Kenan kardeşinin yanaklarını okşamaya devam ederken cevap verdi kardeşine. "Burdayım aslanım, yanındayım" dedi şevkat dolu bir sesle. Kardeşinin masmavi gözlerini gördüğünde uzun süre karanlıkta kalan bir insanın aylar, belki de yıllarca hasret duyduğu gökyüzüne baktığı gibi huzur dolmuştu içine Kenan'ın.
"Oh!" dedi yanağından öperken kardeşini. "İyisin değil mi paşam?" dedi sorgularcasına.
"hıhı" dedi Veysel yorgunca. "Yorgunuz galiba biraz hı?" dedi Kenan gözlerini açık tutmakta zorlanan ama hâla inat eden kardeşine gülümeseyerek.
"Hadi dinlen sen" dedi kardeşini yeniden uyuması için cesaretlendirmek isterken. Ama onun bile tahmin etmediği bir şey vardı.. Kardeşi hâla yaralıydı. Hâla iyileşememişti yaraları, korkuları.
"İstemiyorum" dedi Veysel yorgun yorgun. "Hem, sen anlatmadın bana" dedi trip atar gibi.
"Canım, anlatacağım tabii. Ama önce biraz daha iyileşelim olur mu? gözlerimizi açık tutacak kadar mesela?" dedi Kenan kardeşinin saçlarından öperken.
"Şimdilik bilmen gereken tek şey şu. Biz gerçekten kardeşiz" dedi Kenan. "Hem fizyolojik, hem de psikolojik olarak" dedi gülerek..
"Uyursam" dedi Veysel çekinerek. "Gitmezsin değil mi uyandığımda." dedi sesi titrerken. "Ne olur gitme abi" dedi birden ağlamaya başlarken. "Ben çok korkuyorum seni kaybetmekten. Ne olur bırakma beni."
"Şşşş" dedi Kenan iki eliyle kardeşinin yanaklarını okşarken. "Ağlama.." dedi gözyaşlarını silmişti parmaklarıyla.
"Ben yanındayım" dedi Kenan ellerini gevşetip sandalyeye oturmuş kardeşinin serum takılı olan kolunu kendi eline doğru çekmiş kardeşinib elini kendi elinin içine koymuş yavaşca sıkmıştı.
"Sabaha kadar böyle tutacağım elini tamam mı?" dedi Kenan kardeşinin ikna olabilmesi için.
"Ya gidersen?" dedi Veysel inanamayarak.
"Gitmem. Söz" dedi Kenan kardeşinin elini öperken.
"Gitmeyeceksin yani?" dedi Veysel yine sorarken.
"Ben ne zaman sana verdiğim sözü tutmadım?" dedi Kenan da bu sefer
Veysel kimseye güvenmezdi bu hayatta, yeri geldiğinde babasına bile inanmamışlığı olurdu. Ama abisi ona bir söz verdiğinde koşullar, şartlar ne olursa olsun, her koşulda o sözü tutacağını bilirdi. O sözler sadece tek bir koşulda bozulabilirdi abisi için. Eğer o sözü yerine getirmesi biricik kardeşine zarar verecekse sözünü o an için bozsa da sonrasında yeniden yerine getirirdi. Abisi ona asla yalan söylemezdi.
"Sen verdiğin sözleri tutarsın" dedi Veysel. Kenan da gülümsemişti kardeşinin bu sözü üstüne.
"Hadi o zaman, uyu bakalım" dedi Kenan.
Veysel gözlerini kapatıp verin bir nefes vermiş, abisinin elinin içinde sıcacık olan elini yavaşca kıpırdatıp baş parmağını bir aşağı bir yukarı sürtüyordu.
"Ben çok düşündüm abi" dedi halsiz bir şekilde. Kenan ona yeniden uyuması gerektiğini söylese de o duymamışcasına devam etti.
"Neden böyleyim ben? " dedi sonra titreyen bir sesle. "Şu halime bi baksana!" dedi serzenişle.
"Ne varmış halinde?" dedi Kenan ciddi ciddi.
"Kaç yaşında adamım ben, ama başarabildiğim tek bir şey bile yok. " dedi Veysel.
"Senin başarabildiğin çok şey var kardeşim. Ama sen sadece başaramadıklarına odaklanıyorsun." dedi Kenan. Her zaman kardeşine akıl hocalığı yapar yüreğini ferahlatırdı.