Sokaklar yine boştu,ve CF her zamanki gibi hapsolduğu bu lanet Dünya'ya küfürler yağdırıyordu. Üzerine yağan yağmur ile sırılsıklam olmuştu. Tenine değen ıslak kıyafetler onu rahatsız ediyordu. Ama eve gitmeyecekti,bugün oraya gitmeye niyeti yoktu.
Gecenin bu saatinde bomboş olan sokaklarda aylak aylak yürümeye başladı. Yeni boyattığı saçlarını hafifçe geriye savurdu.
Artık saçlarının bir yarısı siyah,bir yarısı beyazdı. Bunu kafasına estiği için yapmış ve sonrasında da yaptığı için pişman olmuştu. Ancak şu an saçlarını dert edecek zamanı yoktu.
Bir eve gidiyordu. Yalnızca birkaç dakika önce adresini öğrendiği Black'in evine.
Biliyordu,adada bir ev aldığını biliyordu. Bu yüzden istediği zaman adaya geliyor, istediği zaman gidiyordu. Ve bu gece büyük ihtimalle adadaki evindeydi.
Neden yanına gittiğini bilmiyordu. Sadece bir şeyler öğrenmek istiyordu. Ve tüm cevapları ondaydı,bir zamanlar düşmanı bildiği Black'te...
Evine çok yaklaşmıştı. Adımlarını hızlandırdı.
Şimdi evler seyrekleşmeye başlamış, daha çok büyük malikanelerin olduğu bölgeye gelmişti.
Yolun sonlarına doğru gri bir ev vardı ve burası onun eviydi. Yüzüne yağan yumuşak yağmur eşliğinde koşmaya başladı.
Tek bir odasının ışığı yanan bu ıssız eve tüm gücüyle koştu,bahçe kapısına vardığında bir saniye olsun duraklamadan dış kapıya gitti,hızla kapıyı çaldı. Birkaç kez üst üste zile bastı.
İçini kemiren bir endişe eşliğinde kapının açılmasını bekledi.Çok geçmeden evin kapısı birkaç kilit sesi eşliğinde aralandı. Ve kapının ardından yabancı bir sima çıktı.
Hiç tanımadığı bir adam ona bakarken Taehyung tüm dünyası başına yıkılmış kadar çaresiz hissediyordu. Titreyen dudaklarını birbirine bastırdı,adamın sorgulayan bakışlarına karşın "yanlış eve geldim galiba," diye kısa bir açıklama yaptı.
Arkasını döndü ve o döndüğünde kapı gürültüyle kapandı. Onu burada bulamamak ümitlerini yıkmıştı. Belki de onu daha fazla görmek istemediği için gitmişti? Kim bilir...
Bahçeden çıktı, geldiği yoldan gerisin geri dönmeye koyuldu. Bu sırada yağmur daha da şiddetlenmeye başlamıştı. Sanki şehir bu gece onun için incilerini döküyordu. Ancak o inciler o kadar sert çarpıyordu ki tenine...
Tam yağmura söylenirken birden sözleri bir ses ile bölündü.
"Birini mi arıyorsunuz beyefendi?"
İçine sıcak bir esinti gibi doğan bu yumuşak ses ile aniden arkasına döndü. Onu gördüğü an gözleri şaşkınlıkla aralandı. Ve sonra kısaca onu süzdü. Önce iyi mi diye kontrol etti,sonra da ona doğru bir adım attı. Üzerine yağan yağmur tenine bir azap çektirmek istercesine sert çarptığında acıyla yüzünü buruşturdu. Ve ikinci adımı atacağı esnada birkaç metre ötesinde duran Black onu durdurdu.
Elini hafifçe kaldırıp ikinci adımı atmasına izin vermedi. Ardından tekdüze bir sesle onun göğsünün tam orta yerine saplanan sözcüklerini acımasızca yüzüne haykırmaya başladı.
"Bak CF,buraya niye geldin biliyorum. Bir şeyler hatırlıyorsun. Ama artık ben seninle olan hiçbir anımı hatırlayamıyorum. Hepsi beynimin bir kenarında çürümeye başlıyor. Ve böylesi çok daha iyi. Yarını belli olmayan birinin anıları da lazım değil bana. Hem... Nereden geliyorum biliyor musun?"
Jeon burukça tebessüm etti,ardından kendi sorusuna yine kendisi cevap verdi.
"Bir kurbanımın yanından... Kulaklarımda hala çığlıkları var. Her tarafım kan kokuyor. Söylesene,sen böyle bir adam ile geçmişte yaşadıklarını ne yapacaksın? Yoksa beni değiştirebileceğini mi düşündün? Bir kere bana sarıldığında her şeyin bittiğini mi sandın? Hayır... Sen sadece kendini kandırıyorsun. Ben böyle doğdum ve böyle öleceğim. Ne sen CF,ne de bir başkası artık umurumda değil. Git istediğin gibi yaşamaya devam et. Boşver her şeyi,beni,o boktan tesisi, Yoongi'yi, Namjoon'u,Hoseok'u,anıları,bana verdiğin sözleri... Git yine kaç,ama bu sefer geri gelme. Şayet gelirsen, ben gidemem."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
CF
Teen FictionÜnlü hacker Taehyung'un kurduğu CF teşkilatı Dünya'nın peşinde olduğu azılı bir katil tarafından hacklenir. Böylesine bir zekayı karşısına alan tek kişi de böylece katil Jeon Jungkook olur. Ancak Jeon karşısındaki süperzekanın aklını yenmiş olsa da...