×××
Kimimiz hayata bir sıfır önde başlar. Onlar genelde zengin veya iyi gelirli insanlardır. Sistemin kölesi olmuş fakirler ise o zenginlerin karşısında sıfırı koruyanlardır. Okula git, birkaç belge al, üniversite sınavına gir, eğer şanslıysan iyi bir üniversiteye paranla gir değilsen rastgele bir yer. Tamda bu yüzden bir süredir okula gitmeyen Chris, okulun annesini araması üzere sinirle odasına dalan kadına aldırış etmeyip yorganını altında yatmaya devam etti.
"Kalk! Kalk dedim!"
Üzerinden yorgan çekildiğinde zaten ağrıyan başı yüzünden huzursuzken ayağa kalktı sinirle.
"Ne var!"
Sinirle dişlerini sıkarken karşısındaki kadının kendisine tokat atması ile başı sola doğru savruldu.
"Ben senin için çabalıyorum! Ne bok yiyorsun okula gitmeyip sen!"
Acıyan suratına siktiri çekip sinirden yüzü kızarmış kadına baktı sinirle.
"Çalışıyorum! Anlıyor musun bende çabalıyorum! Tabi sen o siktiğimin iş yerinden gelip sadece uyumak yerine biraz oğlunla konuşsan anlardın! Geçen ayın faturası geçti bile, hiç mi fark etmedin! Ben ödedim!"
Oğlunun karşısında kısa kalan kadın vücuduna yayılan pişmanlık duygusu ile geriye doğru çekildiğinde bir elini ağzına doğru kapatıp gözünden bir yaşın düşmesine izin verdi. Kaşları çatık olan oğlu kızarık yanağıyla karşısında dikilirken bir elini ona doğru götürdüğünde itilen eli ile geriye adım attı tekrar.
"Dokunma bana."
Kapüşonlu sweatshirtini aldığı gibi giydikten sonra koridordan çıkışa doğru ilerlediğinde peşinden seslenen annesini umursamayıp kahverengi çelik kapının önündeki botlarını ayağına geçirdi. Bağcıklarını gelişigüzel bağlarken kolundan tuttan annesinin elini ittirip ayağa kalktı.
"Gidemezsin Christopher! Nereye gidiyorsun?"
"Seni hiç ilgilendirmez o siktiğimin işine gidip patronunla yiyişmeye devam edebilirsin."
Çelik kapının gürültüsü dökülmeye başlamış evde yankılandığında annesinin seslerini dışarıdan duyabiliyordu. Annesinin kulak tırmalayan itirazlarından uzaklaştığında rahatladığını hissetti.
Sweatshirtin cebine ellerini koyduğunda köşe başı bekleyen torbacılara göz gezdirip yoluna devam etti. Ezbere bildiği yollardan tamirhanenin olduğu boşluk alana doğru yürüdü. Birkaç aydır buradaydı. İkinci evi gibi olan tamirhenin kepengini anahtarıyla açıp içeriye girdiğinde tanıdık yüzü görmesiyle soluk yüzünde bir gülümseme oluştu.
"Hoş geldin."
"Hoş buldum abi."
Bugün kapalı olduklarını bildiğinden kepengi tekrar indirdi. Koltukta yayılmış uzun siyah saçlara sahip abisinin yanına ilerlediğinde toparlanıp yanında yer açan adamın yanına oturdu. Kırmızı yer yer eskimiş ama yatağından daha rahat olan kanepenin üzerine oturup cam sehpanın üzerine ayaklarını uzattı.
Daniel bir kolunu omzuna doğru attığında yeni bir sorgunun geldiğini biliyordu. Vücudunun üst kısmı tamamen dövmelerle kaplı olan adamın kahkaha sesi kulaklarına geldiğinde oda tebessüm etti.
"O kadın gene sinirini çıkarmış anlaşılan?"
Yüzündeki buruk tebessümle başını salladığında ayağa kalkan adam küçük mutfaktan getirdiği pizza ve iki kutu kolayı sehpanın üzerine bırakıp tekrar yanına oturdu.
"Biliyordum geleceğini hazır ettim bir şeyler."
Chris üzerindeki sweatshirti çıkarıp kenara bıraktığında ellerini yıkayıp geri döndü. "Kahin falan mısın?" Diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A STAR IS BORN | [chanchang]
Teen Fiction"Anneme söyleyin, ben bir rock yıldızıyım." [Follow you: Star]