Jihoon'un Hyunsuk'u öptüğü günden sonra ikisinin ilişkisi her zamankinden farklı bir hal almıştı. Hyunsuk nedensizce Jihoon'dan uzak durmak istiyordu ama bir yandan da yanında olmak istiyordu. İkilemde kaldığı için garip davranışlar sergiliyordu. Jihoon ise normal davranıyordu, yani daha yılışık davranması dışında.
Hyunsuk, babasının birkaç gündür epey tedirgin olduğunu fark etmişti, bu yüzden daha çok onun yanında durmaya özen gösteriyordu. Sorunun ne olduğunu bilmiyor ama sormaya da çekiniyordu. Ailecek yemek sofrasına oturdukları zaman her zamankinin aksine sessizce yemeklerini yiyip kalkıyorlardı. Tabi, ailesi hiçbir zaman öyle sıkı sıkıya ve sevgi dolu olmamıştı ama bu mesafe son zamanlarda artmış gibiydi. Annesi ve babası, bu huzursuzluğu sebep olan sorunu açmamak üzere sessiz bir yemin etmiş gibiydiler.
"Annem ve babam son günlerde epey garip..." dedi Hyunsuk, çantasından defter ve kitaplarını çıkarırken sıra arkadaşı Junkyu'ya. "Yani, eskisi gibi değiller. Bir sorun var ama söylemiyorlar asla."
"Hm..." dedi Junkyu. "Belki işle ilgili bir sorundur? Bilirsin, evin erkeği genelde iş sorunlarını eve taşımaz."
"Bilmiyorum... İkisini daha önce böyle görmemiştim hiç. Bay Hwan'a sorsam daha iyi olur. Muhtemelen o biliyordur."
Junkyu omuz silkip muzlu sütünü içmeye devam etti.
Okuldan eve dönerlerken Hyunsuk, arabada Bay Hwan'a sordu.
"Bay Hwang, babam ile annemin bir sorunu var gibi, neden böylesine suskunlar?"
"Efendim, bu konu hakkında herhangi bir bilgim yok. Benim tek görevim sizinle ilgilenmektir."
"Anladım... Teşekkür ederim yine de."
Madem Bay Hwang'dan bilgi alamıyorum, dedi içinden Hyunsuk, başka çalışanlardan bilgi alabilirim... Jihoon.
Tabi ya, nasıl aklına gelmemişti daha önce! Jihoon evdeki tüm eşyalar arasında dolaşıp duruyordu ve neredeyse tüm olaylara hakimdi. Hyunsuk ona neler olduğunu sorabilirdi. Mutlaka bilirdi o.
Eve geldikleri zaman Hyunsuk ışık hızında merdivenleri çıkıp odasının kapısını hızla kapattı ve çantasını bir kenara fırlattı. Her zamanki yerde, duvarın önünde Paralel Ayna'sını göremeyince ağzı açık bakakaldı.
Jihoon neredeydi? Aynası neredeydi? Paralel Ayna neredeydi?
"Ş... Şaka..." Hyunsuk tüm odayı dolaştı, her yere girdi, baktı, tüm evi gezdi. Yaklaşık bir saat boyunca tüm evi turlayıp aynasını aradı ama bulamadı. Evin içerisinde Jihoon'un adını haykıramazdı. Yoksa çalışanlara ve annesine açıklama yapması gerekecekti.
Gerçekten ortada yoktu!
"Jihoon... Jihoon neredesin?.." diye mırıldanıp duruyordu Hyunsuk. "Neredesin?.. Jihoon..."
Koskoca Ayna nereye giderdi?.. Aklına çok kötü ihtimaller geliyordu ama mümkün olduğunca onlardan uzak tutmaya çabalıyorum kafasını.
"Bayan Kim..." Hyunsuk mutfağa inmiş ve evin hizmetlilerinden bilgi almaya çalışıyordu. "Şey... Benim bir aynam vardı, siyah ve büyük bir boy aynası... Gördünüz mü hiç?"
"Hayır, görmedim efendim."
"Ama ama... Nasıl?.. Gün içerisinde biri odama girdi mi peki hiç?"
"Evin temizlik görevlileri hariç kimse girmedi, efendim. Onlar da temizliklerini yapıp çıktılar."
"Hm..." Hyunsuk omuzları düşük bir şekilde mutfaktan çıkmak üzereyken iki bayan hizmetlinin konuşmalarına kulak misafiri oldu.
"Bugün yine o cadı kadın geldi..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paralel Ayna | Hoonsuk | TREASURE
Fanfiction"Elimi tuttuğun an bir daha bu evrene ait olmayacaksın. Seni tanıyan herkes seni unutacak. Benim evrenimde sen ve ben sonsuza kadar beraber olacağız, mutlu olacağız." ✉⏤͟͟͞͞☆ 𝑯𝒂𝒓𝒖𝒔𝒅𝒊𝒂𝒓𝒚