu merakla Yeonjun.

Beomgyu bir tişört bir de pantolon alıp yatağa attı ve ona döndü. Ellerini beline koyarak, "Çünkü kaza sırasında ruhlarımız değişti ve ben aslında Choi Beomgyu'yum." dedi tüm ciddiyetiyle.

Yeonjun kısa bir süre kaşlarını kaldırıp ona baktıktan sonra bir kahkaha patlattı. Beomgyu ise gözlerini devirmekle yetindi.

"Hadi çık üstümü giyineyim en azından." dedi bıkkınca.

Yeonjun ise gülmesini durdurup hiç oralı olmadan ona bakmaya devam etti. "Niye?"

"Sence niye angut herif." dediğinde ona vurmak istedi Beomgyu. Neden bilmiyordu ama bugün ona karşı daha bir sinirli gibiydi.

"Bir şey olmaz gördüm her şeyi zaten." dedi ve omuz silkti. Beomgyu hayretle ona baktı tekrar. Bir an cidden kendi vücudunu gördü mü acaba diye düşündü ve sonra bu fikirden hemen uzaklaştı.

Şu an Kim Beomgyu'nun bedenindeydi. Bunu arada unutuyordu.

Göz devirdi ve Yeonjun'u kolundan zorla tutup ayağa kaldırdı. "Bir kere dediğimi yapsan ölürsün." ardından onu odanın kapısına doğru sürükledi. Onun bir şey demesine izin vermeden de kapıdan dışarıya attı.

Arkasından derin bir iç çekip kapıya baktı.

"Aptal herif."

...

"Çıkışta seni bir yere götüreceğim." dedi yanında yürüyen sinirini oldukça bozan o kişi.

Beomgyu ona yandan bir bakış attı. Kampüste sessizlik içinde yürürken onun birden konuşması düşüncelerinden ayrılmasına sebep oldu.

two souls | beomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin