|12|

93 2 2
                                    

O gün genç kıza karşı çıkan, gıcıklık yapan, sinir bozucu Choi Beomgyu ona gerçek yönünü göstermişti. Kıza içini açmıştı. O gün Choi Beomgyu tamamen değişik, savunmasız bir çocuk olmuştu.

+×+
-Kyungjoo'dan-

Birlikte eve doğru yürürken ellerini ceplerine sokmuş ve sessizdi.
Bu sessizliği bozarak ona dönmeden söyledim.

"Yarın kendini kötü hissedersen gelme"
Bana baktı. Ve başını iki yana salladı.

"Olmaz.. çıkışa az kaldı. Partlarım yarım kaldı ve daha giriş şovunu bile yapamıyorum"

"Sorun değil hallederiz" dedim bende ona bakarak.
"Ama-"
"Sorun değil dedim. Endişelenme. Hepsini yaparız"

önüne döndü.
"Eğer patron bir şey derse ki demez. O zaman ağır hasta olduğunu söyleyeceğim. Eve git ve tüm gün güzelce dinlen. Güzelce uykunu al"

"Sağol" dedi yavaşça yürürken. Elleriyle oynarken onları izliyordu.

Yorgun olduğu tüm halinden ve hareketlerinden belliydi. Onun önüne geçtim ve bileğinden tutarak durdurdum. Bana şaşkınca bakıyordu.

Elimi alnına koydum.
"Ateşin var! Ne diye içiyorsun?"
"Önemli değil"

"Hm hm aynen önemli değil.. Sen kendine böyle bakarsan ben ne yapıcam?" bunu dediğimde uzunca sessiz bir şekilde bakıştık.

Yutkunduğunda gözlerini kaçırdı.
"İyiyim"

"İyiyim dedim Kyungjoo!"
Bunu demesine rağmen yorganının içine gömülmüş ve titriyordu.
"Üşüyorsun ve ateşin var! Hiç de iyi değilsin!"
Diyerek anlına koyduğum ıslak bez onu titretmişti.

O sırada telefonum çalmış ve bende ayağa kalkarak odadan çıkmıştım.
"Alo?"

"Alo.. Ulan nerdesin sen yine?" Sunoo'nun sinirli sesini duyduğumda iç çektim.
"Beni merak etmeyin diye kaç kere diyeceğim! Bu gün çok işimiz var gelemeyebilirim beni beklemeyin"

"Bak sen şuna. Abim çok sinirli haberin olsun. Birde haber vermiyorsun. Adam ölsün mü meraktan?"

"Arayamadım çok işimiz var diyorum ya"
o an telefondaki ses değişmiş ve endişeli bir ses tonuyla abimin sesini duymuştum.

"Nerdesin kızım? İnsan arar söyler. Ne kadar salaksın. Biz burada eşşek başımıyız. Haber vermiyorsun kafana göre davranıyorsun. Ama ben normalden bir iki dakika geç geleyim kıyameti koparıyorsun"

"Off abi seninle uğraşamam. Bu gün işimiz çok. Çıkışa az kaldı daha çok yüklendik danslara. Arayamadım. Ve gelemeyebilirim. Beni beklemeyin"

"Ne diyon sen hıyar kafa. Tüm gün dans mı edeceğiniz?"

"Bilmem belki. Öptüm ben hadi beni merak etmeyin bay" demiş ve telefonu kulağımdan çekerek kapatmıştım.

İçeri tekrardan girdiğimde çoktan uyumuş olan Beomgyu ile karşılaşınca gülmeden edememiştim. Bu gün Beomgyu'yu sevdiğimi söylerken ilk başta teselli ediyordum. Sonradan fark etmiştim ki onu gerçekten çok seviyordum. Ondan hoşlanıyordum. Belki tanışalı çok olmasa da onu tanımıştım. Onun hakkındaki çoğu değerli şeyleri biliyordum.

Ayrıca farkında olmasak da liseyi aynı okulda okumuştuk. Hem onun öğretmeni olduğum için daha çok zaman geçirecektik. Tanıyacak daha çok zamanım olurdu elbet ki.

Ondan hoşlandığımı anladım evet ama gerçekten bir anda olmuştu. Aslında başından beri bazı şeyleri sorgulamaya başladığımdan beri şüphelerim vardı. Asla kendime itiraf etmemiştim fakat sonunda kabullenmiştim. Bu gün.

Blue Spring | Choi BeomgyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin