(Medyada Ege var :))
Anın şokunu hala atlatamamışken Ebrar'ın üzerinden kalkarak nefes alış verişimi kontrol etmeye çalıştım. Boş anından faydalanıp elinden fotoğrafı çektiğim Ebrar yerde kahkaha atarak bana bakıyordu.
"Hiç komik değilsin. İnsanların ebeveynleri tarafından eldivenle sevildikleri dönemleri olabilir!" diyerek yüzüme kızgın bi ifade takınmaya çalıştım.Tabii ki başaramadım.Gülmemeye çalışarak "Ben üzerimi değiştireyim çıkarız." dedim. Elimdeki fotoğrafla ani bi hamle yapmasından korkarak odama hızlıca yürüdüm.Yorucu geçecek iki gün olduğunu tahmin ettiğim için tayt crobun en uygun kıyafet seçimi olacağına karar verdim. Salona geldiğimde Ebrar nihayet gülmeyi bırakmıştı.
"Çıkalım mı?"
Kafamla onaylayarak kapıya yöneldim.Arabaya bindik ve kendi evine doğru sürmeye başladı.
"Bana biraz kendinden bahsetsene." dedi beni düşüncelerimden ayırırken. "2 günümü geçireceğim kişinin adından daha fazlasını bilmek istiyorum." Ben bunu düşünememiştim. Çünkü onunla ilk defa tanışmış olsam da onu uzun zamandır tanıyormuşum gibiydi.Milli maçlarda onunla seviniyor, onunla üzülüyorduk.Aptal insanların yaptığı yorumları görmezden geliyorduk ve bana göre o ülkenin afacan kızıydı. Sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla beni güldürüyordu.Ben bunları düşünürken o bana cevap bekleyen gözlerle baktı.
"Haklısın. Adım Ala, zaten biliyorsun. Koç'ta okuyorum.23 yaşındayım. Senin kadar olmasa da voleybol oynamayı ve yüzmeyi seviyorum." Cümlelerime devam edecekken beni susturdu. "Kim milyoner olmak ister sunucusu olarak kendini tanıt demedim Ala, bana kendinden bahset dedim."
Öyle mi olmuştu gerçekten. "Seninle alakalı konuşulanların yanında sinir bozucu biri olduğun yazmıyordu ama Ebrar." Dedim kıs kıs gülerken.
"Ya bu soru bana her zaman garip gelir.Oturup birine kendini anlatamazsın bence, zamanla karşındaki kişiyi tanırsın.Yardımların için gerçekten çok teşekkür ederim ama beni tanıyabileceğin kadar zaman geçireceğimizi zannetmiyorum. 2 gün sonra hayatından çıkacak biri için bu kadar bilgi yeter diye düşünmüştüm." dedim. Biraz sert mi olmuştu?
Ebrarın bakışlarındaki gülümseme durmuştu. Evet sanırım kırmıştım onu. "Kusura bakma, biraz fazla samimi davrandım sanırım." dedi ve biraz daha gaza bastı. Yakın çevreme karşı asla susmayan, neşeli biriyimdir ama ilk tanıştığım insanlara karşı biraz mesafeli olabiliyorum.Bu tavrım yüzünden kimseyi kırdığım olmamıştır çünkü insanlar bana yaklaşmazlar ama bu kadar samimi yaklaşan birine öküzlük yapmam iyi olmadı sanırım diye düşündüm.
"Ya asıl sen kusura bakma.Ben senin kadar arkadaş canlısı değilim, mizacım da biraz kaba sanırım.Bugün çok şey üst üste geldi. Seni kırmak için söylememiştim."
"Sorun değil." derken ses tonundan sorun olduğu çok belliydi.
"Ya Ebrar yapma böyle. Annem her zaman söylüyor dinlemiyorum onu.İnsanlara karşı özellikle kendini yakın hissettiklerine karşı dilin çok sivri, yılan gibi sokuyorsun herkesi diyor ama bu zamana kadar böyle somut bir örnekle karşılaşmamıştım.Bundan bahsediyorum işte , seninle zaman geçiriyoruz ve sen benim yılan dilli olduğumu öğreniyorsun." diyerek konuşmaya devam ettiğimde "Yılan dil mi? Güzel lakapmış." dedi ve yüzündeki gülümsemeyle ortamdaki gergin hava biraz kırıldı.
Yaklaşık 20 dakikalık yolculuk sonunda evinin bana çok da uzak olmadığını fark ettim.Arabayı park ettikten sonra birlikte indik. "İhtiyacımız olan her şey burda , inan bana halledeceğiz. İtalya'ya yerleşmeden İtalya'yı avucunun içi gibi bilen bir arkadaş sahibi oldun ayrıca. Seni 2 gün sonra hiçbir şey olmamış gibi bırakacağımı zannediyorsan yanılıyorsun." dedi gerginliğimi almaya çalışarak. Ben aksiliklerin arasında Ebrar'ın İtalya'da yaşadığını unutmuştum. Orada bir kulüple anlaşmıştı ve yaklaşık 2 yıldır orada yaşıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rosa // Ebrar Karakurt
FanfictionTüm dünyanın tanıdığı voleybolcu Ebrar Karakurt ve üniversite öğrencisi Ala... Tesadüfen tanışan bu iki genç kadının hayatlarının bundan önceki dönemi birbirlerinden çok farklı geçti.Ancak bu tanışma ile yolları kesişti.Bakalım hikayenin geri kalanı...