Gözlerimiz buluşunca durdum. Gözlerime öyle dikkatli bakıyordu ki sanki şu an ne düşündüğümü anlamak istiyordu. Gözlerimin derinlerine baktı. Sonradan yüzümün her bir noktasını dikkatle inceledi. Gözleri dudaklarımda durduğunda yutkundu.
Benimde gözlerim onun dudaklarına kayınca kremi sürmeye yeltenmiştim fakat öne eğilerek bileğimi tutmuş ve aniden dudaklarıma kapanmıştı.
Gözlerim irice açılırken şaşkınlıkla afallamıştım. Şu an yaşadığım şey hiç normal değildi. Cidden hiç normal değildi. Hatta yaşıyor muydum ki şu an? Nefes almıyordum kesinlikle. O zaman yaşamıyor muydum?
Gözlerine baktığımda baygın halde iken gözleri yavaşça kapanmış ve eli ile saçımı kulağımın arkasına sıkıştırmıştı.
Yerimde öylece kalakalmıştım. Ne hareket edebiliyordum ne de karşılık verebiliyordum. O ise saçımdaki elini çeneme indirmişti.
Kalbim şu an o kadar hızlı atıyordu ki kalbimin atışını duyuyor bile olabilirdi. Nefes almayı tamamen unutmuş, bırakmış bir durumdaydım.
Yavaşça geri çekildi ve gözlerime bakarak arkasına yaslandı.
Dudaklarımı birbirine bastırdım ve gözlerimi indirdim.
O ise baş parmağı ile dudağının kenarını silmişti.Göz ucu ile baktığımda yüzüme bakarak gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıyor olduğunu görmüştüm.
"Tanrım.. sen.. utandın mı?.. Ah kızardın" diyerek gülmeye başlamıştı.
"N-napıyım oğlum... ö-öyle.. pat diye.." diyebilmiştim sadece.O gülmeye devam ederken onu izledim. Sonradan istemsizce bende gülümsedim.
Birkaç dakika sonra yine sessizleşmiştik.Hareketlerimi dikkatlice izlemeye devam ettiğinde elimdeki kremi fark etmiş ve işaret parmağımı onun dudağının kenarına yaklaştırmıştım. Yavaşça sürdüm. Geri çekilip kremi kapattım ve bez ile kremi çantaya koyup ayağa kalktım.
Şu an gözünün üstümde olduğunu hissedebildiğim için heyecanlıydım. Hızlıca odadan çıktım ve çantayı yerine koydum. Lavabodan çıkınca karşımda Beomgyu'yu görmüştüm.
"Neden kalktın?" dediğimde dudaklarını araladı.
"Burada kalmayacak mısın? Yatacak yer lazım" dedi kollarını bağlayarak."Ben.. koltukta yatarım" diyerek karşımızdaki salonu işaret ettim.
Başını hızlıca iki yana salladı. "Buna izin vermem" Tek kaşımı kaldırarak sorgularcasına bakarken saçlarını geriye attı."Misafir odasında kalabilirsin. Boş yatak ve odanın içinde artı olarak küçük bir lavabo var." dedi.
Dudağımı büzerek üstümdeki kıyafetlerin uygun olup olmadığına baktığımda tekrar konuştu.
"Ah üstüne ise benimkilerden veririm" dedi.Rahat olmam için her şeyi yapmak istiyordu. Biraz düşündükten sonra başımı salladım. Birlikte tekrar Beomgyu'nun odasına çıktığımızda bana rahat bir şeyler verdi ve odanın nerde olduğunu gösterdi. Ardından ona döndüm ve gülümseyerek "İyi geceler" dedim. Tam önümde duruyordu ve boyu benimkinden uzun olduğu için başımı hafif kaldırmam gerekiyordu.
Oda gülümsedi ve başını sallayarak başımı okşadı. "İyi geceler"
Bu tür davranışlara hiç alışık değildim. Hele ki Beomgyu'nun yapmasına. Bu yüzden hafif bir şok dalgasından sonra bir şey demeden misafir odasına gittim.Üstümü değiştirdim. Beomgyu'nunkiler bana bol gelse de gayet rahattı. Bence güzeldi. Tabi biraz komik durduğunu saymazsak.
Işığı kapatıp yatağa geçtiğimde elime telefonumu aldım. Şu an onunla aynı yerde bulunmak hatta onun evindeki bir odada olmak garip ama güzel hissettiriyordu. İçim kıpır kıpırdı. Tam o sırada abim yazmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blue Spring | Choi Beomgyu
Fanfiction"Gecemi gündüzüme katan sen... Şimdi benim herşeyim oldun..." ~Choi Beomgyu Geçmişi fazlasıyla yaralı olan ve dansta teselli arayan aynı zamanda hayali idol olmak olan Choi Beomgyu çıkışları için onları hazırlayacak olan dans hocası Na Kyungjoo ile...