8. Bölüm: Japanese Bois

86 17 54
                                    

Medya ŞWMDNCLSBDKCNSSF

İyi okumalar =͟͟͞͞💌

Hyunsuk, babası ve arkadaşlarının tam da ona mektup yollayacağı zaman postanede karşısına çıkmalarını anlamlandıramamıştı ama yine de hiçbir şey onun şu anki mutluluğunu bozamazdı.

"Bu Asahi," diye yanlarındaki kısa, yüzü hiç gülmeyen çocuğu tanıttı Haruto. "Onunla bu sene tanıştık ve senden bahsettik, seninle tanışmak istediğini söyledi. Sonra babalarımız tanışıyorlarmış zaten Asahi'nin ailesi ile. Beraber Seul'e geleceklerini söyledikleri zaman bir sürpriz yapalım dedik."

Hyunsuk'un ağzı kulaklarındaydı. "Benimle tanışmak mı istedi?"

"Evet!" dedi Yoshi gülerek. "Uzun zamandır takip ediyormuş ailenizi. Better With Music şirketlerinin kurucularının büyük hayranlarından yalnızca biri o."

Eve dönerlerken Hyunsuk, onları Jihoon ile tanıştırmayı düşünmüştü. Mektuplarında az buçuk bahsetmişti çünkü ondan. Elbette Paralel Evren'deki ruh eşi olduğundan falan söz etmemişti, çünkü inanmazlardı görmeden. Babasıyla göz teması kurmaya çalıştı yol boyu ama bir kere bile göz göze gelmediler.

Eve geldikleri zaman Bayan Choi, epey bir şaşırmıştı, misafirleri olacağından pek memnun olmuşa benzemiyordu ama hiç de belli etmedi, Hyunsuk annesini iyi tanıyordu sadece.

Akşam yemeğinden önce baya konuştular ve birbirleriyle hasret giderdiler. Hyunsuk'un bugüne kadar geçirdiği en güzel sayılı günlerden biriydi.

Babasıyla başbaşa kalma fırsatı yakaladığı an, onu kolundan salonun bir köşesine çekti.

"Baba, Paralel Ayna'dan Yoshi ve Haru'ya söz edebilir miyim?"

"Jihoon'u onlarla mı tanıştıracaksın?"

"Evet, çok istiyorum. İkisine güveniyorum ben, söylemezler kimseye."

"Eh, hazır iki arkadaşına göstermişken Asahi'yi de aranıza alın, o da bu tür konularda bilgili biri ama önce Jihoon'un iznini almalısın, hazırlıksız bir şekilde insanlara görülmek hoşuna gitmez onun."

"Asahi de mi Paralel Ayna'ları biliyor?"

"Jeongwoo isminde bir arkadaşı var onun da." diyerek göz kırptı Bay Choi.

Hyunsuk ağzı kulaklarında odasına çıktı hemen. Jihoon'u arkadaşlarıyla tanıştırmayı çok istiyordu, o da buna sevinecekti, emindi. Junkyu ile tanışmıştı zaten o.

"Hey, Jihoon..." Hyunsuk kapıyı yavaşça açıp içeri girdikten sonra kapattı. "Sana bir şey soracağım."

Jihoon aynasında görünür hale geldi ve ona baktı. "Sor, Suk."

"Şey, üç tane arkadaşım var. Haruto ve Yoshinori'den söz etmiştim sana hatırlıyor musun? Hah, işte o ikisi ile tanıştırmak istiyorum seni, bir de Asahi isminde bir arkadaşım daha oldu! Babam onunla da tanışabileceğinizi söyledi çünkü zaten Asahi'nin de bir Paralel Ayna'sı varmış-"

"Hyunsuk iyi misin sen?" diye sordu Jihoon aynasından çıkıp bedenen bu dünyada var olarak. "Daha bu sabah seninle ne konuştuk? O Bayan Yoon denen korkunç kadının yapabileceklerini sana tek tek anlattım, yabancılarla tanışmam ne kadar doğru olur sence?"

"Evet ama-"

"Hem sen bugün babana bu konu hakkında bilgi vermek için gitmedin mi postaneye? Söyledin mi ona? Hayır söylemedin."

"Şey..." Hyunsuk tepen kızarmaya başladığını hissetti ve başını eğdi. Gerçekten... Böyle bir tehlikenin ortasında Jihoon'u başkalarına göstermeyi düşünmüştü. Bu babası, kendisi ve Jihoon arasında kalması gereken bir sırdı... Bir yandan da Yoshi ve Haruto'ya güveniyordu. Onları böyle bir şey yapmayacağından emindi, yine de Jihoon haklıydı.

"Eğme başını öyle." Jihoon birkaç adım yaklaştı. "Isırırım, çok şirin duruyorsun."

Hyunsuk birkaç adım geriledi, Jihoon üstüne yürümeye devam etti. Bu şekilde, Hyunsuk duvara çarpana kadar devam etti. Bir an başını hafifçe kaldırdı, Jihoon sırıtıyordu, bir anda ellerini kavradı ve iyice yaklaştı.

"Erkek arkadaşın olabilirim, Choi Hyunsuk."

Ve Jihoon'un dudakları Hyunsuk'unkilerle birleşti. Bir an Hyunsuk ne tepki vereceğini bilemedi. Jihoon onu öperken tepkisiz kalmayı istemiyordu ama biraz da kızmıştı ona, sormadan direkt yapıştığı için. Yine de bunun hoşuna gittiği su götürmez bir gerçekti. Yap gitsin, dedi içinden ve karşılık verdi.

Nefes nefese ayrıldıkları zaman Hyunsuk yine başını yere eğdi. Yüzünü al basmıştı, emindi. Hemen yere çömeldi ve söylenmeye başladı.

"Sana inanamıyorum Ji! Gerçekten yaptık mı bunu, banane banane banane, utanç verici..."

"Eh- zorlamadım seni ben."

"Bir anda yapıştın! Ne yapmamı beklersin?"

"Beni itip tokat atmanı."

Kısa bir sessizlik oldu. Harbi, neden geri çekilmemişti Hyunsuk? Şöyle sağlam bir tokat atabilirdi Jihoon'a.

"Sen... Sen çok sinir bozucusun Paji..."

"Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış Choi Suk."

Bölüm sonu

Okuduğunuz için teşekkür ederim ♡

Bu aralar pek fic yazasım gelmiyor bu yüzden bölümler her zamankinden daha geç gelebilir, bunun için üzgünüm

Bir sonraki bölüme kadar kendinize iyi bakın, Teu-byee!! 💎💎

Paralel Ayna | Hoonsuk | TREASUREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin