"Olur da inancımı kaybederim diye kendi kurallarıma göre yaşıyorum.
Kalbinin ritmine göre özgürce dans et."Bölüm Şarkısı | Yeat - Nun id Change
***
Geceye bir ok gibi saplanan güneşin battığı gökyüzüne milyonlarca yıldız serpiştirilmişti.
Odanın havalanması için açtığım penceremden içeri sızan her rüzgârın esintisinde tül perde havada anlamsız şekillerle dalgalanıyordu. Düşüncelerimi yavaş yavaş kurban ettiğim bu zaman diliminde ılık havayı ruhuma işleyene dek içime çektim. Dövmeli parmaklarımı pencerenin beyaz ahşap zeminine yerleştirdim. Duştan çıktığım için nemli olan saçlarım geriye savrulurken gözlerim sokakta art arda dikili duran sokak lambalarının görüntüsünü izlerken onları birer ateş böceğine benzettim. Küçük kürelerden yayılan ışık süzmeleri tüm sokağın ışık ihtiyacını gideriyordu. Isırmaktan soyulmuş dudaklarımı araladığımda kulaklarıma vuran rüzgârın uğultusu ve çıplak tenime işleyen serinlikle mayıştım. Bu sırada gözlerim kesinlikle ısrarla karşı taraftaki Taehyung'un müstakil evinin üzerinde değildi.
Neden izleyecektim ki?
Işığı bile yanmıyordu. Evet, evde değildi. Kasabamızdaki Sons Of Anarchy Çetesi tarafından düzenli olarak haftada birkaç defa yapılan o motor yarışlarından birindeydi.
Sons Of Anarchy, kasabadaki tüm it, kopuk ne varsa birçok kişinin dahil olduğu bir çeteydi. Hafta içi ve hafta sonu araba ve motor yarışları düzenlerlerdi. Belki biraz ağır konuşmuş olabilirdim. Doğruyu söylemek gerekirse oldukça kafa dengi ve eğlenceli insanlarla doluydu. Legal, illegal karışık işler yapmaları ise cabasıydı. Festival, parti bütün eğlence organize işlerini onlar düzenlerdi. Çok fena zevklere sahiplerdi kesinlikle partilemekten anlıyorlardı.
Liderleri ise Kim Taehyung'tu.
Nereden mi biliyordum? On dokuz yıllık çocukluk arkadaşımı elbetteki tanıyordum. İlk başlarda engel olmaya çalışsamda olamamıştım. Bu konu yüzünden aramızda büyük bir kavga çıkmış yaklaşık iki hafta boyunca konuşmamıştık. Barışmamız ise Taehyung'un daha fazla benden ayrı kalmaya dayanamayıp evime gelip özür dilemesiyle gerçekleşmişti. Bir hafta boyunca da soğuk yaparak süründürmüştüm. Tabi ki de en yakın arkadaşımın hayatını, iyiliğini düşünecektim. Başına bir şey geldiğinde benim canımın daha çok yanacağından emindim. Gerektiği yerde müdahale edip korumaya çalışmak benimde hakkımdı. Onun özgürlük haklarını elinden almıyordum, aksine ona özgürlüğü vadediyordum.
Birlikte olduğumuz süre boyunca beni dinlemediği tek konu buydu. Ağzımdan çıkacak tek bir söze bakan Kim Taehyung kıçı kıytırık bir çete için benimle karşı karşıya gelmişti.
Tehlikelilerdi.
Günümüzde pek bir anlamı olmasa da çocukluk aşkı ile arası açılan on dört yaşındaki Jungkook için iki hafta epey yıpratıcı bir süreçti. Evet, Kim Taehyung çocukluk aşkımdı, adı üstünde çocukluk. Artık ona karşı duygusal hisler beslemiyordum. O hararetli tartışma günümüzden sonra kalbim kırılınca ben de duygularımı bir daha açmamak üzere bir kutuya hapsetmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE CLOWN AND GOLDEN | TAEKOOK |
Teen FictionMystic Falls Kasabasında Çete Lideri olan Serseri Kim Taehyung'un tek zaafı en yakın arkadaşı Jeon Jungkook'tan başkası değildi. •Başlangıç 04.10.2023