Ne kadar dirensem de hastaneye gitmek istemediğimi söylesem de kimse beni dinlememişti hatta Alparslan komutan bir ara 'konuşmaya devam edersen çarparım ağzına bir tane' diyerek beni susturmuştu.
Şimdi ise acilde kıçımdan iğne yemiş kolumdaki serumun bitmesini bekliyordum. Tabi bu sırada Alparslan bir saniye bile yanımdan ayrılmıyordu, kaçacaktım sanki.
Sonunda serumum bittiğinde Alparslan komutan hemşireyi çağırmaya gitmişti. Ben ise oturmaktan uyuşan bedenimi düzeltmek için ayağa kalkmış bir ileri bir geri olduğum yeri turluyordum.
Yanaklarımı şişirip seslice ofladığım sırada Alparslan komutan hemşireyle birlikte kapıda görünmüştü. Hemşire gelip serumu kolumdan çıkardı ve bir parça pamuğu küçük küçük kanayan yere bastırdı. Bana bakıp gülümsedi.
"Geçmiş olsun." diyerek Alparslan komutanın yanına ilerledi. Neyim olduğunu gülümseyerek daha doğrusu cilve yaparak Alparslan'a anlatmaya başladı. Bu samimiyeti nereden geliyordu bilmiyordum.
Kaşlarımı çatıp sessizce onları izlerken kolumdaki pamuğu kaldırdım ve ayağa kalkıp çöpe attım, durmuştu zaten kanaması.
Alparslan komutan ayağa kalktığımı görünce hemşireye başıyla selam verip yanıma geldi. Nasıl olduğumu anlamaya çalışır gibi uzunca süzdü.
"Daha iyi misin?"
Gözlerimi sıkıca kapattım ve parmaklarımı gözüme bastırdım ardından başımı sallayıp Alparslan komutana baktım.
"İyiyim komutanım, sağ olun."
Elini serum takılmayan koluma attı, gevşekce tutup çıkışa doğru ilerledi.
"Sağlığından önemli değil asker." baş parmağını yavaşça koluma bastırıp okşarken.Dudaklarımı birbirine bastırıp başımı salladım. Ne söyleyeceğimi bilememiştim.
Fazla sürmeden park halindeki arabasının yanına gelmiştik. Başıyla sürücü koltuğunun yanını gösterip arabaya bindi, ben de Alparslan komutanı bekletmek istemediğim için hemen binip emniyet kemerini takarak arkama yaslandım.
Derin bir nefes aldım.
Sonunda çıkabilmiştik hastaneden, nedenini bilmediğim küçüklüğümden beri sevmezdim hastaneleri.
Dudaklarımı yalayıp Alparslan komutana döndüm, arabayı hâlâ çalıştırmamıştı ve elinde telefonu vardı. Bir şey araştırıyor gibiydi. Ona baktığımı fark etmiş olacak ki birden bana döndü ve genişçe gülümsedi.
"Aç mısın?"
Bunu sorması her ne kadar normal olsa de benim tuhafıma gitmişti. Saat çoktan gece ikiyi geçmişti ve açık yer bulabileceğimizi düşünmüyordum. Buradan çıkar çıkmaz kışlaya gideceğiz sanmıştım.
Hâlâ bana baktığını görünce cevap vermediğimi fark ederek yutkundum. Başımı olumsuz anlamda iki yana salladım. "Aç değilim komutanım." dedim sırf cevap beklediği için ama içimden itiraz etmesini bekliyordum çünkü kurt gibi açtım.
Yüzündeki tebessüm büyüdü ve önüne dönerken başını iki yana salladı.
"O zaman hemen bir şeyler yemeye gidiyoruz çünkü ben çok açım." dedi gülümsemeye devam ederken. Ardından arabayı çalıştırdı ve hastanenin otoparkından çıktı.Bir şey demeden dudaklarımı birbirine bastırdım ve önüme döndüm. Beraber yemek yiyeceğimiz için biraz heyecanlanmıştım umarım açık bir yer bulamazdı.
Sıcaktan mayıştığım için gözlerimi kısa süreliğine kapattım fakat fazla sürmeden araba durduğu için geri açmak zorunda kaldım. Uykum vardı ama biraz daha dayanmam gerekiyordu.
Doğrulup etrafıma baktığımda lahmacuncunun önünde durduğumuzu gördüm. Bu saatte niye açık olurdu ki.
Alparslan komutan kontağı kapatıp bana baktı."Gel hadi, karnımızı doyuralım." diyip hızlıca arabadan indi, onun arkasından ben de indim ve hissettiğim soğuk havayla üzerimdeki cekete sarıldım. Alparslan komutanla birlikte lahmacuncuya girdik, yukarı kata çıkıp gördüğümüz ilk masaya karşılıklı oturduk.
Öylece oturmuş birbirimize bakıyorduk ne o konuşuyordu ne de ben, siparişleri almak için gelen garson sayesinde sessiz bakışmamız sona ermişti.
Alparslan siparişleri verip sakince bana döndü. "Sormadım ama seversin değil mi lahmacun?"
Gülümseyip ağır ağır başımı salladım. Çok mahçup hissediyordum. Beni önce hastaneye götürmüş saatlerce başımda beklemişti ve şimdi de acıktığımı düşünüp yemek yemeye getirmişti.
"Severim komutanım teşekkür ederim."
Yüzünden eksik olmayan gülümsemesiyle emin olmak ister gibi bana baktı, daha sonra ise arkasına yaslanıp bakışlarını üzerimden çekti.
Biri uzun uzadıya bakınca geriliyor ve ister istemez saçma sapan şeyler yapabiliyordum yani gözlerini çekmesi iyi olmuştu çünkü her an bir rezillik yapabilirdim.
Bir süre sonra yemeklerimiz geldi ve aramızdaki o gerginlik son buldu. Dudaklarımı kısaca yalayıp arkama yaslandım. O yemeye başlamadan yemek istemiyordum.
Yemediğimi fark ederek bana baktı ve çenesiyle önümü gösterdi.
"Bitecek o."
Karşı gelmeyerek başımı salladım ve bende yemeye başladım. Yedikçe açıktığımı anlayıp hızlıca bitirdim lahmacunu. Bir ara Alparslan komutan yemeyi bırakıp beni izlemişti. Her ne kadar ondan çekiniyor olsam da duraksamadan yemiştim çünkü gerçekten güzel yapmışlardı.
Son bir yudumu kalan ayranımı da içip arkama yaslandım. Peçeteyle dudaklarımı silip arkama yaslandım. Birkaç dakika sonra ben dışarıyı izlerken Alparslan komutan da yemeğini bitirmişti.
Dudaklarını yalayıp ayağa kalktı ve ben de kalktığımda bana kısaca bakıp kaşlarıyla kapıyı gösterdi.
"Arabaya geç asker, geliyorum."
Ben öderim falan diye gurur yapacak değildim. Beni buraya getiren de o zaten.
"Emredersiniz komutanım."
Lahmacuncudan çıkıp yakına park ettiğimiz arabaya ilerledim ve elimi kapıya atıp açmaya çalıştığımda açılmadı. Kaşlarımı çatıp tekrar denedim, yine açılmadı. Kapısı kilitli arabaya gönderiyordu beni puşt.
Kısa süre sonra kapı kilitlerinin açılma sesiyle başımı yerden kaldırdım. Yüzündeki mahçup ifadeyle yanıma gelen Alparslan komutanı görünce tüm sinirim uçup gitmişti. Bilerek yapmadı yüzünden belliydi çünkü.
Bana arabanın kapısını gösterip kendisi beklemeden arabaya bindi, onun arkasından ben de binip kapıyı kapattım ve kemerimi taktım.
"Hasta hasta beklettim seni de bu soğukta, kapıları açık sanıyordum."
Gözlerimi yanımdaki konuşan bedene çevirdim. Yüzüme küçük bir tebessüm yerleştirip omuz silktim, fazla beklememiştim zaten.
"Hemen geldiniz zaten komutanım, üşümedim hiç."
Son söylediğim şeyle yüzümü utançla buruşturup önüme döndüm. Bana üşüyüp üşümediğimi soramıştı ki adam. Yine boş boğazlık yapmıştım.
•
Arkadassaklaar ilk olarak çok özür diliyorum hepinizden. ikinci olarak da
ya söyleyebileceğim hiçbir şey yok aslında hesabı ve kitabı unutmuşum ben ondan böyle oldu yani. kusura bakmayıverin artıkxoxo
kuzgun kaçar (1 ay)
ig: lionsraven
beklerim buraya da canlarım ♡
bir de hiç kontrol etmedim bölümü hatalarım olabilir, görmezden geliverin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
muhtemel aşk [bxb]
Fiksi PenggemarÇağlar usta birliği için gittiği askeriyede eski sevgilisinin komutanı olacağını bilemezdi.