Bölüm 4

89 8 0
                                    

Başımda keskin bir ağrıyla uyanmıştım. Etrafıma baktığımda hâlâ hastanede olduğumu farkettim. Kapı açılma sesini duymamla annem görüş
açıma girmişti. "Uyanmışsın kuzum" dedi. Bakışlarımı kaçırarak ona cevap vermemiştim. Çünkü boğazım düğümlenmişti. Tek kelime konuşmak bile içimden gelmiyordu.

Ağır geliyordu. Tüm bu yaşadıklarım. Daha 1 ay öncesine kadar beraber olduğum arkadaşım Bade'm yoktu. Arada bir Fransa'ya giderdi ailesinin yanına. Hatta yaz boyu dönmezdi. Ama elbet bir gün döneceğini biliyordum. Ama bunun geri dönüşü yoktu.

Ölüm denen şey her zaman gözüme ürkütücü ve soğuk gelirdi. Ve her zaman kaçardım bu kelimeden. Ben babasız büyümüştüm evet. O da kalp krizi geçirerek vefat etmişti. Ama hiç bir zaman annem onun yokluğunu hissettirmemişti bana.

Kardeşim yoktu benim. Bade'yi bir kardeş bir abla yerine koymuştum her zaman. Ailesi de yıllardır yurt dışında yaşadığı için çoğunlukla bizim yaşadığımız evde yaşıyordu. Evimiz zaten kocaman bir villa olduğu için ona bir odayı ayırmak zor olmamıştı.
Ama artık o yoktu. Sahi ben nasıl dayanacaktım onun yokluğuna. Başka arkadaşım yoktu benim, kardeşim yoktu, sırdaşım yoktu, omuzunda ağlayabileceğim, beraber saatlerce gülebileceğim hiç kimse yoktu...

Beni düşüncelerimden ayıran şey doktorumun gelmesiydi. Ağladığımı yeni fark ediyordum. Yavaşça göz yaşlarımı silip, doktoruma doğru döndüm.
"Sare Hanım, yaşadığınız büyük kayıp için gerçekten çok üzgünüz. Sağlığınız şuan için iyi görünüyor. Sizin sormak istediğiniz herhangi bir şey yoksa bugün taburcu olabilirsiniz."

Konuşmak ne kadar zor olsa da ayaklarımda ki hissizliğin sebebini öğrenmek istiyordum. Yaşadığım kazadan sonra hiç ayağa kalkmamıştım. Ama garipsediğim, iyi gitmeyen bir şeyler olduğuna emindim.

"Doktor bey, ayağımda garipsediğim bir hissizlik söz konusu. Rica etsem kontrol edebilir misiniz?"
Doktorum Levent Bey beni onaylarcasına kafasını salladı ve yavaşça bana yaklaşıp elinde tuttuğu kalemle diz kapağımdan başlayarak aşağı doğru kalemi ayağımın üzerinde gezdirmeye başladı. Peki ben neden hissedemiyordum. Levent bey bir mimik aramak istercesine yüzüme bakmaya başladı. Ama bende tık yoktu. Yavaşça kaşlarını çatarak bacağıma bakmaya devam etti.

"Neler oluyor Levent Bey?" diyerek sorumu yönelttiğimde. Ayağıma kalemi yavaşça batırdığını gördüm. En sonunda ayağıma çimdik attığında.
"Neden hissedemiyorum?" Dedim ve gözyaşları yavaşça süzülmeye başladı yanağımdan.

"Sare hanım, uzun süredir yatma durumunuza bağlı olduğunu düşünüyorum. Ama lütfen korkmayın. Bacaklarınızı tamamen kaybetmediniz." Kafamı sağa sola sallayarak durumu kabullenmek istemiyordum.
"Ama bir kaç fizik tedaviyle durumunuzun düzeleceğine inanıyorum." Diyerek sözlerini tamamladı.

Anneme baktığımda ağladığını gördüm. Bakışlarını kaçırarak hızla odayı terk etti. Doktorum Levent Bey'inde odayı terk ettiğini gördüğümde, dudaklarımdan kaçan hıçkırığa engel olamadım. "Neden, neden, ya neden" diyerek bağırmaya başladığımda sinirle üstümde ki örtüyü kaldırıp bacaklarıma baktım. "Hayır bana bunu yapamazsınız, en azından şuan değil." Diyerek bacaklarımı oynatmaya çalıştım.

En sonunda olmayacağını anlayarak. Ellerimle bacaklarımı yere uzattım. Yataktan destek alarak ayağa kalkmaya çalıştım, ama dengeyi sağlayamayarak yere düştüm. Ağlamam daha da şiddetlenince anneme seslenmeye başladım. Ama duymuyordu. Gözyaşlarımdan önümü görmüyordum.

Kapının açılıp kapanma sesi geldiğinde Murat'ın sesini duydum. "Sevgilim ne oldu sana aşkım" kollarımı ona uzattığımda varlığıyla boşluğumu doldurmuştu. Az da olsa rahatlamama yardımcı olmuştu bu sarılma. Gözyaşlarım omuzunu ıslatıyordu. Saçlarımı okşayarak "Geçti bebeğim geldim, sakin ol güzelim."

"Murat, herkes beni bırakıp gitti. Benim kimse kalmadı. Nolur beni bırakma."

Hıçkırıklarımın arasından konuştuğumda beni belimden kavrayarak kucağına almıştı. Bir elimle boynunu sardım. Beni yatağa yatırdığında başımın üzerine bir öpücük bırakmıştı. "Seni asla bırakmam Sare'm" dedi. Yavaşça gözlerimin kapandığını hissettiğimde kendimi uykunun kollarına bırakmıştım.

Muhtemel AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin