Ne yapacağımı şaşırmıştım.Ebrar gözlerimin içine gülümseyerek bakarken kalbimin atışını vücudumun her yerinde hissediyordum.Burnu burnuma değdiğinde gülümsedim.Heyecanımı bastırmaya çalışırken sesli bir şekilde yutkundum.Dudaklarımız arasında kalan santimetreler giderek azalıyordu.Gözlerim benim kontrolüm dışında kapanmıştı. Ebranın nefesini yüzümde hissettiğimde kalbim atmayı bırakmıştı.Kendimi ona teslim etmiştim artık.Dudaklarımız birleşmek üzereyken gelen bi öksürük bizi ayırdı.
"Ala, tebrik ederim sevgilim.Birkaç gündür sana ulaşamıyorum iyi misin?"
Ömer'in sesiyle yerimden sıçramıştım.
"Ömer ne saçmalıyorsun ya ?" diye sordum bitkin bir sesle.
Ebrar olayın şokuyla ellerini çekip benden birkaç adım uzaklaşmıştı.Ömer yanıma gelip belime sarıldığında kendimi ondan kurtarmaya çalıştım.Ebrar bana döndü.
"İşimiz bittiğine göre sen de hayatına geri dönebilirsin.Hoşça kal." diyerek arabasına bindi ve konuşmama fırsat vermeden gaza basıp gitti.Gitmesiyle bulunduğum yere çakılmıştım.Beni dinlemeden ne olduğunu bilmeden nasıl bu kadar kolay benden vazgeçtiğine inanamıyordum.
"Sen ne gurursuz ne yüzsüz bir çocuk çıktın düş artık peşimden Ömer ya."
"Tebrik ederim Ala.1 hafta boş bırakıyorum, Ebrar Karakurtla dudak dudağa buluyorum seni .Bu ne demek oluyor?" diyerek hesap sordu benden. Üzerime doğru bi kaç adım attığında geri çekilecek yerim kalmamıştı.Göğsünden sertçe ittirdim.
"Ömer sen iyi misin ya? Biz ayrıldık seninle, 9 ay önce.Doğum günümde, biz alt kattayken üst katta Belizle yattığın için ayrıldık.Farkında mısın?Uzak dur artık benden istemiyorum seni hayatımda ya." diyerek öfkeyle üzerine yürüdüm.
"Benden tek bir hatamla bu kadar kolay mı vazgeçiyorsun cidden?Bu kadar mıydı bana olan sevgin?" dedi hesap soran gözlerle.
"Ömer bitti.Sana karşı içimde nefret bile kalmadı.Artık vazgeç hayatına bak.Bir daha sakın bana yaklaşma ." dedim ve etraftaki bakışlardan sesimin yükseldiğini anladım.
"Bu kadar kolay olmayacak.Senden bu kadar kolay vaz---" cümlesini okkalı bi tokatla kestim.
"Bak yeter! Seninle defalarca kez insanmışsın gibi konuştum.Ama sen insanlıktan anlamıyorsun.Bir daha karşıma çıkarsan seni mahvederim Ömer.Hayatını bitiririm, inan bana yaparım bunu. Sakın beni sınama daha fazla çünkü sabrımın sonuna geldim." dedikten sonra uzaklaştım oradan.Hızlı hızlı yürürken çalan telefonumla durdum.Sezgi arıyordu.
"Ala, kuzum ne yaptın nasıl geçti?"
"Sezgi çok karışık durumlar, bizim kafeye gel hemen anlatıcam." dedim ve cevabını beklemeden telefonu kapattım.Okulun iki sokak arkasında okuldan kimsenin uğramadığı favori kafemize doğru yürürken Sezgi'nin hızla gelmesini için dua ediyordum.
Kafeye girdiğimde Sezgi'nin meraklı bakışlarıyla karşılaştım.Ona gidip uzun uzun sarıldım.Şuan buna çok ihtiyacım vardı.
"Sezgi kazandım! İtalya'ya gidiyorum." diye gülümseyerek ona baktığımda neredeyse benden daha çok mutlu olmuş gibiydi.Gururlu bakışlarıyla bana bakarken gözlerinin dolduğunu fark ettim.
"Tabi kazanıcaksın kızım.Sen kafana koyduğun her şeyi yaptın bu zamana kadar.Şimdi İtalya düşünsün." derken kahkaha atıyordu.Benim yüzümdeki burukluğu fark etmesi çok uzun sürmedi.
"Madem kazandın yüzün niye popoma döndü kuşum?" diye sorduğunda gardımı tamamen indirdim ve olanları anlatmaya başladım.Sezgiye tüm olanları aktardıktan sonra meraklı gözlerle onun yorumlarını bekliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rosa // Ebrar Karakurt
FanfictionTüm dünyanın tanıdığı voleybolcu Ebrar Karakurt ve üniversite öğrencisi Ala... Tesadüfen tanışan bu iki genç kadının hayatlarının bundan önceki dönemi birbirlerinden çok farklı geçti.Ancak bu tanışma ile yolları kesişti.Bakalım hikayenin geri kalanı...