Gözlerine baktığım zaman Sitare,
Bütün çöllere ay doğuyor
🫀
Sitare'den:
Gelmeden önce hemen geçici olarak bana tahsil edilen evin bulunduğu mahalledeki kasaptan et almış, yemek yapmaya başlamıştım. Çok yetenekli değildim aşçılık konusunda ancak eti küçük küçük doğrayıp kızartma yapabilirdim.Uzun zamandır içerideydi. En son dikkati dağılsın, elimin altında dolaşmasın diye açtığım televizyona dalmıştı. Defalarca seslenmiştim ama önüne gelen ped reklamını bile şaşkınlıkla izlediği için beni duymamıştı. Dehşete düşmüştü. Ben haberleri izlemek için bile televizyon açan biri değildim.
Kısıtlı dinlenme zamanlarımız olurdu. İyi kazanırdık ama harcamaya zaman bulamazdık. Olan zamanda da televizyon izlemek kimsenin aklına gelmezdi. Ben genellikle tatillerimi içip uyuyarak geçirirdim.
Etlerin yeterince kızardığına kanaat getirince ocağın altını kapattım. Özellikle otelde kalmamayı ben tercih etmiş, günlük kiralık evde daha rahat ederim diye düşünmüştüm.
Rahat olacağım diye kurduğum hayalleri içerideki şaşkın bozmuştu. Kendime yapmayacağım yemeği yapıyordum şuan.
Sesi soluğu çıkmadığı için hafifte tırstığımdan biraz hızlı şekilde içeri solona girdim. Küçük odadaki boydan kitaplara bakıyordu.
2 gece kalmıştım burada göreve gitmeden önce ve kitapların hiçbirini incelememiştim.
Elindeki Hülagü Han'ın hayatını anlatan kitabın kapağını inceliyordu.
Bir ajan olduğunu düşünüp evime almanın riskli olduğunu düşünebilirdim belki. Bu kadar dünyadan bir haber olduğuna emin olmasaydım tabi.
"Ne yazıyor?"
"Türkçe konuşabiliyorsun da okuyamıyor musun?"
Başını iki yana salladı.
"Yüzü benim halkımdan. Kıyafetleri de benim askerlerimden. Kimdir bu?"
Bı süre yüzünü inceledim. Tiyatro da psikoloji eğitimi de almıştım. Tamamen doğru söylüyordu. Ya da belki de gerçekten şüphesiz inanıyordu dediklerine.
"Torunun. Hülagü Han."
Önce kitabın kapağındaki gözlerini bana çevirdi. Ardından tekrar döndü kitaba. Bu sefer daha ağır ağırdı.
Kendi içinde 'torunum' diye sayıkladı. Ben sadece küçük bir mırıltı duymuştum.
"Tuluy'umun oğlu. Büyüyünce ne güzel olmuş."
Buruk bir gülümseme vardı konuşurken yüzünde. Biraz da heyecanlıydı.
"Ben vurulmadan önce 8 yaşındaydı. Ona ne oldu? Hep cesurdu."
İnandığını bozmamak istedim o an.
"Gerçekten cesur. Kitapta da başarılarından bahsediyordur büyük ihtimalle. Abbasilerin kalesini nasıl yıktığını, İlhan'lı devletini kurmasını anlatıyor kitapta işte."
"Alamut kalesini mi yıkıyor? Başka?"
Çekik gözlerini irice açmıştı refleksle. Buna da başarı beğendiremiyoruz arkadaş.
"Bağdat 'ta bir sürü Türk 'ü katletti. Sayılıyor mu başarıdan senin için?"
Mimikleri asla değişmedi. Şuan türk topraklarında olduğu hâlde üstelik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sitare -BİR MOĞOL HİKAYESİ; CENGİZ HAN-
Fiksi SejarahÖlümsüz olmak için şamanın dediğine inanmış, yüzlerce çocuk yapmıştım. Birlikte olduğum binlerce kadına rağmen yüreğimde yalnızca bir kadın ev sahipliği yapardı. Börte; benim güzel karım, tek aşkım. Sonsuza kadar yaşayıp sonsuza kadar seni seveceğim...