Sitare -BİR MOĞOL HİKAYESİ; CENGİZ HAN-

4- Sarı Adam

En kuytu vahaları dolaşıyorum
Hangi vahaya gitsem çadırlar sökülmüş Sitare
Çadırla su arasında bir cılga var
O cılgada narin ayak izlerin var
Durgun suya düşüp kalmış gözlerin var
🫀

Yorumlarınıza duacıyım efenim.
.

Adamı gördüğüme inanmadı. Bir insan o kadar uzağı nasıl görsünmüş. Zaten ne söylesem inanmıyordu. Kızgındım.

Bulunduğum koltukta bir tur daha döndüm. Yok, olmuyordu. Küçücük koltuğa sığmıyordum. Sinirimden inat etmiştim koltuğu açma diye. Ne derse zıddını söylerim diye düşünmüştüm ama belki bu konuda dinlemeliydim. Hataydı.

Böyle dönüp dururken sabit kalmamı sağlayan tek bir sesti. Tüylü, iri bir yaratık. Sivri dişli ve acımasız.

Bir kere daha havlandığında tek bir hareketle kalkıp koşarak, çevreme hiç bakmadan Sitare'nin bulunduğu odaya koştum. Işıklar kapalıydı ama en azından fark ettiğim bir şey vardı ki, bizim gözlerimiz günümüz insanlarınkinden daha güçlüydü.

Hafif açık olan kapıyı tek seferde açıp koşarak bulunduğu yatağa atladım.

"İt!" diye bir nida çıktı ağzımdan.

Uykusu o kadar inceydi ki, ben koltuktan kalkmadan o uyanmıştı belki de. Bunu biliyordum çünkü tuvalet için uyandığımda beni öldürecekti. Neymiş, uyumasına izin vermiyormuşum.

"Ne bağırıyorsun lan?" dediğinde tekrar ettim kendimi. "İt!"

Bir süre durup havlayan köpeği dinledi.

"Silahını ver. Kalbini sökeceğim." dedim elimi açarken.

"Dalga mı geçiyorsun? Karşı evden geliyor lan ses. Duvarı aşıp mı gelecek hayvan?"

"Ya gelirse?" diye sorduğumda ileriyi gösterdi.

"Gelirse de öldürecek değiliz hayvanı. Yallah, git yat."

Başımı sağa sola salladım. Tam benim uyuduğum odamdaki duvardan geliyordu ses. Yani gidemezdim. "Sen burada yat ben koltukta yatayım?" önerisine kaşlarımı çattım.

Başımı tekrar iki yana salladım. Yolda bulmamıştım ben bu kadını. Şimdi köpek falan bir şeyler yapardı.

Kaldırdığı kafasını sert bir şekilde yastığa bastırdı. Sabır çekti.

'Git yastığını al. Burada uyu."

"Oraya kadar gidebilsem zaten uyurum."

Küfür ederek kalktı yataktan. Küfürbaz kadın. Terbiyesiz kadın. Ahlaksız kadın.

Ama çok güzel kadın. Kaşı gözü bir şekilli, bir albenili.

"Ne bakıyorsun lan aval aval?"

Suratsız kadın.

Ben onun yastığını alıp sıcacık yaptığı yatakta onun yerini aldım. O da gidip yastığımı aldı ve yanıma uzandı. 5 kişinin sığacağı kadar geniş, geniş olduğu kadar rahattı. Bulutların üstünde gibiydim.

Yatağın bir ucuna gitmiş sırtı yukarıda, yüzünün tamamı yastığa bastırılmış Sitare'ye doğru biraz kıvrıldım. Baktım ses yok, biraz daha yanaştım.

"Uza." dediğimde niyetim hiç umursamamaktı. Karım sayılırdı sonuçta.

"Benim uyumam böyle."