Ahmet sayesinde ilk defa içtimada en arka sırada değil, en öndeydim. Haliyle de bölük komutanının sesini ilk defa duyuyordum. Yeni gelen komutanın trafik nedeniyle geciktiğini birazdan burada olacağını söylemişti.
Barbaros'u da diğer bölükten bir koğuşun komutanı olduğunu zaten geçici olarak bize komutanlık yaptığını öğrenmiştim.
Bu en çok benim işime gelmişti aslında, Barbaros'u görmemek için köşe bucak kaçmama gerek kalmamıştı.
Yeni komutana da şimdiden bilenmeye başlamıştım çünkü yaklaşık olarak bir saattir güneşin altında onu bekliyorduk.
Postallarımın ucuyla ayağımın altındaki toprağı ezerken düşüncelerimi bölen kalın sesin sahibini görebilmek için başımı kaldırdım. En önde olmanın avantajını şimdi kullanabiliyordum işte, hiç zorlanmamıştım komutanı görebilmek için.
Bölük komutanından özür dileyip bize döndü, gülümsüyordu bu adam. Barbaros'un muşmula suratından sonra gülümseyebilen bir komutan görmek beni hatta diğer askerleri de şaşırtmıştı.
Kısa bir tanışma faslından sonra bizi serbest bırakmıştı. Fazla dinlemediğim için ne dediğini çok anlamamıştım ama isminin Alparslan olduğunu duymuştum.
Dinlemememin sebebi ise yüzünü incelememdi. Güzel bir yüzü vardı, yüzüne orantılı burnu, gözleri ve kalın dudakları. Siyah saçlarına tezat olarak beyaz teni onu oldukça güzel gösteriyordu.
Barbaros'tan yakışıklı olduğuna şimdiden ikna olmuştum.
Öğle yemeği vakti geçmeden yemekhaneye varıp yemeklerimizi aldık ve boş bir masa bulup hemen kurulduk. Yeterince ayakta kalmıştık zaten, fazlasına gerek yoktu. Yemeklerimizi yemeye başlamışken Turan abi birden duraksayıp karısını ne kadar özlediğini anlatıyordu.
Öyle güzel bahsediyordu ki karısından
artık biz bile özleyecektik neredeyse.Yemeklerimizi bitirdikten sonra herkes koğuşa gitmeye başlamıştı. Yarın da böyle olmayacağını bildiğimiz için hepimiz dinlenmek istiyorduk.
Hızlıca üniformamı ve postallarımı çıkarıp yatağa girmiştim. İlk defa huzurlu bir uyku çekecektim sanırım. Barbaros'u görmemek bana iyi gelmişti.
-
Antrenmanın daha yarısına bile gelememişken bastıran yağmur ile birlikte biz antrenmanı bırakacağımızı düşünürken Alparslan komutan bizi yanıltmıştı. Antrenmana devam etmiştik ve bittiğinde biz de bitmiş haldeydik.Duş almak istiyordum ama ona bile mecalim yoktu. Hem terlemiş hem de ıslanmıştım.
Rahatsız hissediyordum.
Biraz da üşüyordum tabi. Sıcak bir duş iyi gelebilirdi.
Bunları düşünürken çoktan koğuşa gelmiştim. Hızlıca giyeceğim kıyafetleri alıp banyoya girdim. Kapıyı arkadan kilitledim. Kimse olmadığı için bu sefer biraz daha uzun yapmak istiyordum. Normalde her banyosu bir saat süren benim için beş dakika çok az bir zaman dilimiydi.
Hiçbir şey anlamıyordum, girmemle çıkmam bir oluyordu bana ters bir şekilde.
Sıcak su bedenime değdiği anda rahatlama başlayan vücudum ile derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapatıp sıcak suyun tüm bedenimi ıslatmasına izin verdim.
İlk geldiğim zamana nazaran biraz daha uzayan saçlarımı köpürterek güzelce yıkandım.
Artık daha temiz hissediyordum.
Uzatmak istememe rağmen yine de duşumu kısa tutup durulanarak hemen banyodan çıktım.
Her an koğuş dolabilirdi.
Saçlarımı kurutmaya üşendiğim için sadece üzerimi giyinip yatağa girdim. Yorulduğum ve buradaki düzene alıştığım için erkenden uykum geliyordu ama bu sefer fazla erkendi.
Akşam yemeğini bile yememiştik daha, zaten yiyesim de yoktu. Tek istediğim dinlenmekti şu anlık.
Yorganı üzerime çektim, saçlarımı kurutmadığım için üşümeye başlamıştım.
Umarım yarın da antrenman yapmazdık çünkü ne bacaklarımda ne de kollarımda bir antrenmanı daha kaldıracak güç yoktu.
-
Alnımdaki el ve başımda sürekli konuşup duran bedenler yüzünden kendimi zorlayarak gözlerimi açtım. Başım ağrıyordu ve üşüyordum. Hatta öyle üşüyordum ki dişlerim birbirine değiyordu titremekten.Gözlerimi açsam da tepemde kimin dikildiğini görememiştim, alnımdaki elin sahibini de bilmiyordum.
"Koğuşa geldiğimizde yorgana sarılmış titriyordu komutanım. Duş almış bir de saçları da ıslak. Revire götürecektik ama doktor izinliymiş."
Duyuyordum ama kimin konuştuğunu ayırt edemiyordum. Alnımdaki el kısa saçlarımı geriye itti ve sesli bir şekilde nefesini dışarı vardı.
"Üsteğmen Gökhan Şimşek, arabamı hazırla."
Başımı hafifçe kaldırıp baktığımda Alparslan komutanı görmüştüm. Eli hâlâ alnımdaki duruyordu.
"Hastaneye götüreceğiz mecbur, havale geçirir yoksa böyle." dedi Turan abi ve Salih'e bakarken.
Her ne kadar kendimi zorlasam da ağırlaşan göz kapaklarım bana engel oluyordu. Bir şey söylemek için dudaklarımı araladım ama ağrıyan ve kuruyan boğazım yüzünden konuşamayarak geri kapattım.
En sonunda dayanamayarak gözlerimi tekrar kapattım.
Hastaneye falan gitmek istemiyordum.
-
Fazla geç geldi bölüm farkındayım, özür dilerim :(
Gerçekten o kadar yoğunum ki kendime bile vakit ayıramıyorum doğru düzgün. Uyku tutmayınca yazmak istedim hemen. Kısa oldu ama burada kesmem gerekiyordu çünkü çok uykum geldi. Kontrol bile etmedim bölümü ve artık daha sık atmaya çalışacağım.
Yani en azından bu kadar açmam arayı.
Sizi seviyorum.( ◜‿◝ )♡
ig; lionsraven
Buraya da beklerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
muhtemel aşk [bxb]
FanfictionÇağlar usta birliği için gittiği askeriyede eski sevgilisinin komutanı olacağını bilemezdi.