The europhia you experience when you are first falling in love
********
Felix evin çalan kapısını açıp da Minho'yu gördüğünde duraksamıştı ki Minho parmakları arasındaki kartı ona uzattı.
"Duyduğuma göre sevgilileri yalnız bırakmaya ve Hyunjin'in yanına gitmeye karar vermişsin? Ödül olarak bir günlük kartımı sana vereceğim, çok naziksin." Felix kıkırdadı.
"İyi eğlenceler size." Felix ondan kartı alıp evden çıktığında Minho adımlarını Jisung'un önceden de kaldığı odaya çevirdi, kapıyı çalmadan içeri girdiğinde Jisung'un peluş oyuncağını yanında bırakmış bir halde bir video oyunu oynadığını görmüştü.
"Felix hızlı yetiş bak öleceğiz!" Minho yavaşça yanına ulaşıp elindeki kumandayı aldığında Jisung küfretmeye hazır bir nefes alıp başını kaldırmıştı ki Minho'yu görünce duraksadı. "Siktir." Minho arkadan gelen gürültülü oyun müziğini umursamadan ayağa kalkan küçüğünün yüzünü kavradı ve parmağını alt dudağında dolaştırdı.
"Güzelim, küfretmek bu güzel dudaklarına hiç yakışmıyor. Ama benim dudaklarım yakışır." eğilip üç aydır uzak kaldığı dudaklara dudaklarını bastırdığında Jisung'un şokla burnundan derin bir nefes aldığını duydu.
Jisung şaşkınlıktan tepki veremedi bir süre, olanları sindirdiği anda Minho'nun öpüşüne karşılık vermeye başlamıştı.
Dudakları üç aydır birbirlerine kavuşamıyor olsalar da uyumlarını kaybetmemişlerdi, hala eskisi gibi birbirleriyle uyum içinde hareket ediyorlardı.
Minho onun belini kavrayıp Jisung'un sırtını duvara yaslamasını sağladı ve kolları arasında hafifçe titreyen küçüğünün alt dudağını kendi dudakları arasına çekti, Jisung'un hoşlandığını bildiği bir şekilde ilgilenmeye başladı.
Bir süre sonra geri çekilip ona baktığında Jisung da kapattığı gözlerini açıp yıldızlarla dolu gözlerini onun parlak gözlerine dikti.
"Affedildim mi?" Minho onun kızıl saçlarını alnından çekti.
"Bu geceki performansına bağlı." Jisung kollarını onun boynuna doladı.
"Felix beni mahvedecek."
"Felix'i Hyunjin'in evine gönderdim, şimdi sen benimsin." Jisung hafif bir gülümsemeyle özlediği dudakları tekrar öpmek için eğildi.
İkisinin bu hasret gidermesi bittiğinde Jisung usulca Minho'nun çıplak göğsüne başını yaslayıp özlediği dokunuşların saçlarındaki rahatlatıcı hissine odaklanmak için uzandı, Minho'nun sıcak bedeni onun için dünyadaki en rahatlatıcı şeydi.
"Sevgilim..." Minho usulca onun terden ıslanmış saç diplerine birkaç öpücük bıraktı. "Güzel sincabım benim." Jisung derin bir nefes aldı.
"Bunu çok özledim, senin bana sevgilim demeni yani. Bir daha söyle." Minho onu iki koluyla sarıp tekrar saçlarını öptü.
"Güzel sevgilim, biricik sevgilim. Her şeyim."
"Her şeyim hm..?"
"Aynen öyle." ikili bir süre sessizce birbirlerine sarıldılar, konuşmak yerine birbirlerinin nefes seslerini dinlediler.
Sonunda Jisung konuşmaya karar verip başını hafifçe kaldırdı ve Minho'ya baktı.
"Lino-ya, tekrar özür dilerim. Seni öylece bırakıp gittiğim için." Minho onun kızıl saçlarını yüzünden çekip usulca yanağını okşadı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ikigai
Fiksi PenggemarJisung ve Minho'nun çok güzel giden bir ilişkileri vardı, fakat işler bir anda bitmiş, Minho'nun yaptığı ufak bir şey yüzünden bütün ilişkileri parçalanmıştı. Nasıl toparlayacaklardı? Toparlayabilecekler miydi?