4. THE DEVIL's ALTAR

914 58 162
                                    


"Ellerin boğazımın etrafındayken, ruhumu almak için aşağıya uzanıyorum. Gölgen daha fazlasını arzuluyor, masumiyetimi iç. Kanım döküldü, şehvet ağının her yerine damlıyor. Ciğerlerimde zehir, her zaman senin kurbanın olacağım."

Bölüm Şarkısı | Josh Makazo - Human Nature

Bölüm Şarkısı | Josh Makazo - Human Nature

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

[Bölüm ağır unsur ve cinsellik barındırır. +18]

***

"Bakir misin?" dedi parmağını sertçe kasılıp gevşeyen girişime bastırırken. "Ne kadar sızlıyor?" diye devam etti. "Off, sırılsıklam olmuşsun."

"Çok.." Kalçalarımı parmaklarına doğru ittim. "Düşündüğünün aksine ben bir sürtük değilim, Kim. Kimsenin oraya dokunmasına izin vermiyorum." Başımı arkaya atarken sesli bir nefes aldım. "Elin yanıyor." dedim içime kaçan sesimle. Parmaklarından kıvılcımlar çıkıyormuş gibi tenimi kavuruyordu.

Kaşları havalandı. "O ucube ile ne işin vardı?" dedi sıkılı dişleri arasından. Sağ eli yüzüme tırmandı ve yanaklarımı kavradı. Parmaklarının baskısı hassas tenimi anında kızartacaktı. "Seni öpmesine izin verdin." Güzel gözlerinin asıl rengini saklayan irisleri perdeler arkasından dudaklarıma indi. Öfke doluydu ve hırsını bedenimden çıkarmasını istiyordum.

Avuçlarımı çıplak, sert ve kaslı göğüslerine yasladım. Adımın kazılı olduğu bölgede parmaklarımla uzun vadede oyalandım. "Beklemediğim bir anda beni öptü." Yalandan kim ölebilir mantığı ile suçu Seojun'a yıkmaya karar verdim. "İki üç bardaktan fazlasını içtim, o an olacakları kestiremedim. Yüzünü dahi net göremiyordum." Üzgünüm Seojun fakat seni düşünecek konumda değilim. "Daha önce onu becermemiş olsaydım daha farklı adlandırılacak durumdan bahsediyorum. Alkol toleransımın ne kadar düşük olduğunu biliyorsun. Suçlayamazsın beni." Üzgün bakışlar atarken gözlerim iyice kısılmıştı. Taciz değildi ancak durumdan sıyrılmak adına kötü bir kaltak gibi yine insanları harcıyordum.

İki bardak içmiştim ve kesinlikle ayıktım. Çakırkeyif değildim fakat öyle davranıyordum. Jimin ve Suki dışında alkol toleransımın yüksekliğini bilmezdi. Taehyung ise tek bardakla bile devrileceğimi sanardı çünkü işime geldiği gibi davranırdım.

Kaşları mümkünmüş gibi daha fazla çatıldı ve burnundan solumaya başladı. "O piçi öldüreceğim!" Yarın istediğini yapabilirdi fakat şu an zamanı değildi. Tahminimce aşağıda pestilini yeterince çıkarmıştı.

Avuçlarımı sürüyerek dilimler hâlindeki karın kaslarına indirdim. "Gecemizi mahvediyorsun Taehyung... An'a, bana odaklanmanı istiyorum." dedim hayıflanırcasına mırıldanırken. "Oyuncaklarımdan sonra bana dokunan ilk kişi olacaksın." Ağır ağır aldığımız nefeslerimizden başka hiçbir şey odadaki sessizliği bozamazdı.

THE CLOWN AND GOLDEN | TAEKOOK |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin