151 33 16
                                    

Şu an önünde duran üstü çıplak adama baktı Jisung.
Sonrasında yüzünde sinsi bir gülüş belirdi.
Oturduğu sandalyeden kalktı ve katile yaklaştı. Bir elini katilin çıplak göğsüne yerleştirdi.
"Biraz etkilendiysem, ne olur?"
Karşısındaki oğlanın yüzünde arsız bir gülüş oluştu.

"Öğrenmek ister misin?"

Samimi olmayan bir gülüşle beraber kafa salladı doktor.
Onun baş sallamasıyla katil aralarındaki mesafeyi tam olarak kapatıp doktorun dudaklarına eğiliyorduki
"Aaa şimdi aklıma geldi, ben şu an doktorum. Ve işimin başında olmalıyım. Üzgünüm katil, şu an olmaz."

Aniden geri çekildi doktor.
Katil bir anlığına onun çekilişinden dolayı afallasa da hemen kendine geldi ve sırıttı.
"Demek beni deniyorsun ha doktor? Seninde öpmem için can attığını biliyorum."
"Ben mi can atıyorum? İlk defa gördüğüm birinden bir öpücük beklemem emin ol."
"Beni uzunca süzerken iyiydi ama değil mi?"
Doktor dahada uzaklaştı katilden.

"Bana diyorsunda sen benden gözlerini alamadın, bunu fark ettim katil."

"Ben bunu inkar etmiyorumki doktor?"
Sırıtışı büyüdü katilin.
Güldü doktor.
"Etsende anlarım zaten."
Katil yeniden yaklaştı doktora.
"Bende aynı işte, inkar etsende anlayabiliyorum."
Göz kırptı sonra, adımlarını kapıya yönlendirirken. Üstünü hızlıca giydi, gömleğinin düğmelerini bağladı.
"Teşekkürler kıvırcık doktor, güzel bir muayeneydi."
Sırıttı tekrardan, doktorun göz devirmesinin hemen ardından ise kapıyı açtı ve dışarı çıktı.

Jisung katilin gitmesine rahat bir oh çektikten sonra kapıdan hızlıca biri girdi.
Giren kişi Hyunjin'di.
Gözleri büyümüş bir şekilde bakıyordu, Jisung'a yaklaştı.

"Jisung o odandan çıkan kimdi öyle, aman tanrım, çok yakışıklıydı."
"Ne"
Hyunjin herkese kolayca aşık olabilirdi, ama hayır, eğer şimdiki aşık olacağı kişi Minho olursa bu sorun olurdu.
Bir katile aşık olmasını istemezdi.
"Az önceki siyah kıyafetliyi diyorum, adı ne acaba? Böyle yakışıklısını görmedim."
Koluna vurdu Jisung Hyunjin'in.
"Saçmalama, hem o kadarda yakışıklı değil."
Hyunjin çatık kaşlarla baktı Jisung'a.
"Nasıl değil be! Böylesini ilk defa görüyorum."
"Hyunjin bak herkese aşık ol ama ona değil tamam mı? Sakın."

Yüzünde sinsi bir tebessüm oluştu Hyunjin'in.
"Niye? Yoksa sende mi ondan hoşlanıyorsun? Doğruyu söyle, eğer öyleyse haklısın çünkü aşırı yakışıklıydı."

"Ne hoşlanacağım manyak mısın? Sende ne abarttın yakışıklı diye!"
Doktorun sert çıkışından bir an refleksle irkildi.
"Aman ne bağırıyorsun? Kötü bir şey dedik sanki."
Hemen düzeltti kendini Jisung.
Boğazını temizledi. "Tamam, kusura bakma, migrenim tuttuda."

"Sorun değil. Neyse hadi tutmayayım ben seni."
El sallayıp odadan çıktı.
_______________________________
"Vay vay. Bayan Shin, buralara kadar geldiniz demek ha?"
Önünde duran katile birkaç adım atarak yaklaştı Ryujin, konuştuklarını umursamıyordu.

"Senden istediğim görevi neden hala yerine getirmedin?"
Direkt sormuştu soruyu Ryujin.
Katilden hemen bir cevap bekliyordu.
"Aa unutmuşum. Hangi görevdi bu?"

"Jisung'u neden hala öldürmedin?"
Ah, doğru, Jisung hala yaşıyordu.
Bu sefer karşısındakiyle aralarındaki mesafeyi azaltan Minho olmuştu.
Oldukça sakin ve umursamazca konuşmaya başladı.
"Canım artık onu öldürmek istemiyor"
Bu lafı duyunca bir anlığına kaşlarını çattı, sonra sinirle sordu.
"Ne demek oluyor bu? Ne demek öldürmek istemiyorum?!"

"Bas bayağı işte, öldürmeyeceğim."
Sinirlenmeye başlamıştı Ryujin.
"Sen herkesi öldüren, hiçbir kurbanına acımayan acımasız katil Lee Minho değil misin?"

"Evet, ta kendisiyim."
"O zaman neden öldürmüyorsun?"
Soruyu soruyla cevapladı Minho.
"Peki, sen neden bu kadar ölmesini istiyorsun onun?"

Ryujin gelen bu soruyla boğazını temizledi, cevaplamak istemiyordu.
"Bir katile cevap vermeyeceğim."
"Şu an o katile ihtiyacın var gibi ama."

Ne kadar sinir bozucu bir adamdı bu?

"Söylersem öldürecek misin?"

"Mmm belki." Göz kırptı katil. Kesin bir şey söylemedi.

"Peki, anlatacağım.
O benim çocuğum değil."
Şaşkınlıkla baktı katil. Nasıl onun çocuğu değildi?
"Ne?"
"Eski kocam başkasından bir çocuk yapmıştı, yani Jisung'u. Biz ise daha evliydik. Aldatmıştı beni. Ama pişman olduğunu söyledi, o çocuğa bakmak istedi. Beni aldattığı kadın çocuğu hiç istememiş. Bizimde çocuğumuz olmuyordu. Ben istemedim, hemde hiç, bu çok gurur kırıcı, çok aşağılık hissettiriyordu. Hiçbir zaman onu kabul etmedim. Ama eski kocam onu hep yanımda büyüttü. Ben ise hiç bakmadım, kocama aşıktım ondan boşanamıyordum da. Sadece o üzülmesin diye bakıyormuş gibi yaptım. Sonra Jisung büyüdü."
Kaşları çatık halde dinliyordu katil.
"Sonra?"
"Sonra beni bir daha aldattı. Bir daha ve bir daha. Ama ben aşkımdan ona hiçbir şey yapamadım. Hep affettim.
Fakat artık son raddeye geldi. Daha fazla dayanamadım, affettikçe daha çok parçalanıyordum. Ona olan sevgim gitgide azaldı. Jisung'a ben artık bakamayacağım sen bak dedi."

"Sen ne yaptın?"
Merakla dinliyordu hala katil.
"Onu öldürdüm."
Beklediği cevabı almıştı katil, sırıtmaya başladı. Bunu en başından yapmalıydı diye düşündü.
"Jisung yeterince büyümüştü, ona hiç bakmadım zaten. Bakamadım, ona bakınca sinirden kafayı yiyecek gibi oluyordum. Eskidende, şimdide. O adamın bana bıraktığı her şeyi yok ettim. Sıra onda, Jisung'ta."
Gözlerinden bir yaş süzüldü genç zarif kadının.
Fakat Minho için son cümle onu sinirlendirmeye yetmişti.
Jisung'u öldürmeyecekti, bunu asla yapmayacaktı. Hayatında ilk defa bir insandan hoşlanmıştı , hemde çok kolaylıkla. Onu kaybetmeyecekti.
Elini yumruk yapıp sıktı.
"Hayır, üzgünüm Bayan Shin fakat Jisung ölmeyecek. Onun hiçbir suçu yok."
Bunun bir katilin ağzından çıkmasına şaşırmıştı Ryujin gerçeği söylemesi gerekirse.

Güldü Ryujin. "Ne o, yoksa aşık falan mı oldun ona? Yapma Minho, sen bir katilsin. Hiç kimseye acımamalısın, aşık olmamalısın. Hele ki Jisung gibi birine,sakın ."
_______________________________
Gözlerini açtı kıvırcık doktor, sabahın ışıkları yine göz kamaştırıyordu.
Hemen kalktı yataktan, hızlıca hastaneye gitmeliydi.
Hemen üstünü çıkarıp başka bir tişört giydi, rahat olmayı seviyordu o.
Hazırlanıp hızlıca dışarı çıktı sonrasında, yemek yemedi.
Ama hata yapıyordu, açlık migreninin tutmasını sağlıyordu çünkü.
Yürüyerek gitmeyi seviyordu, hava almak iyi geliyordu çünkü.
Hastaneye yaklaşmıştı, hızlıca yürüyordu. Fakat sonra adımlarını yavaşlattı, çünkü yolda bir kaza olmuştu. Yerde motorsiklet sürüp kaza yapmış biri yatıyordu, çoğu kişi etrafına toplanmıştı. Topluluğu fark edince onların yanına koştu doktor.

"Çekilin, ben doktorum."
İnsanlar kenara çekilirken o önce nabzına baktı, evet yaşıyordu. Kanamayı kontrol etti, kask sayesinde yüzünde çok bir şey yoktu fakat karın bölgesi için aynı şey söylenemezdi. Aniden yaralı olan genç adam Jisung'un üstüne kan kustu. Jisung önce iki kaşınıda yukarı kaldırdı, kıyafeti batmıştı. Ama şu anda önemli olan asla tişört değildi, hastaydı. Hızlı bir şekilde sordu.
"Ambulans arandı mı?"
Kafa salladı insanların çoğu.
Birkaç müdahale daha yaptıktan sonra ambulans gelmiş ve hasta hastaneye gitmişti, Jisung'un hastanesine.
Acildeki doktorlara olayı anlatıp görevi devretti, odasına çıktı. Gün daha şimdiden olaylarla başlamıştı.
Batan üstüne baktı, kıpkırmızıydı.
Yedek tişörtü ise yoktu. Hemen beyaz önlüğünü giyip üstünü bağladı, en azından birazda olsa kanlar belli olmuyordu.
Bu arada aklına siyahlı katil gelmişti, birkaç gündür hiç yanına gelmiyordu Jisung'un.

"Ne oldu acaba?" Diye sordu kendi kendine, acaba sözlerine mi darılmıştı? Ama o bir katildi, neden darılsın ki?
_______________________________
bir sonraki bölüm bol minsunglu olabilir😻

black bloodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin