Bölüm 2

147 13 2
                                    

Telefon elimden kayıp düştüğü an ellerimi masaya yaslayıp güç almak istercesine sıkmaya başladım. Gözümden bir damla yaş süzüldü. Ardından buğulu görüş açıma sekreterim girdi. Haberlerden ve magazin sitelerinden her şeyi biliyormuş. Çantamı ve eşyalarımı hızla elime alıp koşar adımlarla aşağı indim. Arabam görüş açıma girdiğinde sakinleşmek için derin nefesler alıp veriyordum. Şoför tarafına doğru adımlayıp kendimi koltuğa attım. Hiç bir şey hissedemiyordum. Şoförüm ısrarla benle gelmek istese de onu dinleyecek bile halim yoktu.

Gaza basıp yola koyulmuştum. Arabalara makas atarak geçiyordum. Anılarımız bir bir gözümün önüne geliyordu. Çocukluğum onunla geçmişti. Badem gözlüm diye seslenirdim ona. Kafamı sağa sola sallayıp yola odaklanmaya çalıştım. Ama nafileydi. Bir türlü sakinleşemiyordum. Nefesim sıkışmaya başladığında camı açıp nefes almaya çalıştım. Olmuyordu. Nefes alamıyordum. Gözüm kararmaya başladı.
Hemen ardından birden önüme atlayan çocuk görüş açıma girdiğinde direksiyonu sağa kırmıştım. Çığlık atıp gözümü kapatmıştım. Arabaların korna sesleri cam kırılma sesleri geliyordu. Geriye ise koca bir hiç kalmıştı.

Gözümü yarım yamalak açtığımda, ambulansta olduğumu başımda ki hemşirenin telaşlı şekilde serumla uğraştığını görmüştüm. Bacaklarımda hissettiğim derin acıyla beraber inlemiştim. Hemşire ise uyandığımı görür görmez, beni sakinleştirmeye dair bir kaç söz söylemişti. Ama ben onları bile algılayamıyordum. Bade,ona ne olmuştu? Yaşıyor muydu? Yaşaması lazımdı? Daha onunla bir sürü ülke gezecek bir sürü anılar biriktirecektik? Beni bırakıp gitmezdi ki Bade'm gözlüm. Başka arkadaşım yoktu benim. Ben artık kime sırlarımı anlatacaktım? Kimle dertleşecektim sabahlara kadar? Kimle eğlenip, dans edip sarhoş olana kadar içecektim?
Peki ya ben? Ben yaşayacak mıydım?

Muhtemel AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin