"Yine gel tamam mı, seni çok sevdim ben Jun hyungnim~" Sejong Junmyeon'a sarıldı. "İstediğin zaman gelip kalabilirsin Junmyeon, tanıştığımıza sevindim evlat." Sehun'un asker babası, Junmyeon'u henüz iki günde görmüştü ancak hemen alışmıştı. Ortak yönleri fazlaydı, sohbet etmek için bir sürü konu bulmuşlardı. "Bu sizin efendim, beni evinize kabul ettiğiniz için teşekkür ederim."
"Rica ederim, kapımız sana her zaman açık. Burayı ikinci evin olarak gör." Hediyenin olduğu poşeti babasına uzatıp eğildi. "Sizinle böyle tanışmak istemezdim Bayan Oh..."
"Benim oğlanın seni getiresi yoktu, böyle olması gerekmiş. Sorun değil canım. Seninle tanıştığımıza çok sevindim, yeniden bekliyorum gelmezsen ben gelirim aniden haberin olsun~ Müsait olduğunda dava işini konuşuruz tatlım." Sarıldıktan sonra kadından ayrılıp hediyesini verdi, eğildi. "Tekrardan teşekkür ederim. Bu tatsız olayla sizinle tanışmak istemezdim. Neyse, tekrardan teşekkür ederim. Sizi evimde de ağırlamak isterim ne zaman müsait olursanız."
Sehun'un annesi oğlunun eline dört çanta tutuşturdu, içinde yemekler ve mezeler vardı. "Annemin gözüne zayıf geldin, sana bir sürü şey yaptı... Gerçi zayıf da değilsin, etine dolgunsun bebeğim~" Junmyeon'a yanaşıp son cümleyi kulağına fısıldadı. "Bunları tek başıma bitiremem zaten, Kyungsoo'yu yemeğe çağırırım." Junmyeon asansörden inip kapıya yürürken Sehun, olduğu yerde durup ağzını açtı.
"Ben dururken onu mu çağıracaksın tatlım, aşk olsun." Arabasının kapısını açtı, Byul arka koltuğa uzanıp gözlerini kapadı. Bu bir haftalık tatil ona da çok iyi gelmişti. "Tek arkadaşım Kyungsoo, biliyorsun." Sehun kontağı çevirip kemerini takarken sevgilisine döndü. "Bende senin arkadaşınım, unuttun tabi..." Gözlerini devirip otoparktan çıktı.
Yol boyunca Junmyeon'un bu haftaki planını dinledi Sehun, arada bir soru sordu dinlediğini belli etmek için. Çok geçmeden eve vardıklarında Sehun kapıyı açıp içeri girmesi için bekledi, lambayı açıp poşetleri mutfağa bıraktı. "Ben duşa giriyorum, bekleyebilir misin?"
"Biraz konuşsak olur mu?" Sehun'un yüzü ciddileşince Junmyeon başını sallayıp oğlanın arkasından salona girip yanına oturdu.
"Hani şimdi ben toplantıya gittim ya.. pat diye çağırdılar beni gittim işte."
"Ee Sehun?"
"İşte oturduk konuştuk. Stajyerler hakkında falan, sonra sıra bana geldi. Beni de konuştuk işte..."
"Sehun söyle artık ama!" Sehun derim nefes alıp gözlerini kapatırken sevgilisinin elini tuttu.
"Beni beğenmişler ve benimle birlikte 3 kişiyi daha Fransa'ya göndereceklermiş." Dudağını ısırırken bir gözünü açtı, Junmyeon öylece yüzüne bakıyordu. "Fransa.. bildiğimiz Fransa değil mi?" Sehun başını sallayıp ellerini daha sıkı tuttu. "Eğer gitme dersen-"
"Saçmalama Sehun, kesinlikle sana engel olmam delirdin mi? Aman Tanrım!" Oğlanın üzerine atlayıp kollarını boynuna doladı. "Seninle gurur duyuyorum Sehun, aferin sana." Saçlarını okşarken gülümsedi Junmyeon, gözleri doldu. Uzun süren sıcak sarılmalarının ardından Junmyeon ayrılıp oğlanın dudaklarına sıcak öpücükler bahşetti. "Seninle gurur duyuyorum Sehun, hemde çok... Uzun zamandır hayalini kurduğun yere gideceksin. Bu mükemmel bir şey."
"Henüz kesin değil. Diğer stajyerler kabul etti ama ben düşüneceğimi söyledim.. senden ayrı kalmak istemiyorum daha yeni kavuştuk ve malûm sorunumuz var." Junmyeon oğlanın yanağını okşayıp kaşlarını çattı. "Biraz olsun kendini düşün tamam mı, bu mesleğin ve senin için çok önemli bir adım Sehun. Eğer orada da seni beğenirlerse bu mükemmel olur, buraya gelmek istersen ufak bir şirket açarsın. Hm, ne dersin?"
"Henüz işadamı olmak için gencim tatlım." Birkaç küçük öpücükten sonra Junmyeon Sehun'un kucağından indi. Sehun hala tereddüt ediyordu, bir yanı gitmek istiyordu diğer yanı kalmak. "Gitmek zorundasın, anlıyor musun? Bu senin için gerçekten büyük ve önemli bir adım aşkım. İnan bana göz açıp kapayıncaya kadar zaman geçecek ve geri geleceksin. Hem belli mi olur arada bir sürpriz yapar pat diye gelirim~"
"Gelmezsen küserim zaten..." Sehun dudağını büzüp başını çevirdi. "Hele bir gelme bak her şeyi toplayıp nasıl geri dönüyorum." Junmyeon kıkırdayıp oğlana sarıldı. Olmak istediği kişiye dönüşüyor, hayallerinin peşinde koşuyor.
"Anneme haber ver, bu gece burada kal. Kutlama yapalım."
"Demek annem oldu ha? Bakıyorum da hemen alıştın~"
