Hellööö babuşlar
Yeni bir bölüm ile karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın.
Bölüm şarkısı
Smells like teen spirit - Malia J
İyi okumalar
Maral ve arkadaşları sarayın önündeki banklardan birinde sıralı dizilmiş oturuyorlardı. Sanki ilkokula geri dönmüşler de öğretmenleri onlara ceza vermiş gibi hayal kırıklığıyla somurturlarken akılları başka yerdeydi.
Nerede atandıklarını öğreneli bir hafta olmuştu. Ve artık gitme vakti gelmişti. Maral zaten tahmin ettiği yere atanmıştı. Melissa da onun gibi kral muhafızlarındaydı ve yerinden memnundu.
Harwin ve Arjun halk muhafızlarına atanmıştı. Arjun da halinden memnundu. Ailesinden ne kadar uzak o kadar iyi. Ama Harwin için aynısını söylenemezdi. Annesine verdiği sözü tutmak için kral muhafızlarına girmesi şarttı.
Halk muhafızlarında istediği gibi yükselemezdi. Bu branştaki muhafızların orduda yüksek bir konuma gelmeleri imkansız denecek kadar zordu. Bu yerin tek iyi yanı en yakın arkadaşı ile beraber olabilmesiydi.
"Bölümü değiştirebiliyor muyuz?"
Dördü de sessizce otururken beklenmedik anda yükselen bu soru doğal olarak Harwin'e aitti. Kimse cevap vermedi. Verecek halleri yoktu. Bölümlerinden memnun olsalar dahi yeni bir sürece girmişlerdi ve alışmak için zaman gerekliydi.
Harwin onlara burnundan soluyarak döndüğünde hepsi dalgınlıkla saraya bakıyorlardı. Melissa sarayda yaşayabileceği ve böyle ballı bir yere atandığı için mutluydu. Kazanacağı parayı ve iyi geleceğini düşünüyordu.
Maral ise hiçbir şey düşünmüyordu, düşünmemeye çalışıyordu. Son zamanlarda aklına tek bir kişi geliyor ve onun zamanını çalıyordu.
Arjun ise babasının bu habere nasıl tepki vereceğinden emin olamamanın verdiği huzursuzlukla sarayın duvarlarındaki desenlere bakıyordu. Ailesinden uzak olmak iyiydi ama bir sonraki karşılaşmada azar yiyeceğini bilmek hiç de güzel hissetmiyordu.
"Niye kimse cevap vermiyor lan. Şsst Arjun. Sen kesin biliyorsundur. Değiştirebiliyor muyuz söylesene şerefsiz."
Arjun oflayarak ona döndü. Gözlerinde seninle uğraşamam, yeterince derdim var ifadesi vardı. Sesi de gözlerindeki ifadeyi açıkça gösterecek kadar bıkkındı.
"Değiştiremiyoruz. Oraya bizleri özel komutanlar heyeti seçti. Ne sen ne de ben istediğimiz gibi bölümden bölüme geçebiliriz."
Gerçekler yüzüne tokat gibi çarparken rüzgarın esmesiyle birden ayağa fırladı ve onu arkasına kaldı. Montunun üzerindeki saçları havalanmış uçuşuyordu.
Maral ona bakarken saçlarının nasıl bu kadar ipek gibi yumuşak olduğunu merak etti. Ne yaparsa yapsın kendisinin saçları Harwin'in saçı gibi yumuşamıyordu. Üstelik Harwin odun gibi bir adamdı, özel bir bakım yaptığını da zannetmiyordu.
"Yani ömrüm boyunca ben bu siktiğimin muhafızlarında mı olacağım?"
Maral, Harwin'in sesine huzursuzlukla bakarken ellerini cebine koydu. Küfür etmesinde sorun yoktu ama ülkenin en işlek ve en elit sokağında bağırarak küfretmesi hoş karşılanmazdı.
"Öyle gözüküyor."
Arjun arkadaşını asla umursamıyordu. Üstüne daha fazla gelmemesi için onu geçiştirmeye çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Taşı
FantasyNefes nefese kalmıştım. O kadar uzun süredir açtım ve susuz kalmıştım ki koşmayı bırak adım atacak halim kalmamıştı. Ama yine de buradaydım işte. İsmini daha önce duymadığım topraklarda daha önce duymadım canavarlar tarafından kovalanıyordum. Hem...