Kav-şak

96 15 16
                                    

Aman aman aman nerelere geldik. Gökkuşağının dibinde ki altın külçesine mi? Hayır. Cinayet mahaline. Beynimin en ücra köşesinde ki nöronu bile parçalarına ayırdığım kurguya tekrardan hoş geldiniz.

Keşke Victor kadar sakin ve zeki olsam ama lanet olsun değilim akjdhakdhas

Neyse hadi başlayalım.

Sonbaharın soğuk rüzgarı ve hafiften çiseleyen yağmur iyice kendini belli ederken parkamın önünü kapattım. Elimde sıcak kahve bardağım yanımda ise JeyJey vardı.

"Ne kadar güzel bir gün değil mi?" Jennifer'ın sinirli ifadesine aldırmadan kahvemden bir yudum aldım. Koca kavşak trafiğe kapatılmış, sarı şeridin ardında insanlar uzak tutulmaya çalışılıyordu. Önümüzde ise yemyeşil çimlere uzanmış yaşlı bir kadın cesedi. Boncuktan ipleri olan gözlüğü saçlarının üstüne düşmüş, buruşmuş parmaklarının arasında ise bir kupa ası duruyordu.

Adli tıpta çalışan kadının uzattığı eldivenleri alıp bardağımı ona teslim ettikten sonra yaşlı bayana yöneldim.

"İşini çabuk bitir Victor, daha fazla olay yerini böyle tutamayız." Her zaman tez canlı olan kara meleğime bakmadan eldivenleri giyerek yerde çamur olmasına rağmen tek dizimin üstüne çöktüm. Eski ekose diz kapaklarına kadar uzanan bir etek, sararmış bir zamanlar beyaz olan gömleğin üstüne giyilmiş el örmesi süveter. Cesedin açık kalmış ağzına doğru eğildiğimde adli tıpçı kadının uzattığı cımbızla kafamı kaldırdım.

"Lütfen bu sefer delillere zarar vermeyin Doktor." Polisler ve kuralları. Münakaşaya girecek havamda olmadığım için cımbızı alarak tekrar önüme döndüm. Kurbanın açık kalmış ağzından elimle koymuş gibi küçük bir poşeti cımbızla çıkartarak bana uzatılan delil poşetinin içine attım. Tatlı badem kokusu burnuma dolarken doğrulmadan önce kadının elinde ki iskambil kartını aldım. Artık alışmış olduğum kurukafalardan olma kupa ası bana göz kırpıyordu ve kartın arkasında yeni bir not.

Hediyemi beğenmiş gibiydiniz Doktor.
Bende size yenisini göndermek istedim.
En güzel kıyafetlerimi giydim.
Dönme dolapları sever misiniz?

Son cümleyi okumamla ensemden aşağıya soğuk bir ter damlasının çizdiği yolu hissettim.

"Jennifer! Arabaya hemen!" Benim ani çıkışım ile bir anlığına afallayan kadın hızla kendine gelerek koşmaya başladı. Peşi sıra ekip otosuna koşarken kartı parkamın iç cebine attım. Yağmur giderek şiddetini artırırken araca binmiştik.

"Bir sonra ki kurbanının yerini verdi. Lunaparka hemen." JeyJey hiç düşünmeden gaza basarken aramızda bir ölüm sessizliği vardı. Jennifer'ın analistleri katilimizin belli bir lokasyon üzerinde cinayetleri işlediğine dair rapor çıkartmışlardı. Bana verdiği ip ucuyla da sırada ki yerimizi bulmak kolay olmuştu. Fazla kolay. Bu zamana kadar sadece benimle oynayan ve ufak atışmalarla yetinen katil bu sefer birebir kontak kurmuştu.

Yağmur damlaları camı döverken lunaparkın girişine varmıştık. JeyJey ile aynı anda araçtan inip yağmur sebebiyle fazla kalabalık olmayan lunaparka girdiğimizde ne aradığımızı bilmeyerek etrafa bakmaya başladık. Her yerde olabilirdi. Ya kurbanı ya da katilin ta kendisi.

Dönme dolabı gördüğüm gibi koşarak görevli kabininin kapısını açtım. İçeride ki adam ne olduğunu anlayamadan kırmızı butona bastım.

"Ne yaptığını sanıyorsun! Güvenliği çağırmadan siktir git buradan!" Arkamdan gelen nefes nefese kalmış JeyJey kimlik kartını gösterdiğinde adam çenesini kapatmayı tercih etmişti. Demir korkulukların üstünden atlayıp hızla platforma çıktım. Dönme dolabın tüm kabinlerini tek tek kontrol etmeye başladığımda Jennifer da telsizden ekiplere anons geçiyordu.

Benimle Oynar mısın?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin