Arkadaslar carsamba resmi olarak bolum gunu olmustur haberiniz ola ‼️
(Yorum atmayi unutmayin ha okumasi eglenceli)"Tamam." Kamyonete binerken sevincini dizginlemeye çalışıyordu. "Sıradaki durak neresi?"
"Bir kaç kişi katılmamız için numarasını verdi. Belki onlardan biri." dedim ve kapısını kapatmadan önce dirseğimi koltuğuna yasladım.
"Ne kadar vereceklermiş?" Bir yandan elindeki Atom'un kumandasıyla oynuyordu.
"Biri tek raunt için beş bin teklif etti. Kazanırsak yedi bin." Tatmin olmuş bir gülümsemeyle "Katılacak mısın?" diyerek kumandayı yerine koymam için bana uzattı.
"Katılacağız."
"O zaman pürüzlerini düzeltmeliyiz. Yol arasında bir yere çekebilirsin değil mi?" Başımla onayladım. "Umarım ısı tabancasını unutmamışsındır."
"Aldım." Kazanmamıza rağmen heyecanı hala gitmemişti. Diğer maçlara da katılacağımızı söylediğimden beri yerinde duramıyordu.
"Bakıyorum da sevdin maç olaylarını."
"Hoşuma gitti." diyerek kabul etti. "Her maçı kazandığını görmek istiyorum."
"Bunu bende istiyorum."
"Anlatsana kazanmak nasıl bir his?"
"Yeraltı dövüşlerindeki gibi değil. Daha garip hissettiriyor. Neyse, gidelim mi artık?" Başıyla onayladı.
Kendimi bir kaç saat sonra dayanamayıp uyuyakalmasına sırıtırken buldum. Bacaklarını kendine doğru çekmiş ve kapıya doğru yaslanmıştı. Uykusunun derin olduğu aşikardı, tüm o trafik seslerine dahi uyanmadı. Başkalarının da olduğu bir piknik alanı görünce kamyoneti bir kenara çektim.
"Jungwon uyan hadi." Koluna dokundum. Mızmızlanarak kendini daha çok koltuğa gömdü. "Yang, uyan artık."
"Ne oldu?"
"Saatlerdir uyuyorsun." Sıkıldım.
"Sıkıldım demiyor da." Esneyerek doğruldu ve camdan dışarı baktı. "Yağmur mu yağdı?"
"Evet."
"Tüh be." dedi somurtarak. "Kaçırdım."
"Neyi?"
"Fotoğraf çekecektim."
"Çoktan durdu. Markete gidelim mi? Arka tarafta bir tane var."
"Tamam."
Yolu bilmemesine rağmen önden gidiyordu. Markete girerken karımı çıkarıp ona uzattım. Anlamamazlıktan gelerek "Ne?" dedi.
"Markete gidiyoruz Jungwon. İstediğin ne varsa al işte." Kartı aldı ve "Çok garip hissettiriyorsun Jay." diye mırıldandı.
"Nasıl yani?"
"Kim yeni tanıştığı birine kredi kartını güvenip verir?"
Başımı eğip "Alıp kaçacak tip yok sende." dedim.
"Ya kaçarsam?"
"Biri seni alıp çocuk şubeye bırakır. Bende gelir alırım."
"Hakarete uğramış gibi hissediyorum."
"Yo, bence bir marifet." Beni kale almayarak reyonların arasında dolaşmaya başladı. Karasızlığı çok belli oluyordu. Önüne geçip bir kaç şey aldım.
"Hangisini istersin?" Omuz silkti.
"Farketmez."
"Ne istiyorsan söyle işte."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Real Steel [Jaywon]
FanficO adamın kendinden emin sesi kulaklarımda yankılanıyordu. "Zeus görür ve tabii ki öldürür." Yine de bunu, henüz Jungwon ve benim geliştirdiğim robotu ringdeyken görmediğinden söylemesi aptallıktı. *Çelik Yumruklar adlı filmden alıntıdır‼️‼️