İki gün olmuştu ama daha gelmemişlerdi, salonda oturmuş kitap okurken diğerleri de geldi, kapı açıldığında o tarafa döndük.
Jungkook, yoongi'nin koluna girmiş ilerletirken kalkarak yanlarına gittim.
"Ne oldu?"
"Adamlardan biri yoongi'nin ayağını kırdı"
Korkarak ona baktım ama dik durmaya çalıştı.
"Küçük bir şey sadece"
"Belli oluyor, inatçı dede"
Jungkook yoongi' yi oturtuğunda jimin ve jin yanına oturdu, ellerimi sıktım, yanlarına giderek kitabımı aldım ve mutfağa girdim.
Taehyung da geldi, kahve makinasına su koyarak açtı, bana dönerek konuştu.
"Yanına gitsene"
"Neden gideyim?"
"Endişelisin"
"Değilim, ne halt yerse yesin, kendini korumayı biliyor sonuçta"
"Hoseok ne oldu birden bire"
"Bir şey olmadı, havan gibi evde durmaktan sıkıldım"
Kahve hazır olduğunda alarak kupaya doldurdu ve çıktı, bende sessizce kitabı okumaya başladım ama odaklanamadığım için aynı sayfayı on defa okumuştum.
Namjoon içeri girip dolaba baktı.
"Hoseok, nasılsın"
"İyi,sen?"
"Bende iyiyim ama biraz yoruldum"
"Çok mu zordu?"
"Adamlar senden gelen güç dalgasını geç de olsa yakalamış, seni arıyorlardı ama diğerlerinin haberi olduğunu sanmıyorum, şimdi hepsi öldürdük"
"Ben belli etmemeye çalışmıştım, üzgünüm"
"Sorun değil, cesur davrandın ve kaçtın, bu iyi bir şey"
"Umarım öyledir"
"Yoongi çok sinirlendi"
"Cıkartır acısını, merak etme"
"Sana değil"
"Kime?"
"Adamları bulduğumuzda senden bahsediyorlardı, biri ölüne iğrenç şeyler yapmaktan bahsedince planı bozup üstüne saldırdı, görmeliydin kuduz köpek gibiydi"
"İnanmadım, o benim için planı bozmaz"
"Ama bozdu, sana değer veriyor"
"Keşke görseydim de inanabilseydim"
Jin içeri girdi ve boynuma sarıldı.
"Duygularını gösteremiyor, sende üstüne gidiyorsun, seni istiyor ama söyleyemiyor, gözleri sürekli buraya kayıyor"
Kafamı eğerek yutkundum, jin geri çekilip namjoon'un yanına gitti, dudaklarını öptüğünde şaşkınca kaldım, geri çekildi.
"İyimisin?"
"Evet, biraz ağrım var"
"Çay yapayım, sonra duş alıp uyu"
Onları bırakarak mutfaktan çıktım, yoongi ile göz göze gelince kafasını çevirdi.
Jimin, jungkook ile konuşurken onları dinliyormuş gibi yaptı, jungkook'a döndüm.
"Taehyung nerede?"
"Uyuyacağını söyledi"
Kafamı salladığımda jimin bana döndü.
"Hoseok yoongi' nin yanında dururmusun, biz markete gidicez"
Kafamı salladığımda taehyung koşarak aşşağı indi.
"Market mi?"
Gülerek kafamızı salladık, jimin ve jungkook kalktığında taehyung ile evden çıktılar.
Koltuğa oturup kitabımı açıp okudum, sessizce duruyordu, ona baktığımda ellerini kenetlemiş duruyordu, geri kitaba döndüm.
Ayağı alçılı duruyordu, masadaki sigarasına uzandığında alamadı, eğilerek uzattım, aldı.
"Teşekkür ederim"
Kafamı sallayarak kitaba döndüm, bir dal çıkartarak yaktı, derin bir nefes aldığında göz devirdim.
"Erken ölüceksin"
"Ne?"
"Sigara içme, iğrenç kokuyor"
Sigaraya baktı ve derin bir nefes alıp söndürdü ve paketi masaya koydu.
"Ne zaman geliceksin?"
"Gelmeyeceğimi söyledim"
"Başını belaya sokacaksın"
"Jungkook var"
Sinir ile ellerini sıktığında içten güldüm, sinirleneceği bir şey de söylememiştim ama neyse, hoşuma gitmişti bu hali.
![](https://img.wattpad.com/cover/353316989-288-k123239.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
power : sope
Fantasy"Bana söz verdin, canlarımızı yolda bulmadık, bana bunu söylemiştin, ölürsen peşinden gelirim, cehenneme gömerim seni yoongi" Göz yaşlarım aktığında sıkıca sarıldı.