Kayla duyduğu cümle üzerine kendini tutamayarak: "Ne?" dedi, "Ne zırvalıyorsun sen ya?". Koray derin bir nefes aldı, uzun bir akşam olacağa benziyordu.
"Bak, yanında duran hayaleti görmediğini iddia etmeye çalışma çünkü gördüğünün farkındayım. Tamam mı?". Kayla bu sözlere karşılık kaşlarını kaldırdı bir şeyler diyecekti ki hayalet konuştu: "Sen nasıl beni görebilirsin ki?". Koray gözlerini ona çevirdi: "Uzun hikaye.", "Dinlemeye zamanımız var." dedi Kayla. Koray: "Ya benim anlatmaya yoksa?" deyip sırıtırken Kayla: "Polisi ararım ve hiç tanımadığım ayyaşın birinin evimin önünde hayaletler hakkında zırvaladığını söylerim." diyerek göz kırptı bu laf üzerine.
"Pekala," diye başladı Koray: "Death Note'u biliyor musun?", "Evet de, ne alaka?". "Ryuk'u hatırlıyor musun?", "Ölüm meleği olan?". Koray bir baş işaretiyle onayladı: "Aynen. Bizim evrende de onun tersi yaşam melekleri var.", Kayla bunun üzerine gülmekten kendini alamadı: "Emininim vardır.".
Koray onu umursamadan devam etti: "Üç yıl önce intihar etmeyi denedim fakat bir yaşam meleği buna izin vermedi. Yaşam meleklerinin insanlara görünme izni olmadığından cezalandırıldı fakat bunun öncesinde bana aktardığı güç sayesinde ben hayaletleri görebiliyorum.", Kayla alayla güldü: "Niye kurtarmış seni bu peri?". "Peri değil, melek. Ayrıca insan bir intihar sebebi sorar." diyerek Koray da güldü, "Eminim geçerli bir sebebin vardır." dedi Kayla hayalete bakarken.
Bu davranış üzerine Koray'ın gülüşü solarken Kayla'yı onaylayarak konuşmaya başladı: "Misa'ya aşık olan shinigami gibi o da bana aşık olmuş. Ölmemi istemediği için de beni engelledi.". "Eminim öyle olmuştur.", dedi Kayla alayla ardından telefonunu çıkararak Harun'un aradı.
"Alo," dedi Harun yorgun bir sesle. "Alo, Harun bana iyilik borçların vardı hatırlıyor musun?", Kayla'nın sorusu üzerine bir süre ses gelmedi neden sonra Harun konuştu: "Evet?". "Acilen evime gelir misin? Nesli'ye gitmem lazım ve biraz arkadaş yardımı fena olmazdı." dedi Kayla kendini acındırmaya çalışan bir tonla, "İki borç silersin ama." diye esneyerek karşılık verdi Harun. "Oldu bil!", "Yarım saate kapıdayım, hazır ol o zamana.".
Kayla'nın konuşmasının bitmesiyle onu sabırla bekleyen Koray: "Nesli'ye mi gidiyoruz?" dedi sigarasından bir nefes daha çekmeden önce. Kayla: "Evet, onu görmek istemiyor muydun?" diye sorduğunda sigarasını masanın üstünde söndürdü. Çorba kasesini kafasına dikti: "Valizimi alıp geliyorum." derken peçeteyle ağzını sildi.
Kayla'nın kaşları kalkarken o dışarı çıkıp çalıların arasından mavi büyük bir valiz çıkardı. Kayla ne diyeceğini bilmediğinden: "Güzel valizmiş, bu arada kaç gün kalmayı planlıyorsun." dedi gergin bir halde parmaklarıyla oynarken. Koray yandan bir bakış atarak konuştu: "Teşekkürler... Bilmiyorum, İzmir'de kalıcı olabilirim de iki gün sonra çekip gidebilirim de. Giyinebileceğim bir yer var mı?", "Ben odamda hazırlanacağım yani istediğin yeri kullanabilirsin. Sadece bir şey çalma lütfen, eşyalar pahalı ve babaannem bir şeylerin kaybolduğunu görürse beni kesebilir.". Sonunu kıkırdayarak söylemesi cümlenin çok da ciddi olmadığını beyan ederken Kayla koşar adım yukarı çıktı.
Harun telefonunu çaldırdığında Kayla, Nesli'nin de telefonunu alarak Koray ve hayalet ile dışarı çıktı. Karanlıktan ötürü onları tam olarak göremeyen Harun'un arabasına bindiklerinde Harun arkaya dönerek: "Merhaba." dedi bariz bir yorgunlukla. Bu sırada Koray ile göz göze geldiler.
Harun'un fal taşı gibi açılmış gözlerinden korku fışkırırken Kayla'nın bileğini kavradı: "Kayla, üç harfliler arabamı bastı! Taksi ara çabuk, ben, dua biliyor musun!?", Kayla onun bu korkmuş haline gülmeye başladığında Harun gözlerini pörtleterek: "Yoksa bir tek ben mi görüyorum. Pekala, sev- yo, sayın üç harfli lütfen arabamı terk eder misin?". Bu sözler üzerine sabrı sınanıyormuş gibi hisseden Koray göz devirirken dudaklarını yaladı: "Ben Koray. Üç harfli falan değilim, insanım.", Harun ve Kayla'nın kollarına dokunarak devam etti: "Gördüğün üzere size dokunabiliyorum.".
Gülmesi durulmuş olan Kayla, Koray'ı işaret etti: "Kendisi Bora'nın tek yumurta ikizi ve Nesli'yi görmek istemiş. Fakat telefonları bende olduğundan IP adreslerini takip ederek buraya gelmiş. Şimdi – lütfen- Nesli'ye gidebilir miyiz?". Harun ürkek bir halde onu onayladığında derin bir nefes aldı, Koray ile tanışmaları çok ters gitmemişti.
Arabayı park edip asansöre bindiklerinde Harun arabadaki gibi kendini dikizlemeye devam ettiğinde Koray: "Bö!" diye bağırdı. Harun ona şaşkınlıkla baktığında: "Niye iki saattir beni dikizliyorsun? Gay misin?" diye sordu, Harun kafasını iki yana salladı: "Dibine kadar heteroyum ayrıca sana güvenmiyorum.". Onları bölen Kayla'nın boğazını temizleyerek asansörden inmesi oldu.
Nesli'nin zilini çalıp kapının önünde beklerlerken Koray, Harun ile Kayla'nın arkasına saklandı. Yanlarında dikilen hayalet ona tuhaf bir bakış atarak: "Nesli'den korkuyor musun?" dediği sırada Nesli kapıyı açtı.
Üzerinde Bugs Bunny'li pijama takımı, topuzundan çıkmış saçları ve elindeki kahve fincanıyla oldukça tatlı görünüyordu: "Hoş geldiniz," diyerek esnerken önüne düşen sarıya dönük kumral saçlarını arkaya ittirdi: "girsenize.".
Kayla ve Harun ayakkabılarını çıkarıp içeri girdikleri sırada Nesli, Koray'ı fark etti. Gözlerini belerttiği sırada Koray elini Nesli'nin omuzuna atarak: "Naber çürük elma?" deyip gülümsedi. Nesli bariz bir tiksintiyle kendini geri çekerek Kayla'ya döndü: "O- onu buraya siz mi getirdiniz?".
Bora; Nesli ile Koray arasında kalmış neler olduğunu, bu insanlarla önceden nasıl bir ilişkisi olduğunu düşünürken Kayla anlık olarak yaptığı şeyi sorgulasa da bazı cevaplara ihtiyacı olduğundan onayladı: "Evet, siz gittikten sonra kapıma dayandığı için. Yoksa bir sorun mu var?".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ghost Of You
Teen Fictionİntihar eden sevgilisinin ardından onun hayaletini görmeye başlayan Kayla delirdiğine emindir. Peki gerçekten delirmiş midir? Yoksa bu olayın altında başka bir şey mi vardır? (Paralel evrende geçen bir hikaye, Dünyamıza benzemeyen yönleri bundan kay...