Hafif bir makyajdan sonra evden çıktım ve otobüs beklemeye başladım. O sırada telefonuma bakıyodum. Birkaç dakika sonra otobüs gelmiş ve binmiştim.
Şükürler olsun ki bu gün üstüne düşebileceğim bir Beomgyu veya insanları keserek dedikodu yapan amcalar yoktu. Bu gün otobüs pek kalabalık değildi fakat otobüsü süren abi ne çektiyse birden sinirle gaza basmasıyla araç acı bir ses çıkarmış ve ben ise hızlıca tutunacak biryer arayarak ordan oraya ordan oraya gidip duruyodum.
Bir teyze kolumdan tuttu. Dicem tşk ama öyle bi tutuyodu ki kolum morarmış bileğime kan gitmiyodu resmen. Kuru kuru kemikli elleri ile tutarken araba normale dönmüştü.
Başımı eğerek gülümsedim ve kolumu bırakması için kendime çektim. Fakat teyze bırakmadan ilk kez insan görüyo gibi yüzüme bakıyodu.
"Seni oğluma alayım mı?"
Bu dediği şey ile kaşlarımı çatarak dudaklarımı ıslattım.
"Ne diyon teyze?"
Teyze cin gibi gözlerini açıp tek dük var yok dişleri ile gülümseyerek tekrarladı.
"Seni oğluma alayım mı diyorum kızım benim. Nasıl güzel maşşalah şuna bak. Oğlumunda maşşalahı var. Alayım mı seni oğluma? Yakışırsınız ha iki çıtır. Çerez gibi yerik"
"Teyzecim benim. Canım benim. Ordan bakılınca kendine koca arayan cadalozlar gibi mi duruyorum?"
Elim artık cidden uyuşmaya başlamıştı. Kan gitmediği için mosmor duruyodu.
"Yok kızım. Cadaloz gibi görünsen seni alır mıyım oğluma? Bi alemsin sende"
"Teyzecim ben değil sensin alem. Kolum morardı acıyo bıraksanız mı bi otursam şuralara"
"Dur hele bak oğlumu gösterem" diyerek classic yaşlı çantasını çıkardı.
Çantayı açmak için elini kolumdan çektiği gibi arkalara topukladım ve ondan uzak bir yere gittim.
Bileğimi ovuşturarak oturdum. Dışarıyı izlerken daldım ve zamanın nasıl geçtiğini fark etmedim.
İneceğim yer geldiğinde ayağa kalktım fakat en öne varmaya kalmadan aynı teyze kolumu yine tutmuştu. Bu sefer diğer kolumu ama.
"Bak oğlum bu" dedi telefonu uzatarak.
"Teyze..... 40 yaşındaki adamlamı evlendirecen beni yapma be ben daha 19 yaşında masum gencecik kızım"
"Benim oğlum 38 yaşında bir kere" dedi telefonu kapatarak.
"Ya çok fark etti. Belki olabilir bi düşüneyim. Ya teyzecim 19 yaşındayım diyorum. Hadi işim var benim ben iniyorum sağlıcakla"
Arkamdan şaşkınca baktığını hissederek bıraktığı kolumu ovuştururken otobüsten indim.
Şirketten içeri geçip 2. kata çıktım ve ardından ders vereceğim odaya yani TXT grubunun odasına girdim.
"Selam"
Hepsi çalıştığı dansını bölüp bana döndü ve selam verdi. Bu sefer Beomgyu'da vermişti. Ona bakıp 'adam ol' bakışı attıktan sonra bende başımı eğip selamladım.
"Hoşgelmişsin Noona"
"hoşbuldum" dedim. Beomgyu o bakışımdan sonra göz devirip bir şişe suyu kafasına dikip hepsini bitirdi.
Dans gerçekten çok susatıyodu. 10 dakika sonra susuzluktan sudan çıkmış ve suyu dilenir bir balıktan farkımız kalmıyodu.
"Ah tam zamanında geldin cidden Kyungjoo-nim. Yardımına ihtiyacımız vardı." dedi Yeonjun nefes nefese bir şekilde gülümseyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blue Spring | Choi Beomgyu
Fanfiction"Gecemi gündüzüme katan sen... Şimdi benim herşeyim oldun..." ~Choi Beomgyu Geçmişi fazlasıyla yaralı olan ve dansta teselli arayan aynı zamanda hayali idol olmak olan Choi Beomgyu çıkışları için onları hazırlayacak olan dans hocası Na Kyungjoo ile...