Anne (özel bölüm)

127 6 0
                                    

Yankı'dan

Yıllardır bulmayı umduğum kadın... annem o ölmüştü ancak ben buna hiç bir zaman inanmamıştım, inanmak istememiştim çünkü onun dünyanın bir yerinde yaşadığını biliyordum.

Belki bu dünya belkide başka bir dünya ama o yaşıyordu kalbimin Sesi hep böyle söylüyordu. Ona onlarca mektup yazmıştım, hiç okuyamayacağını bilsemde ve bir kutuya koymuştum.

07/01/2015
Annem, canım annem. Seni ne kadar çok özlediğimi bilemezsin bugün cephede yine düşmana karşı savaşıyorum anne. Yaşayabilirmiyim bilmiyorum ama gecenin soğukluğunu mermiler alıyor, o kurşunlardan biri belki bana saplanıcak ve canım her zaman ki gibi çok acıyacak

Ama asla o yara yüzünden ağlamayacağım yada acı çekmeyeceğim anne çünkü benim kalbimdeki yara dağa fazla canımı acıtıyor ama ben acı ile bağıramıyorum anne sanırım asla bağıramayacağım. Bir yerde yaşadığını biliyorum anne sağ yada ölü sen benim için hep vardın bu dünyada hepte olucaksın.

08/02/2015
Üşüyorum anne çok üşüyorum ne olur gel ısıt beni sen yokken çok üşüyorum camlar paramparça oluyor sanki bana batıyor. Yok oluyorum sanırım anne canım çok acıyor pencerelerden soğuklar giriyor ve ben üşüyorum anne

09/03/2015
Anne ben üşüyorum ama bu sefer camlar açık değil bahar geliyor belki bu vatana ama ben kışın ortasında çırılçıplak kalmış gibi üşüyorum. Ne olur gel ısıt beni banada bahar gelsin artık, gel anne kolumdan sızan kanı durdur.

Canımı yakan o iki kurşunu çıkar anne. Duvarlar konuşmuyor ama ben onlarla konuşuyorum anne bi onlar biliyor sana olan hasretimi bir de Allah, umarım dualarım kabul olur anne.

Ve evet annemi bulmuştum ama sevdiğim kadını seçmiştim

"Beni affet anne"

Dedim cansız yatan bedene bakarak saçlarına dokundum "sen benim sevincimdin anne, yaralarımı saracaktın daha ama ben buna izin vermedim ne olur affet beni" dedim saçlarını okşarken.

Elim yüzünde gezdi ve gözümden bir damla yaş düştü "nolur affet beni" dedim onun cansız bedenine bakarken aklımda ben kurtlar sofrasında yaşamıştım çocukluğumu. Çoğu askerin bu yaşta oturduğu masaya ben daha 1 yaşındayken zorla oturtmuşlardı beni.

Cenaze günü

Son kez annemin güzel yüzüne baktım bembeyazdı güzel gözleri kapalıydı "affet beni anne" dedim son kez güzel yanaklarından öperken. Annemin bedenini koydum o mezara daha sonra üstüne toprağını attım.

Canım acıyordu ama güçlü olmak zorundaydım arkamda beni izleyen kadın için güçlü olmak zorundaydım.

Herkes gittikten sonra gece geldi ve elini belime koyduğunda elimi omzuna koyup kendime çektim yüzü ağlamaktan al al olmuştu "Beni affeder değil mi?" Dediğimde güzel gözleri bana döndü "affeder tabi ki"

Mezarı izledim o ise beni ikimizde kimsesizdik bizim birbirimizden başka kimsemiz yoktu ve gecenin güzel yüzüne baktım "Gece" dediğimde bana döndü "Yankı" ellerimi yüzüne koydum başında siyah yemeni vardı ellerim güzel yüzünde gezdi.

"Canım çok acıyor" dediğimde gözleri bana döndü "yaranlarını sarmak istiyorum yankı" dediğinde elimdeki kutuyu gösterdim "anneme cephedeyken yazdım" ve gözleri kutuya gitti "ama o okuyamadan gitti" dediğimde ikimizinde gözünden bir damla yaş düştü.

Onun gözündeki yaşı sildim ve elimdeki kutuyu mezara koydum "benim senden başka kimsem yok gece" ve gözleri gözlerime kavuştu. Elleri belimi buldu ve bana sıkıca sarıldı bende onu sıkıca sardım.

Yıllar sonra Yankı'dan

"Bakın miniklerim bu sizin nineniz" dedim kucağımda oturan yıldıza bakarak "pekiy baba" dedi ve gülümsedim yıldızın başındaki pembe yemeniyi düzelttim "baba ninemiz nasıl biriydi" dediğinde ateşe döndüm ama cevap veren gece oldu "çok iyi biriydi annecim"

"o zaman cennete gitmiştir" dedi ateş "evet annecim öyle" dedi gülümsiyerek ve dizimdeki yıldız kalkıp abisi ateşin yanına gitti "anne sana torunlarını getirdim" dedim gülimsiyerek "yıldız, aynı gece ama huyu ikimizede çok benziyor. ateşte tam babasının oğlu değil mi? annesini benden çalıyo birazcık ama olsun babasının oğlu" dedim ateşe bakarak "gecenin oğluna aşık olup beni bırakmasından korkmuyo değilim" dedim gülerek

Yazardan

Mezarın başında annesi ile gülerek konuşuyordu yankı ama yıllar önce bugün o mezarın başında dertleşerek ağlıyordu, o güçlü adam ikinci defa bu kadar çağresizdi, ,ilkinde çocukların annesiydi daha önce annesinin mezarının başında bu kadar çağresiz kalmamıştı çünkü ölmediğine inanıyordu ama o gün inanmıştı çünkü o kadının kalbi gözünün önünde sökülmüştü.

sevdiği kadına siyağı çok yakıştırıyordu ancak o gün çok farklıydı cenaze günü... gözlerinin içine baktı uzaktan ağlayan kadına ayağa kalktı oturduğu yerden ve sevdiği kadının yanına gitti kulağına yaklaştı ve şöyle dedi "siyah sana hiç yakışmıyor" siyah sana çok yakışıyor demişti sevdiği kadına hayranlıkla bakarken, Siyah sana hiç yakışmıyor dedi sevdiği kadınla mezarın başında otururken.

ve şimdi çaresizce o mezarın başında oturmuyordu ailesi ile beraber oturuyoru ve gülümsiyerek konuşuyordu annesi ile, sevdiği kadın yaralarını sarmıştı ona hayattaki en büyük acıları saracak bir şey vermişti evlat tüm yaralarını saramamıştı elbet ama ruhunda sadece bir çizik kalmıştı.

Yankı'dan

"biz gidiyoruz ninecim" dedi ateş "göyüşüyüz nine" dedi yıldız "gidiyorum ama çok yakında kızınla gelicez" gülümsedim ve yıldızı kucağıma aldım ve bana gülimsiyerek bakan gecenin elini tuttum ateş önden gidiyordu ve son kez o mezara bakıp yaralarımı saran kadına baktım.

beni sarıp sarmalamıştı çaresizce baktığım o mezara artık mutlulukla bakıyordum. elini tuttuğum kadına baktım ve gözlerim gözlerine kavuştu.

Kalbimin Sesi (Asker Ve Doktorun Hikayesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin