Hemen yanına gitti. Sinirli bir şekilde omzuna çarptı. Feyyaz güldü ve vaktin varsa biraz konuşalım. Alya arkasını döndü gözlerinden resmen ateş çıkıyordu ama kabul etti. Ona söylemek isteği şeyler vardı. Önde Alya arkada Feyyaz hastanenin karanlık köşesine gitmeye başladılar. Konuşmaya ilk Alya başladı. Alya "Ne işin var burada daha doğrusu hangi yüzle geldin" Feyyaz "Altan'a geçmiş olsun demek istedim. Sonuçta arkadaşız" Alya "Arkadaştınız. Deme ne sen nede öbürleri. Uzak durun bizden. Yeterince zarar verdiniz" Feyyaz "Alya sinirini anlıyorum ama ben gerçekten Altan'ı üzmek için bir şey yapmadım. Geçmişi unutamaz mıyız? Herkes hata yapar" Alya "Unutmak mı asla. Herkes hata yapar ama herkes ikinci bir şansı hak etmez. Mesela sen ve arkadaşın. Her neyse söyle Selma'ya falan uzak dursun. İyilik meleği gibi dolaşmasın ortalıkta." Feyyaz "Selma ne yaptı kız hiçbir şeyden haberi yok." Alya "Ben bilmem, uzak durun bizden istemiyorum sizi görmek. Altan'ı üzmemek için sesimi çıkarmadım. Yeterince üzüldü" Feyyaz "Ne desem sen ikna olmayacaksın anladım. Özür dilerim." Alya "Dileme istemiyorum. Nerede kıymetli arkadaşın o da gelseydi" Feyyaz "Atakan Amerika da." Alya "Yine mi? Temelli gitmiştir inş." Feyyaz "Yok Aleyna'nın ailesi orada öyle ziyarete gittiler. Yarın gelecek" Alya "Keşke orada kalsaydı." Feyyaz "Alya" dedi ama devamını getiremedi. Sanki kelimeler uçmuştu. Alya ise içinde tuttuğu kin ve nefreti kusmak için an kolluyordu. Alya "Ne var. Ne diyeceksen de gideceğim işim var" Feyyaz "Bu kadar mı nefret ediyorsun. Altan da böyle mi" Alya "Kin ve nefret mi? Bunlar büyük duygular. İkinizden de midem bulanıyor. Hele sen" Feyyaz "Hele ben mi? Ne yaptım ben" Alya "Kandırdın. Atakan bıraktı gitti ama sen kandırdın. Hem de sana o kadar güvenirken. Bir şey soracağım neden yaptın. Para mı teklif etti sana" bunu söyleyince Feyyaz sinirlendi. Yumruğunu sıktı ne saçmalıyor bu kız dedi. Feyyaz "Alya saçmalama. Ne parası ya. Hiç mi tanımadın beni" Alya kocaman bir kahkaha attı. Alya "Biliyor musun sabahtan beri ağzından çıkan tek doğru kelime buydu. Evet hiç tanıyamadık seni. Bizim tanıdığımız Feyyaz bizi kandırmazdı. Arkadaşım dediği Altan'a yalan söylemezdi. Umutlarıyla, duygularıyla oynamazdı. Haklısın biz seni hiç ama hiç tanıyamadık" dedi gidicekken Feyyaz arkasından bağırdı. Feyyaz "Ben ne yaptıysam iyi olsun diye yaptım. Atakan benim kardeşim onu korudum. Altan'ı da hiçbir zaman kandırmadım. Sen olsaydın arkadaşını korumaz mıydın. Bir tek Altan mı üzüldü sanıyorsun. Atakan da üzüldü mahvoldu ama mecburdu. Vazgeçmek zorundaydı" bunları duyunca Alya daha çok sinirlendi. Alya "Bende arkadaşımı şimdi koruyorum işte. Atakan üzülmüş kıyamam ya niye Amerika da zorluk mu çekti. Parasız mı kaldı. Kimsesiz mi kaldı. Bırak ya mecburdu diyorsun birde. Bir veda etmek çok mu zordu." Feyyaz "Zordu onun için. Üzüntüden kendini kaybetti." Alya "Belli, üzüntüden başkasıyla nişanlanmış." Feyyaz "Evet" dedi artık Alya dinlemek istemiyordu yürümeye başladı. Saçma bir hal alacaktı.
Atakandan;
Telefonun sesiyle uyandı kim olduğuna bakmadan açtı. Atakan "Alo" Mihran "Ato uyuyor muydun" Atakan "Sen misin Mihran. Ne oldu sabah sabah aradın" Mihran "Boş ver ya önemli değil uyu sen sonra konuşuruz" Atakan "Oğlum söyle ne oldu" Mihran "Şey ya Cemre, Selma, Füsun, ben buluşacaktık. Kızlar önce buluşmuş bir yere oturmuşlar. Tesadüfen Altan da oradaymış" Atakan "Eee ne yapıyormuş restoranda Altan tek miydi" Mihran "Yok tek değildi de işte orada bir karışıklık olmuş. Bıçaklanmış ama durumu iyi. Bacağına gelmiş. Haber vermek istedim sana" Atakan "Nasıl bıçaklanmış. Durumu iyi mi gerçekten. Bana yalan söyleme" Mihran "İyi ya Füsun baktı yarasına. Biraz derin dedi. Şimdi hastanede yatıyor. Selma var yanında biz de birazdan gideceğiz. Sen merak etme." Atakan "Tamam bir şey olursa bana haber ver." dedi telefonu kapattılar. Hiç dikkat etmez mi insan diye söylenmeye başladı. Eskiden de böyleydi. Kendini mahvedene kadar dövüşürdü. Her seferinde yüreği ağzına gelirdi. Keşke telefonu olsaydı arardı durumunu sorardı. Acaba Feyyaz bulabilir miydi? Arasa ne diyecekti. Geçmiş olsun mu hangi sıfatla. Konuşmak ister miydi ki Altan. Gözlerini kapattı ve düşünmemeye çalıştı. Onu arayamazdı. İki farklı dünyanın insanıydılar. Ama, ne bitmezdi bu amalar. Çok mu derindi yarası. İyi ki Füsun vardı. Artık durmadı yataktan kalktı. Mutfağa doğru yürüdü. Elinde telefonu baktı. Tezgaha koydu. Dışarı baktı. Banyoya gitti elini yüzünü yıkadı. Derin bir nefes aldı. Aynaya bakarak aramayacaksın, kızı rahat bırak kimsenin kafasını karıştırma dedi. İki saniye sonra arasam ne olacak ki sadece durumu soracağım. Sesini duysam da olur dedi ve mutfağa koştu. Feyyazı aradı. Numarayı bulabilir mi diye sordu. Sonra hastaneye gitmesini bir resim çekebilirse çekmesini istedi. Görmek istiyordu gerçekten iyi miydi. Yarım saat sonra Feyyaz numarayı mesaj attı. Durdu, düşündü, baktı, bıraktı telefonu. Kafayı yiyecekti resmen. Gözünü kırpmadan çatışmalara giren, iki kere kurşunlanan adam gitti o an. Hiç tanımadı bir adam çıktı içinden. Aşk böyle bir şey miydi? En zayıf karnıydı Altan bu yüzden bırakmıştı. Başına bir şey gelmesin diye. O da gitmiş polis olmuştu tersine. Bir cesaret telefonu aldı ve aradı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değişmez Aşk
FanfictionBazı duygular üzerinden zaman geçmesine rağmen değişmez tıpkı yarım kalmak gibi. Yarım kalan şeyleri tamamlamak çok zordur. Ya hiç beklemediğin anda karşına çıkarsa bu yarım kalan duygu. İnsani bilinmeze sokar. Altan ve Atakan gibi. Kavuşma arzul...