Sesin ılık bir bahar güneşi gibi ığıl ığıl akıyor içime
Asya’nın bozkırlarında ordular düşüyor peşime
Yığılıp kalmışım bu Anadolu toprağına Sitare🫀
Yorumlarınıza duacıyım. İyi okumalar.
🫀Adamı falan göremedik. Sitare'nin ardından ben, Camuka ve psikolog japon da inmiştik aşağı. Ne ses vardı ne seda.
Tekrar yukarı çıkıp sonunda içmiştik o kahveyi. Her şeyin olduğu gibi bunun da tadı çok güzeldi. Japon adam içinden fal çıkan kurabiyelerden vermişti yanında. Kan dostum sevdigi için sürekli alırlarmış bir kafeden.
Onda varsa, bende de olmalıydı. Tadı güzeldi bı kere!
Evden çıkınca zorla Sitare'yi aldıklarını söyledikleri cafeye götürdüm. Yol boyu "batırdın beni" "tüm paramı yedin bitirdin" diyip durdu.
Biz kadın için zamanında ne fetihler düzenleyelim, kadının yaptığına bakın. Cimriydi, cimri. Nankördü.
Ondan sonra geri dönüp Camuka'yı almış, arabada arka koltuğa kurulmuş, kadına özel şoförlüğümüzü yaptırmış gibi olmuştuk.
Yine şikayet edip durmuştu yol boyu. Neymiş efendim birken iki olmuşuz. Yıllar kadınların çenesinden hiç mi bir şey götürmezdi?
Önümdeki karton kutuya uzanan elin üstüne tokadı çarptım.
'Lan sen evde benimkini yiyordun?'
'Höst.'
Sitare'nin tepkisini de, Camuka'nın gerginleşip kendini açıklamasını da anlamamıştım. Türkçe'nin azizliği tarzı şeyler demişti ama dediği cümlede fesat ne vardı ki?
Konu dağılıp tekrar elimdeki kutuya uzandığında tekrar tokadı çaktım elinin tersine.
'Sikeceğim elini kolunu.'
Şimdi ipler kopmuştu işte. Arabayı yavaşlatıp önündeki aynadan çatık kaşlarını bana çevirdi.
'Nereden öğreniyorsun oğlum bu lafları? Geleli iki gün olmuş, hemen bozdun kendini. Televizyona bir daha elini sür bak ben sana ne yapıyorum.'
'Senden öğrendim.'
'Lan ben böyle mi konuşuyorum.'
E evet?
Camuka koltukta yanıma yaklaşıp kulağıma fısıldadı.
'Manyak bu karı. Döverde yarın öbür gün. Gel biz geri dönelim.'
'Döver mi?'
Yüzünü melül bir şekile sokup başını salladı.
'Bana da vurur. Korkarım kandan karşılık falan veremem.'
Korkmak? Kandan? Dalga geçiyor gibi de durmuyordu oysa. Ama kesinlikle beni kafaya alıyordu. Kendisini tanımasam inanacaktım yani.
'Doktor bayağı anlıyor aslında uzak doğu dövüşlerinden. O bizi korur.'
Doktor dediği kişi bizim japondu. Nedenini bilmiyordum ama ismiyle hiç seslenmiyor, hep doktor diyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sitare -BİR MOĞOL HİKAYESİ; CENGİZ HAN-
Ficção HistóricaÖlümsüz olmak için şamanın dediğine inanmış, yüzlerce çocuk yapmıştım. Birlikte olduğum binlerce kadına rağmen yüreğimde yalnızca bir kadın ev sahipliği yapardı. Börte; benim güzel karım, tek aşkım. Sonsuza kadar yaşayıp sonsuza kadar seni seveceğim...