2

150 21 5
                                        

oohsehun:
nöbette misin?

kimjuncotton:
sana ne

oohsehun:
ayıp oluyor ama tatlım
gelecekteki kocanla böyle konuşuyor olman...
ne kadar ayıp.

kimjuncotton:
sus
lütfen
şuan iğrenç şakalarını çekecek durumda değilim sehun

oohsehun:
evde misin hastanede mi
cevap ver

kimjuncotton:
evdeyim

oohsehun:
neden uyumayı denemiyorsun
ne zaman sinirli olsan uyursun tatlım biraz uyu

kimjuncotton:
uyuyamam sehun uyuyamam
uyuyamıyorum

oohsehun:
sana aldığım mumu yak
atmadığını biliyorum

kimjuncotton:

oohsehun:çoktan yakmışsın bilekokulu mumları seviyorsun sana iyi gelecek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


oohsehun:
çoktan yakmışsın bile
kokulu mumları seviyorsun sana iyi gelecek

kimjuncotton:
biliyorum
teşekkür ederim

oohsehun:
neyin var

kimjuncotton:
sonra konuşsak olur mu

oohsehun:
tamam
o zaman uyumaya çalış
papatya çayı iç daha çabuk uyursun
(23.19)
(görüldü 23.39)

kimjuncotton:
vaktin var mı

oohsehun:
noldu
bi'şey mi oldu
nerdesin

kimjuncotton:
🔊00.12🔊
evdeyim dedim ya aptal.. çok yorgunum... saçlarımı gelip tarar mısın... evimin şifresi doğum tarihim... biliyorsun zaten...






Sehun çizim dosyasını arabanın arkasına koyup kontağı çevirdi, bu saatte yol kenarında çiçekçi bulmak zordu. Ters yönde olan çiçek pazarına gitmeye karar verdi, yollar boştu. Bir buket sarı lale alıp u dönüşü yaparak evinin yolunu tuttu.

Apartmana girer girmez asansörü çağırdı, biner binmez katın tuşuna basıp kol saatine baktı. İner inmez soldaki ilk kapıya yürüdü, şifreyi girdi. İçerisi biraz olsun aydınlıktı. "Junmyeon..." Yavaş adımlarla ışığın yoğun olduğu yere yürüdü. Oğlan koltukta yatıyordu.

"Junmyeon... Ben geldim." Junmyeon sola dönüp ona baktı, çok yorgun gözüküyordu. Çiçekleri masaya bırakıp yanına yürüdü. "Arayacak kimsem yok.. tek kişi sensin." Doğrulup yere oturdu, sırtını koltuğa yasladı. Sehun ceketini çıkarıp arkasına oturdu, bacaklarını iki yana sarkıttı.

Sehpanın üstünde duran kremi avcuna biraz sıkıp nemli saçlara sürdü. Mavi tarağı uzun saçlarının arasında gezdirip taramaya başladı. Büyüğün başı yavaş yavaş öne düşerken Sehun saçlarını taramayı bitirdi. Ellerini havluya silip taraktaki saçları temizledi.

"Bitirdim..." Junmyeon başını oğlanın dizine dayamış uyuyordu. Yavaş yavaş düzene giren nefesiyle uyuduğunu anladı. Yavaşça kalkıp kucağına aldı, koltuğa yatırdı. Tekli koltukta duran kalın pikeyi üzerine örttü. İçerisi yeteri kadar sıcaktı zaten.

Yere çöküp saçlarını okşadı, alnına dudaklarını hissedilmeyecek kadar hafif değdirdi.

"Sorun her neyse.. geçecek, bunu da atlatacaksın. Şimdiye kadar sıkı çalıştın, seninle gurur duyuyorum. Asla yalnız değilsin Junmyeon, beni ne kadar itersen it her zaman yanında olacağım. İstersen dünyanın öbür ucuna git, yine de senin peşinden geleceğim." Yeniden öptü alnını, uykusunda hafifçe tebessüm etti Junmyeon.

"Binlerce kez iyi geceler sana Junmyeon.. kendin kadar güzel rüyalar gör bitanem."

borderline hunho ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin