|10|

98 3 11
                                    

"Sadece.. Sana yardım etmek istedim.. seni onunla görünce ilk başta sinirlendim.. sonra birden sızınca... ve seni evine bıraktığımda bana ne dedin biliyor musun? 'gitme '... sana yemin ediyorum gitmek istemedim... Neden? Neden ya? Onunla aranızda tam olarak ne var? bilmiyorum ama bilmemek beni çıldırtıyor. Ona bağırdın ve gitmesini söyledin. Seni salmasını istedin. Resmen seni rahat bırakması için ona yalvardın. Onu sevmediğini söyledin ve hatta.. beni ona karşı korudun sen Beom.. ve hemen bunlardan sonraki gün.. neden onunlaydın? gerçekten bilmek istiyorum Beomgyu.."

Bir müddet sadece gözlerime baktı. Göz kapakları ve dudakları titredi. Ceketini alarak hızlıca uzaklaşmadan önce gözlerini kaçırarak yutkundu ve ayağa kalktı.

O çıkınca bende ellerimi saçlarıma geçirdim. Her ne olduysa ve kafasına ne takıyorsa onlardan ne düzgünce dans edebiliyordu ne de konuşuyordu.

Bana hiç bir şeyin cevabını vermeden gitmesi huzursuz hissettirmişti. Onu bu hale getiren şey ne olabilirdi? Onu tanıdığım ilk gün asla böyle biri olabileceğini aklımın ucundan geçirmezdim. Gıcık bir kişiliği olduğunu düşünmüştüm fakat şu an öyle değişik davranıyordu ki o otobüste gördüğüm çocuğun artık Beomgyu olduğuna emin bile olamıyordum.

+×+

"Beomgyu nereye gitti?" diyerek elindeki suyu masaya koydu Yeonjun.
Omuz silkerek yetindim.

"Bir şey mi oldu?" dedi Soobin yanıma oturarak.
Soobin'e bakmadan başımı iki yana salladım.

"Emin misin? neden gitti öyleyse?"

"Bilmiyorum Taehyun." dedim kısaca.

Kai kollarını birbirine bağlayarak benimle göz göze gelince ona anlatacağımı düşünmüş olacak ki göz kırparak 'ne oldu ' dercesine başını sallamıştı.

Bende omuz silkerek başımı sağa ve sola salladım.
"Noona. Bir şeyler olduğunu hepimiz biliyoruz. Bizden neden saklıyorsun? Dün beni aradığını buradaki herkes biliyor" dedi söyleyeceğimi umarak.

"Sadece ufak bir tartışma" diyerek onları geçiştirmeye çalıştım.

Omzuma elini atan Yeonjun'a döndüğümde sıcakça gülümsedi. "Bizimle paylaşmak ister misin? Arkadaş olduğumuzu düşünmüştüm"

Hepsinde gözlerimi gezdirerek dikleştim.
"Önemli değil. Biz çalışabiliriz. O bize yetişecektir" diyerek ayağa kalktım.

Arkamdan iç çekişler duyduğumda pes ettiklerini anlamıştım.

Soobin kolundaki saate baktı ve dudağını büzdü. "Bence yemek yemeye gidelim? Saat 19:50 bu günlük bu kadar yeter. Yarın hep birlikte olunca devam ederiz" demiş ve bizimde fikrimizi almak için yüzümüze teker teker bakmıştı.

Başımı salladım. Herkes onayladığında toparlanıp aşağı indik.

Güzel bir restorana gidip et sipariş ettik ve sonradan yerimizi seçtik. Aklımın dolu olduğu fark etmiş olacaklar ki "Sıkma canını" demişlerdi.

"Beomgyu gerçekten bazen çekilmez biri olabiliyor fakat yapacak bir şey yok. Onunda kişiliği bu. Üzülme?" demişti Yeonjun.

"Aynen öyle en iyi Yeonjun Hyung bilir" demişti Kai Yeonjun'a bakarak sırıtırken.

Gülümsemiş ve etrafı süzmüştüm. "Sizi bir ara arkadaşlarım ve kardeşlerimle tanıştırmak istiyorum"

Bu dediğime karşılık hepsi parlak gözlerle bakmıştı.
"Çok isteriz" demişti Soobin.

"Heyecanlandım" diyerek arkasına yaslanmıştı Taehyun.

"Onları seveceğinize eminim. İyi insanlar. Tam kafa dengiler ve bazen aptal olabiliyorlar. Ama bana her zaman iyi geliyorlar. Ne zaman kötü hissetsem hemen yardımcı olurlar. Sizin gibi" dediğimde hepsinin yüzünde samimi bir gülümseme belirmişti.

Blue Spring | Choi BeomgyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin