arkadaslarr oylayalim lutfen lazim
ayrica yorum yaparsaniz da cok mutlu olurum
tesekkurler
________________________________
~"I'll listen to your silent cry
So that you don't get tired in a lost corner of your heart
Through the cracks in the door of that poorly closed space called 'you'..."~Gözlerinden yaşlar akarken ona iğrentiyle bakıp ardından yanından kaybolan kadına baka kalmıştı doktor, gözleri şu an o kadının az önce durduğu yere bakakalmıştı.
Sadece hava almaya çıkmıştı, başına neler gelmişti.Doktor daha fazla tutamadı kendini, sessiz ağlamak onu boğuyordu.
Sesli bir şekilde ağlamaya başladı, etrafında ona boş gözlerle bakan korumalara bakmadan.Uzun zaman sonra öyle derin bir ağlayıştı ki bu, asla dinmiyordu.
"Ağzını kapatalım şunun, başımı ağrıtıyor."
Korumalardan biri diğer korumalara öneri sundu. Onu hala burada tutmalarının bir sebebi yoktu aslında, ama Ryujin onu bırakın diye bir şey söylemediği için bırakmamışlardı."Bence de." diye katıldı korumalar.
Doktorun ağzını kapatmak için yanına geldiler, her ne kadar doktor beni bırakın dese de, çırpınışlarına ve bağırışlarına devam ediyordu bir yandan da.
Ama korumaların elleri doktorun ağzının üstüne kapanıp ağzını bağlamaya başlamıştı bile.Ellerine mermi yiyene kadar. Tüm korumaların ellerine mermi isabet etmişti, acıyla inleyip doktoru bıraktılar. Kim vurmuştu onları bilmiyorlardı, doktorda vurulan ellerin sahipleri gibi şok olmuş ve ağlamaktan şişmiş gözlerle etrafına bakıyordu.
Ama korumalar yerde kan gölüne dönmüş ellerinden gözlerini ayıramıyorlardı.
Sonra odayı bir koku sardı, bu kokuyu çok iyi tanıyordu doktor. Amber ve odun kokusunun birleşimi kokuyu her duyduğunda yüzünde bir tebessüm oluşuyordu artık, sanki 'artık güvendesin, sorun yok.' Diyormuş gibiydi bu koku ona."Ona bir daha dokunursanız bu sefer mermi yiyen elleriniz olmaz sizi piç kuruları."
Siyahlı katil karanlıktan çıkmış, doktoruna doğru yürüyordu bu sırada.
Doktorun ağlayan gözlerini gördü, kaşları en sert biçimde çatıldı."Ne yaptınız ona? Söyleyin!"
Çok sinirli duruyordu, doktorunun böyle ağlaması onu sinirlendiriyordu."Onlar yapmadılar. An- Ryujin yaptı."
Anne de diyemiyordu artık, ne diyeceğini bilemiyordu o kadına."Ryujin mi?" Şimdi kavramıştı olayı katil,
Gerçekleri söylemişti demek.
Sesini çıkarmadı sonra, hızlıca doktorun arkasına geçti ve doktorun bağlandığı ipi çözdü hızlıca.
Doktorun ayağa kalkacak gücü yoktu, oturmaya devam etti hissizce. Katil onun bu haline karşılık tek hamlede kucağına aldı onu, doktor ise kollarını katilin boynuna sardı.Sonra kan kaybından neredeyse ölecek olan adamlara baktı siyahlı oğlan, irislerindeki nefret onları saniyesinde korkutmaya yetmişti.
Doktor ise katilin boynuna gömmüştü yüzünü, gözlerinden yaşlar akmaya devam ediyordu, bu da katilin boynunu ıslatıyordu.
Hızlıca oradan uzaklaştı katil, sırf doktor yanında diye öldürmemişti onları, yoksa tek hamlede kafalarına sıkar öldürürdü.
Eve gidene kadar neredeyse hiç ses çıkarmadı katil, kucağındaki oğlanın sessiz ağlayışını dinliyordu.
Sonra konuştu
"Ağla doktor, ağla ve çıkar bütün geçmişin acısını."
Ağlamanın onu rahatlatacağını biliyordu, içindekileri kelimelere dökemediği için ağlayarak atıyordu doktor.Eve geldi, yatağa yatırdı katil doktorunu. Doktorun ağlaması bitmişti ama o da bitmişti, yorgunluktan gözleri kapanıyordu.
"Çok yalnızım." Diye mırıldandı Jisung kendi kendine, uyuyordu bir yandanda.
Onun bu şirinliğine güldü katil ise, dolgun dudakları öpmemek için çok zor duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
black blood
Fanfictionöldürülmesi için suikast düzenlenen doktor han jisung ve onu öldürmek için gelen dünyaca aranan seri katil lee minho, suikast gününden sonra hayatlarında yeni bir duyguyu tadacaklardı. |minsung