12. It's not a one-night stand

110 15 22
                                    

Yorum vote ne varsa fırlatın gitsin pls

Bu geceye kadar başına bir şey gelmemesi için Atom'u tek bir maça dahi çıkartmamıştım ve şimdi hareket edişinin yavaşlamış olma ihtimali beni geriyordu. Yine de sakin olmaya çalışıp derin bir nefes aldım. Pek işe yaramamış olsa da.

Zeus maçına çıkmamıza yirmi dakikadan az kalmıştı. Heeseung bize gelip haber vereceği için endişelenmiyordum ancak maç konusunda aynı şeyi söyleyemezdim.

Charlie ve Bailey de bizimle gelmişti ve bunun Jungwon'u mutlu ettiğine emindim. Uzun zaman sonra kamyoneti kullanmayı başka birine -Charlie süreceğini söylemişti- bırakıp yol boyu rahatça Jungwon'la zaman geçirdim. Belli olmaması için sürekli şakalar yapıp gülüşüyorduk ama ikimizde birbirimizden gergindik. Öte yandan diğer ikisi fazlasıyla mutluydu. Bize sadece eğlenmemize bakmamızı söylüyorlardı.

Zeus'la maça çıkacak olan biziz, eminim ki onlar için söylemesi çok kolaydı. Ama emindim ki Daehyun'da burada olsaydı onlar gibi düşünürdü. En son aradığımda geleceğine dair yeminler sıralamıştı ama hala ortalıkta yoktu.

Jungwon'la Atom'un son kontrollerini yapıyorduk ama korku tüm vücudumu kapladığından bir müddet sonra sadece köşeden onu izlemeye başladım. Jungwon fark etse de beni yargılamadı. Gerginlikten ellerimle oynuyordum. 

Arenaya giden büyük salon yayıncılarla doluydu. Kimse görmeden büyük salonun kapısını araladım ve etrafa bakındım. Herkes bizi bekliyordu, ellerinde kocaman kamera ve mikrofonları olan adamlar, o kameraların hitap ettiği yüzlerce izleyici ve dışarıdaki büyük ekran dahil her ekranda olacağımız gerçeği içimden lanet etmemi sağladı.

"Çok düşünüyorsun evlat." Charlie'nin elini omzumda hissettim. Diğer eliyle kapıyı kapattı ve beni geri çekti. Ona bakmam için elini çektiğinde başımı umutsuzca kaldırdım. "Neyden korkuyorsun?"

Açıkça "Kaybetmekten." dedim, bunu dile getirmekten çekinmiyordum.

"Kim her zaman kazanır ki?" Onun gibi düşünürsem eminim ki rahatlardım.

"Sende biliyorsun kaybedeceğimi."

"Yalnız değilsin." Jungwon'u göstererek devam etti. "Ne sen ne de o. Yalnız kaybetmeyeceksin." Jungwon'u izlerken fark ettiğim şeyle beraber kaşlarım çatıldı ve güldüm. "Neye gülüyorsun?"

"Beni kemiklerimi kırmakla tehdit etmiyorsun."

"Başta sana güvenmiyordum ama artık aynısını söyleyemem." Birinin bana güvenmesi güzel bir histi.

"Babam gibi hissettirme." dedim ama bunu umursamamış gibiydi.

"Bu bir sorun mu?"

"Sanırım değil."

"Beyler! On dakikaya kadar çıkıyorsunuz gibi görünüyor." 

Bailey'in seslenmesiyle Jungwon elindeki aletleri çantaya tıkıştırdı ve odadaki televizyonun önüne geçti. Charlie ile birlikte Jungwon'un arkasında durup izlemeye başladık. Giriş kapısının üzerinde inanılmaz büyüklükte iki poster asılıydı. Atom ve Zeus. İki sunucu posterlerin altında oluşan kalabalığın içinde yayın yapmaya başlamıştı.

"Çelik Yumruklar Şampiyonasına hoşgeldiniz millet! Bu gece sizlere hiç olmayacak bir dövüşü anlatacağız! Namağlup dövüşen Dünya Robot Boksu Şampiyonu Zeus, yıldızı yeni parlayan Atom'a karşı! Şampiyonun sahipleri Lig'in tanınmış robotları dışında bir robotla dövüşmeyi ve robotun Zeus'a karşı verdiği mücadeleyi insanlara sunmayı kabul etti!"

Onun bir adı var, Atom dedim içten içe. Siyahi adam konuşmasını bitirdiğinde diğeri başladı.

"Şunu açıklığa kavuşturalım, Lemkowa ve Mashido çıldırmış olabilir mi? Tüm zamanların en büyük dövüş robotu Atom adında kaçıncı nesil olduğu bilinmeyen bir robotla maça mı çıkacak?"

Real Steel [Jaywon]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin