24: thank you

270 33 4
                                    

"Acaba diyorum dik dik bakmayı kessen mi?"

Beomgyu dudağını büzmüş bir şekilde sinirle karşısındaki manzaraya bakıyordu. Kantine yeni girmişlerdi ve sınıfında aradığı sevgilisini bir kıza ders anlatırken görüyordu.
Tabii asıl problem bu değildi. Kızın kitaba değil de Yeonjun'a bakmasıydı onu sinirlendiren şey.

"Bu çocuk her gördüğüne böyle özel ders mi veriyor ya?" dedi tekrar sinirle dudaklarını büzerken. "Kim Beomgyu'nun bedenindeyken bana ders vermişti. Kendi bedenime döndüğümde de ders verdi. Şimdi bir kıza veriyor."

Taehyun bir an önce masaya oturma derdindeydi. Chaewon ise Beomgyu'nun bu haline gülmüştü. "O kızla yapmaları gereken bir ödev var, ders vermiyor Beomgyu. Ben de ucube bir erkoyla eşleştim işte." dedi Chaewon sıkıntıyla.

Beomgyu iyice huzursuzlandı. "Ne kadar sürecek bu ödev? Çok mu zor?" Birlikte ne kadar vakit geçirecekler? sorusunun üstü kapalı hâliydi.

"3 hafta falan sürer herhâlde. Hem çok merak ediyorsan git yanlarına otur sevgili değil misiniz siz?"  dedi Chaewon iç çekip başını iki yana sallarken. Bu çocuk akıllanmaz, der gibi bakmıştı ona.

Beomgyu düşündü. Aslında mantıklıydı. Neden ondan uzakta onları izliyordu ki? Yanına gidebilirdi.

Tam oraya doğru adımlayacakken Yeonjun'un eşyalarını topladığını gördü. Kalkmak için hazırlanıyordu ve Beomgyu rahatlamadan edemedi. Yüzündeki gülümsemeyle yanlarına doğru gitmeye başladı. Yeonjun Beomgyu'yu fark etmemişti henüz. O sırada Yeonjun ayağa kalkmış gidecekken kız Yeonjun'un kolundan tutup durdurmuştu. Kızın bir şey demesine izin vermeden Beomgyu yanlarında bitmişti. "Yeonjun!"

Yeonjun sevgilisinin sesini duyunca yüzündeki gülümsemeyle ona baktı ve kolunu kızdan kurtardı nazikçe. Kıza hafif baş selamı verip Beomgyu'nun karşısında durdu. "Ne zaman geldin?" dedi içten gülümsemesini yüzünden silmedi.

Beomgyu da gülümsedi. Onun bu içten gülümsemesi bir tek kendisine bakarken ortaya çıkıyordu ve midesindeki kelebekleri harekete geçiriyordu. "Az önce." dedi küçük bir yalan söylerken. Arkada oturan kıza göz ucuyla baktı, o da onlara bakıyordu zaten.

Birden kendisinden de beklenmeyecek o hareketi yapıp kantinde, herkesin onları görebeileceği bir konumdayken, Yeonjun'un elini tuttu. Yeonjun kısa süreli bir şaşkınlık geçirse de sonradan eski haline döndü. Hatta daha dikkat çekecek bir şey yapmak istedi.

Yapmıştı da. Beomgyu'nun yanağından öpmüştü ve geri çekildiğinde, "Gidelim mi, sevgilim?" diye sormuştu.

Beomgyu utangaç bir şekilde gülümseyip başını olumlu anlamda salladı.

Ardından el ele tutuşarak oradan ayrılmışlardı. Kendilerine dönen bazı bakışları umursamadan.

...

"Buraya gelmeyi çok sevdin bakıyorum da." dedi Yeonjun gülerek ona bakarken. Yine sahil kenarına gelmişlerdi, hava önceki geldiklerinden de soğuktu. Bu yüzden çok fazla insan yoktu etrafta. Beomgyu ise montuna sarılmış bir şekilde kumların üzerine oturmuştu.

"Evet. Burası benim güvenli yerim..." gülümseyerek yanında ve ayakta duran sevgilisine baktı. "yanımda da en güvendiğim kişi var."

Yeonjun, Beomgyu'nun sözüyle gözlerini şaşkınlıkla açıp ona döndü. Ardından kocaman gülümsedi. Onun yaptığı her hareketle, söylediği her sözle kendini değerli hissediyor ve mutlu oluyordu Yeonjun. Daha önce yaşamadığı hisleri besliyordu ona karşı.

Beomgyu'nun yanına oturdu usulca, bakışlarını ondan çekmeden. Elini onun elinin üstüne koydu. "Soğumuş ellerin." dedi ve tamamen karşısına geçip onun ellerini tuttuktan sonra kendi cebine koymuştu. Beomgyu, şimdi ona daha yoğun bakışlarla bakıyordu. "Seninle tanıştığım için çok şanslıyım. Her ne kadar tanışmamız biraz garip olsa da." dedi Yeonjun gülerek.

two souls | beomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin