Kocaman bir masa her yer yemek doluydu. Mihran "Saliha sultan döktürmüşsün." dedi Selma'nın yanına oturdu. Altan, Cihangir, Alya yan yana oturdular. Karşılarında Kıymet,Saliha ve Selma vardı. Herkes yerleşince yemeğe başladılar. 10-15 dakika sonra Füsun ve Cemre geldi. Biri Feyyaz'ın karşısına diğeri de Alya'nın yanına oturdu. Masa iyice kalabalıklaştı. Alya "Biz size zahmet verdik. Elinize sağlık" Saliha "Olur mu öyle şey kızım. Masamız kalabalıkken daha güzel, daha bereketli" Şöyle baktı masaya Kıymet sonra gözleri doldu. Kıymet "Herkes burada Atakan'ım elin memleketinde. Yavrum bunlara da bayılırdı. Simdi orada ne yiyor ne içiyor"annesinin duygulanmasına karşı Füsun da "Senin oğlunun sevmediği yemek var mi acaba. Korkma Aleyna'nın annesi hazırlamıştır bir şeyler. Ayrıca Ayşim de yok Saliha teyzeye ayıp oluyor" dedi güldü. Kıymet "Ay Ayşim'im canım" diye giriş yapınca Mihran devamını bildiği için hemen susturdu.. Mihran "Anne bu kadar yeter. Kimse aç kalmaz korkma. Gelince yerler yaparsınız dimi. Ayrıca bak bir sürü misafirimiz var." Saliha "Aynen Kıymet sanki nere gittiler gelecekler" Feyyaz "Ato 4 gün sonra burada." Selma "Aysimlerin de 2 haftası kaldı." dedi yemeğe devam ettiler. Biraz sohbet biraz kahkahayla. Altan kendini masadakileri izlerken buldu. Haklıymış Atakan dedi. Hep bizim aile çok sıcakkanlı, eğlenceli derdi. Tanıştırmak isterdi. O yapamamıştı ama yine de Gülce ailesiyle tanışmıştı. Bir taraftan kötü hissetti ne işi vardı bu masada. Neden sürekli Atakanla ilgili gelişmelerin içinde buluyordu kendini. Nedensizce bu masada ikisinin oturduğunu hayal etti. Yüzü asıldı. Cihangir de fark etti ve sessizce iyi misin diye sordu o da iyi olduğunu söyledi. Biraz Mihran ve Selma'nın evlilikleri hakkında konuştular. Füsun önce Ayşim'i görüntülü aradı. Yanında Derin de vardı. Altanlar da konuştu. Sonra da Kıymet'in ısrarı üzerine Atakan'ı aradı. Biraz kendi aralarında konuştuktan sonra misafirlerini gösterdi. Biraz şaşırdı Altanları görünce. Selam verdi hızlıca. Tuhaf hissetti. Hiç aklının uçundan geçmezdi böyle bir masa. Çok hayalini kurdu ama böyle değildi. Ne zaman Amerika'ya gitti onun için ne hayal kaldı ne de anı. Hayatının en zor günlerini yaşadı. Ailesine karşı saygısız biri oldu. Kendini tanıyamaz hale geldi. Hiçbir şeyin anlamı yoktu. Perişan olmuştu. Herkes görüyordu ama yardım edemiyordu. Erimişti biraz daha öyle devam etse kafayı yerdi. Bir çatışmada yaralanınca kendine gelmişti. Yeniden doğmuş kabul etti kendini. Yaşadıklarına sünger çekti. Sonra da Aleyna ile tanıştı. Daha hızlı iyileşmişti. Şimdi yine o adama dönmekten korkuyordu. O yüzden Altan'a çok yaklaşmıyordu. Bu sefer öyle bir güçü yoktu. Kalkamazdı, kaldıramazdı onsuzluğu. Kalbini söker atardı gerekirse. Kafasında ki düşünceleri def etmek için hemen Mihran'a bir şey sordu. Mihran da anladı telefonu aldı konuşmaya başladı. Bir tek o değil Feyyaz da anlamıştı. Gözleri Altan' a kaydı. Ne düşünüyor diye baktı. Tek bakan o değildi Altan'a. Alya da bakıyordu böylece göz göze geldiler. Öfkeleri ve kinleri onları geriyordu. Seneler sonra yaşadıklarına inanamıyorlardı. Özellikle Alya'yı. İçinde asla durdurmadığı bir öfke vardı. Ama bastırmaya çalışıyordu masada. Sonra yanına oturun Cemre ile muhabbet etmeye başladılar. O kadar sarmıştı ki muhabbet Altan'ın kalktığı görmemişti. Altan Selma'nın yardımıyla tuvalete gitti. Evin bahçesi gibi içi de güzeldi. Gözü bir resme takıldı. Atakan, Füsun, Mihran ve Selma Van gölünde bir resimdi. Atakan o kadar tatlı ve komikti ki. Yanında başka bir resim daha vardı. Büyük ihtimal babası ve Hakim beydi. Bir sürü fotoğraf vardı. Selma da baktığını anlayınca güldü. Altan da içeri girdi. Elini yüzünü yıkadı. Düşündü. Kendini ilk defa bu kadar ait hissetti. Hiç olmaması gereken bir masaya. Bir ailesi varmış gibi hisseti. Mutluydu uzun zaman sonra. Sen buraya ait falan değilsin dedi. Gözünden anlamsız bir damla düştü. Birden duraksadı yapma dedi kendine. Ve kapıda bekleyen Selmaya gülümsedi. Tekrar bahçeye gittiler. Artık eve gitmek istiyordu o yüzden hadi dedi. Alya duymadı Cihangir dürttü. Dürtünce ayağa kalktı gitmek için hazırlandı. Kıymet evden biraz çorba ve yemek koymuş getirdi. Kıymet "Madem hastasın ve evde tek kalacaksın size biraz yemek koydum. Yiyin bir güzel güç kuvvet olsun" Alya "hiç gerek yoktu. Ben hallederdim çok mahcup olduk şimdi." Altan da aynılarını söyledi. Kıymet ve Saliha kızdı. Herkese teşekkür ettiler sarılıp arabalarına bindiler. Yol boyu kimse konuşmadı. Cihangir bir ara konuşmak ister gibi oldu ama sustu. Eve geldiler Cihangirde onlarla içeri girdi. Altan'a kızdı. Neden haber vermediğini sordu. Ya başına bir şey gelseydi, daha dikkatli ol diye bir sürü nasihat ve tembihledi. Altan ise sessizce dinledi. Haklıydı çünkü. Sonra da alınması gereken ilaçlarını aldı. Bırakıp kendi evine geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değişmez Aşk
FanfictionBazı duygular üzerinden zaman geçmesine rağmen değişmez tıpkı yarım kalmak gibi. Yarım kalan şeyleri tamamlamak çok zordur. Ya hiç beklemediğin anda karşına çıkarsa bu yarım kalan duygu. İnsani bilinmeze sokar. Altan ve Atakan gibi. Kavuşma arzul...