"Oğlum yesene hadi, tabağı aşındırdın çatalı bir ileri bir geri sürmekten..
"Yok anne ya istemiyo canım, Zaten niye çıktık ki evden, Niye kalmadık Veysel'in yanında. Hastaydı zaten" dedi sıkıntıyla nefes verirken.
"Oğlum fizana gitmedik ya, ev şurası . Ne yapiyim, kardeşinle uğraşmaktan yemek pişiremedim, idare et işte. Hadi yemeğini ye de gidelim kardeşine."
"Abicim bir tanesi paket olsun" dedi babası. Kenan gülümsemeden edememişti. Hiçbir şeyden haberleri olmadan sakince yemeklerini yiyorlardı oysa..
Herkesin telaşla koştuğunu fark ettiklerinde ayaklanmışlardı birden , ne oluyordu. Kenan herkesin geldiği yöne çevirdi kafasını. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu herkes.
Kapkara bir duman gördü önce, nereden yükseldiğini anlamamıştı, ama bir yerde yangın çıkmış olması muhtemeldi..
"Yangın çıkmış heralde" dedi Kenan tekrar yemeğine dönerken.
"Allah yardım etsin inşallah" dedi annesi her şeyden habersiz. Çok geçmeden Alt mahalleden komşularının onları görüp onlara doğru koştuğunu görmüştü Melek.
"Sultan kız hayırdır, nereye koşuyon böyle deli danalar gibi.." dedi Melek sakindi sesi.
"Ayy komşum.. Allah kurtarmış. Verilmiş sadakanız varmış. Neyse cana geleceğine mala gelsin. Çok geçmiş olsun komşum.."
"Ne diyosun Slultan? " dedi Melek tedirgin olmaya başlarken. O sırada garsonlardan biri yanlarına gelmişti "Paketiniz hazır efendim." dedi sakin bir biçimde.
"Sizin haberiniz yok mu komşu, sizin evde yangın çıkmış diyorlar.." dediğinde Melek bir süre emin olamamıştı duyduğu şeyden. Kenan ve Ferit anında ordan kopup eve doğru koşmaya başlasalar da Melek idrak edememişti o an.
"Saçmalama Sultan .. Olmaz öyle şey." dedi ama yüreğine kocaman bir kor oturmuştu sanki.
"Neyse komşum, üzülme bu kadar. Size bir şey olmamış ya, iyi tarafından bak.." dedi Sultan Meleği rahatlatmak istercesine.
"Oğlum.." dedi Melek bir fısıltıdan farksız çıkan sesiyle..
"Veysel evde! Oğlum evde ! " dedi aklına gelen şeyle bağırmaya başlayarak o tarafa doğru koşarken.
"Çıkamaz o , çok hastaydı. Kalkamaz yataktan.Oğlum Evde ! Allah aşkına bir sey yapın biriniz !" dedi artık gücü tükenmeye başlıyordu. Eve doğru yaklaştığında İtfaiye sirenleri doldu kulağına önce. Sonra o kapkara dumanı gördü gözleri, sonra da cayır cayır yanan evini.
Bakışları etrafta dolaştı. Bir medet aradı belki. Oğlunu aradı gözleri her yerde.
"Baba bırak beni!"
Büyük oğlunun bağrışlarını duyduğunda bakışlarını o tarafa çevirdi. Kardeşini kurtarmak için içeriye girmeye çalışan oğlunu kocası sımsıkı tutuyordu.
"Oğlum, oğlum olmaz!"
"Veysel içerde, baba bırak , baba bırak ne olur, çıkarayım kardeşimi ordan BIRAAAAK !" dedi ve bir anda hızla babasını itmeyi başarmıştı oğlu. Kendini alevlerle yanan evin içine attığında Meleğe de sadece oğlunun ardından feryat etmek düşmüştü ..