48.Bölüm "Babam."

3.2K 147 3
                                    

Gözlerimi açtığımda,sağıma baktım.Galiba bana araba çarpmıştı ve şuan hastanedeyim.En son hatırladığım..

Sadece karanlık..

Sağıma baktığımda tekli koltukta uyuyan Poyraz'la karşılaştım.Çok masumdu.Oldukça masum..

Daha bir kaç saat önceki sinirinden dolayı hala kaşları çatıktı ama yüzünden masumluk akıyordu.Acaba beni affetmiş midir?Tekrar eskisi gibi olacak mıyız?Masum olduğumu biliyor mu?

Benim kafamdaki sorulardan 1,2 dakika sonra Poyraz yerinden kıpırdandı ve bana baktığında,uykudan dolayı tek gözü açık bir şekilde,

"Uyandın mı?"

Hemen yanıma geldi ve elimi tuttu.Galiba beni affetti.Yüzünde o hasret olduğum gülümseme birden yok oldu ve kaşları tekrar çatıldı.

"Beni affettin mi?" dedim ama sesim oldukça çatallaşmıştı ve kısık çıkmıştı.

Ne olur beni affetsin.Ne olur.Ben onsuz yapamam..

"Affettim," dedi ve alnıma derin bir öpücük kondurdu.

"Nasıl ama?Okulda bana inanmamıştın bile."

"O Can denen herifle konuştum ve olayı anlattı.Onu öpmek için seni zorladığını falan söyledi.Neyse açma şu konuyu."

Sana çok teşekkür ederim Allah'ım..

"Peki senden başka gelen yok mu?" dedim.Sesim daha deminkine göre biraz daha düzelmişti.

"Hepsi dışarıda,herkes geldi."

Elimi tuttu ve öptü.

"Seni seviyorum," dedim fısıltıyla.

"Seni seviyorum," dedi o da fısıltıyla.

Biz gülüşürken,birden kapı açıldı ve cümbür cemaat herkes odaya doluştu.Annem,babam,ablam,Serap Teyze,Polat,Can,Su,Mine Teyze,Faruk Amca,Irmak,Kaan,Derya Teyze,Engin Amca ve Serap Teyze 'nin yanında tanımadığım bir adam.Bu da kim?

Polat hemen yatağın kenarına çıkıp,

"Ada abla.Duyunca çok üzüldüm,hem ağabeyim ağladı biliyor musun?"

Poyraz cidden ağladı mı?Benim için..

"Ama ben de çok ağladım," deyip yanağıma sulu bir öpücük kondurdu.

Yerim ya.Yakışıklım benim!

Sonra herkes teker teker geçmiş olsun dileklerini iletip,odadan çıktı.Annem,ben,Poyraz kalmıştık.Annem,

"Kızım çok korktum biliyor musun?Sana bir şey olur diye."

Annem bunları söylerken yanağından bir damla yaş aktı.

"Annem bak buradayım.Bana bir şey olmadı.Benden öyle kolay kolay kurtulamazsınız."

Sohbetten sonra Poyraz'la ikimiz tek kaldık.

"Poyraz?"

"Efendim aşkım?"

Senin 'aşkım' diyen ağzını ben..

"Serap Teyze 'nin yanındaki adam kim?"

Sorduğum soruyla yüzü asıldı ve gözlerini benden kaçırarak oda da gezdirmeye başladı.

"Boş ver," diye mırıldandı.

"Poyraz soruma cevap ver," derken yatakta dikleştim.

"Dikkat et Ada.Ameliyatlı yerine bir şey olacak."

"Sen benim soruma cevap ver.Kim o adam?"

"Babam."

Ben Poyraz'ın babasını hiç görmemiştim şimdiye kadar.Sorsam da hep kaçmıştı bu konudan.

"Cidden mi?Ne zamandır görmüyorum.E, neden tanıştırmadın bizi?"

"Çünkü üvey babam."

Ne?Üvey mi?

"Üvey?" dedim sorarcasına.

"Bildiğin üvey işte.Gerçek babam öldü.Bu hafta annem ve o herif nikah kıyıyorlarmış."

Sadece,

"N-ne?" diyebildim.

Ne zamandır sevgiliyiz ve ben bunu şimdi mi öğreniyorum?Ayrıca bu küçük bir konuda değil.Ölüm meselesi..

"Nasıl öldü gerçek baban?"

Derin bir nefes aldı.Gözleri dolmuştu.Ben de ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

"Babam ben 12 yaşındayken öldü.Tatile gidiyorduk.Doğum günümden 2 gün önceydi ve babamla bir kampa gidecektik.Baba-oğul.Yolda çok güzel bir şekilde hem sohbet edip,hem de orada ne yapacağımızı konuşuyorduk.Bir an da ne olduysa o zaman oldu.."

Sona doğru sesi kısık çıkmıştı.Gözümden bir damla yaş firar etti.

"Birden babam öndeki arabayı sollamaya çalıştı ama öndeki arabada sollamaya çalışınca çarptık.Aslında babam o kadar hızlı sürmüyordu.Çarparken,babam üstüme düştü.Sadece beni korumak istedi.Son sözleri de,Annene iyi bak.Artık evin erkeği sensin.Ne olursa olsun anneni ve kendini sakın üzme.Seni seviyorum oğlum,oldu.Hastaneye gittiğimizde artık çok geçti.Annem 1 gün sonra hastaneye vardı ve olanları duyunca sinir krizine girdi.Annemle hiç ayrılmadık bugüne kadar.Annem bana hem annelik hem de babalık yaptı.Annemin hakkını ödeyemem ben."

Ve o da ağlamaya başladı.

"Poyraz," sesim çok güçsüz çıkmıştı.

"Ben..Sana tekrar olayı hatırlattığım için özür dilerim," diyebildim.

Çünkü başka ne denir ki.Diyecek başka bir şey bulamıyordum.Konu o kadar kolay bir şey değildi.Ben babamı kaybetsem Poyraz gibi dik ve güçlü durabilir miydim bilemiyorum.

Poyraz şimdiye kadar içinde çok şey tutmuş ama dışarıya hiç yansıtmadı doğrusu.

Biraz eğilip,sarıldım.Sarılabildiğim kadar sarıldım.

"Özür dileme,ben her gün hatırlıyorum zaten babamı.O benim hiç ölmeyen kahramanım.."

ODUN ve ÇİRKİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin