Yanlış zaman (1. Bölüm)

817 20 2
                                    


Duyduğum sesler beni uykumdan etmeye yetmişti. Yatağımda mırıldana mırıldana kalktım.
"Sabah sabah ne oluyor ya?" Kendi kendime söylenirken kapının açılması bir oldu.
"Nare! Kalk kız kalk abin gelmiş. Kalk kahvaltı hazırlanacak , hadi kızım çabuk ol." Annem oğlu geldiği için mutluluktan havalara uçuyordu, o yüzden ben ne dersem diyim yapacağım iş sıralaması değişmeyecekti. 'Tabi siz şimdi diyorsunuz ki -bu kız neden sevinmiyor?-' hemen açıklayayım. O adam her fırsatta beni para karşılığı töreye kurban etmek isteyen tek kişi. Nasıl olurda özlerim ki onu? Kardeşini palavra gibi gören bir abiyi nasıl özlerdim?

Anneme bakıp başımı aşağı yukarı salladım, onu onaylar tarzda. " Tamam. Hoş gelmiş, üstümü değişip geliyorum." Dediğimde annem yüzündeki güllerle odamdan çıktı. Vakit kaybetmeden bende yataktan kalkıp dolabımın önüne geldim. Elime aldığım yeşilin ve grinin bir araya gelmiş, ama solmuş duran, uzun kollu,parlayan gömleği elime aldım. Pantolon olarakta, siyah bol kesim kumaş pantolonu aldım, ona uygun bir siyah kemerde elime aldım ve dolabımı kapatıp, elimdekileri yatağın üzerine bıraktım. Sonra da elimi yüzümü yıkamaya tuvalete gittim. Tam içeri giriyordum ki duyduğum sesle bir ayağım havada kalmış şekilde, üzerimdeki pembe pijamalarımla öylece kaldım.

"Nereye kız böyle? Selam sabah yok! Abin gelmiş senin, sen daha yeni odandan çık." Bu abimin sesiydi evet. O buradaydı, her ne kadar karşılaşmak istemesem de onunla karşılaşacağımı biliyordum. Usulca arkamı dönüp ona cevap verdim.
"Kusura bakma abi. Biliyorsun okula gidip geliyorum. Bugün geleceğinden de haberim yoktu o yüzden daha erkene alarm kurmadım. Yüzümü yıkadıktan sonra yanına gelicektim zaten." Diyip yüzüme tatlı ama yalancı bir gülümse yerleştirip ona doğru bir iki adım atmıştım ki tıslayarak konuşmaya başladı.
" Bana bak Nare! Hayatında biri varsa o işe bir son ver yoksa sonra çok üzülürsün." Dedi kendini dünya hükümdarı sayan , beş senede askeri bitirememiş kaçak insan Hakan Güneş.

Bir dur be adam yeni geldin. İçimden söylenmeye başladığımda , cevabım onun umrunda olmadığı için yanıma yaklaşıp alnıma küçük bir öpücük kondurdu ve "Aferin sana güzel kardeşim, aferin!" Dedi. O da biliyordu bir şekilde onun sözünü dinlemek zorunda olduğumu. O yüzden işkencelerim bitmeyecekti. O yanımdan çekip giderken, ben dolmuş gözlerle boş kolidora bakıyordum. Ellerimle üzerimde ki pembe düz pijamayı sıkıp, hızlı ve hırslı adımlarla kendimi tuvaletin kapısından içeri attım. Hıçkırıklarımı bastırarak ağlamaya başladım. Çünkü bir sevdiğim vardı ve bu lanet herif daha gelmeden beni everecek birini bulmuştu. Aynadaki yıkık kadına baktım , sonra göz yaşlarımı elimin tersiyle silip, yüzümü yıkadım. Odama geçip çıkardığım kıyafetlerimi giydim. Küçük ayrıntı olarak çiftli, sarı renkli kolyeli taktım.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BİR AVUÇ TOPRAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin