Arkadaşlar neden 6. Bölümün okunması 5. Bölümün okunmasından fazla noluyo atlayarak mı okuyoruz hdhdjdjd
Seviyom sizi esekler muah <3
(Neden bu kadar mutluyum hiç bilmiyorum yarın da sebepsiz mutsuz olabilirim)Yorumlarınız eksik etmeyin
🫀
"Lan A ve L harflerini birleştir diyorum. Nasıl el olabilir oruspunun doğurduğu!"
Evde bir sessizlik oldu. Camuka gözlerini ben bittim der gibi kapattı. Bir soluk aldı. Sonra belki duymamış umuduyla arkasını dönüp japona baktı. Duymamış olması mümkün değildi çünkü hemen onun önünde; oturduğu koltuğunda önündeki masanın orada oturuyorduk.
"Koltukta yatıyorsun."
Ayaklarına yapıştı japonun.
"Ama beni deli ediyor doktor."
R harfini olabildiği kadar uzatmıştı. Hele şu zamanında benim karşımda gururdan uzlaşmayı değil ölmeyi seçen adama bakın hele.
Midemi bulandırıyorlardı.
Baktım japon neden küfür etmemesi gerektiğini, bunun ne kadar yanlış olduğu gerektiğini anlatıyor. Önüme döndüm. Masanın tam ortasına daha bu sabah çıkardığımız kimliğimi koymuştum. Kimliği ihtiyacım vardı, çünkü bu evi satın almıştık ve benim üzerimeydi tapu.
Sitare'nin yine işi çıktığı için yanımızda değildi. Japonya'a komut vermiş, önce kimlik için fotoğraf çektirmeye, sonra kimlik almaya, daha sonra evi almaya notere gitmiştik. Aslında bu işlemler çok uzun sürüyormuş. Japon ve Camuka aklım almıyor dedi ama ben biliyordum ki Sitare'nin eli kolu uzundu.
Daha önce kaldığımız o evdeydik. Adadaki kadar konforlu değildi. Ama burayı daha çok benimsemiştim.
Köpeğim sonunda benden bu kadar diyip kalktığında, japon ona kınayarak baktı. 'Sen geldiğinde ben sana öğretmedim mi sabırla?' Diyip yakındı ama nankör pezevenk adama da götünü dönüp koltuğumda uyudu çoktan.
Bu sefer japon geldi. Ben mal değilmişim. Mal olan Camuka'ymış. Adamda ahanda gül gibi anlıyordum işte. Konu öğrenci ile alakalı değildi. Mevzu öğretmenin anlayışıydı.
Gayette iyi geçmiştik harfleri. Ben bu okuma işini 1 haftada rayına oturturdum. Ondan sonra açıktan okuyabileceğimi söyledi Japon. Aslında asker olmak istiyordum ama yaşımdan dolayı bu mümkün değilmiş.
Telefon kullanmayın öğretti japon. Mesela Google'de yazı yazamıyordum ama sesli olarak aramayı biliyordum. Yine aynı şekilde mesaj da atabiliyordum.
Gidip bana bir tane aldık telefon. Sitare kadar bu adama da minnettardım.
Beni geri bıraktıklarında, eve onlar gelmedi. Yukarı çıktım. Bir-iki Japon'un dediği yerleri okumaya çalıştım. Bence gayet iyi gidiyordum ilk güne göre.
YouTube 'un sesli arama özelliğinden yararlanarak İngilizce'yi temelden aldım. Bunu yaparken çok ileri gitmedim. Bir yandan da unutmadım İngilizcenin okunduğu gibi yazılmadığını.
Sanki bir resmi ezberler gibi sadece görüntü ve sesi ezberledim ilk aşama olarak.
Bir ara kendime su ısıttım, kahve yaptım. Sonra duş aldım. Elim makasa gitti. Yine de kesemedim. Belki Sitare gelince ona kestirirdim.
Belki Sitare gelseydi...
O gün tek başıma yatağımızda uyudum. Ne ses vardı ondan ne seda. Sabah dün yaptıklarımı tekrar ettim. Edesim yoktu. Sitare yoktu. Yer yarılmıştı ve içine girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sitare -BİR MOĞOL HİKAYESİ; CENGİZ HAN-
Fiksi SejarahÖlümsüz olmak için şamanın dediğine inanmış, yüzlerce çocuk yapmıştım. Birlikte olduğum binlerce kadına rağmen yüreğimde yalnızca bir kadın ev sahipliği yapardı. Börte; benim güzel karım, tek aşkım. Sonsuza kadar yaşayıp sonsuza kadar seni seveceğim...